Muse-Showbiz
Sağlıklı kararlar verdiğini ve doğru seçimler yaptığını söyleyemezdi. Bunun bir kanıtı da Park Jimin'di ne de olsa. Her şey bir yana, belki de yaşaması gereken hayatın içinde değildi, iyi şeyler yaptığını sanmıyordu. Yine de, bunların içinde olmaktan pişman değildi. Kendi kararlarının sonuçlarına katlanıyordu, kendi kararlarına güvenmeyecekse nasıl yaşayacaktı?
Şimdi yirmi yedisindeydi, pişman olacak veya sızlanacak yaşı çoktan geçmişti. Her zaman bir diğer ihtimali düşünmekten ve merak etmekten geri kalmıyordu ama geri dönüşü yoktu girdiği yolun. Merakını dindiremeyeceğini biliyordu.
Şaka kısmını geçerse, hiçbir zaman Jimin'in olmadığı bir hayatı düşünmemişti. Hayatta kalabildiyse veya kalmayı istediyse, bunların hepsi Jimin sayesindeydi. Onu tanımış olmaktan pişmanlık duymuyordu, onun, hayatındaki tek varlık olmasından rahatsız değildi.
"Uykum kaçtı sanırım. Ne uykuyu getirir biliyor musun? Orgazm olmak."
Ya da rahatsızdı? Bir miktar.
Elindeki anahtarı montun cebine koydu ve girdikleri kapıyı gelişigüzel kapattı. Kilitlemek gibi bir alışkanlığı yoktu. Geniş salonda ilerlerken mutfak tarafına döndü, susamıştı fazlasıyla ve uyumadan önce midesini doldurmak istiyordu. Yemek yemeye vakitleri kalmamıştı.
"Mastürbasyon yap. Bu hataya yıllar sonra tekrar düşerim mi sandın?" dedi kendini koltuğa atan Jimin'e. Geçmişte bir iki şey yaşamışlardı ama bu 'şey' o ikisi arasında asla yürümezdi. Bir sevgili olarak ilerleyemeyeceklerine konuşarak karar vermişlerdi. Yoongi'nin, Jimin'i bu tip bir şey yüzünden kaybetmeye niyeti yoktu.
"Sadece şaka yapmıştım," dedi Jimin. "Ama yine de ölmeden önce düşünebilir-"
"Ölmeyeceğiz, bir şeyler düşünüyorum ben." Dolapta yiyecek hiçbir şey bulamayınca kapağı sinirle kapattı ve tezgahın önünde duran küçük, kare şeklindeki masaya oturdu. Yakın zamanda alışveriş yapmaları gerekiyordu, buzdolabında örümcek ağları gördüğüne emindi. Jimin de koltuktan kalktı ve masaya, onun karşısına geçti.
"İki seçenek var, basit," dedi Yoongi. Seçim yapmaktan nefret ediyordu. "Ya her zamanki gibi yarışır ve kazanırız ya da kaybeder ve parayı alırız."
"Haejin kazanırsak borcumuzu silecek," dedi Jimin. "Ama bize zarar vermeyeceği konusunda söz vermedi." Jimin dirseklerini masaya yasladı ve başını da ellerine yerleştirdi. Gözleri kapanıyordu.
"Evet, ona güvenemeyeceğimiz bir gerçek. Diğer türlü..."
"Kim Seokjin. Onu daha önce hiç duymadım. Ona nasıl güveneceğiz ki?"
Yoongi suyundan bir yudum aldı ve bardağı ses çıkaracak şekilde masaya koydu. Gözleri masanın üzerindeki çiziklerdeydi. "Güvenemeyiz," dedi. "Onu tanımıyoruz. Her türlü Haejin'den daha iyi bir seçenek ama bu kadar önemli bir şeyi kaybedersek Haejin bizi kesinlikle yaşatmaz."
Jimin derin bir nefes aldı. Karışıklıklardan veya problemlerden nefret ederdi. Basit düşünür ve basit yaşardı, canının istediğini yapardı.
"Takımın beyni sensin," dedi. "Ne istiyorsan onu yap. Şu an sadece uyumak istiyorum."
Jimin masadan kalkarken, Yoongi yüzünde silik bir gülümsemeyle masada yazanları okuyordu. Ne zaman önemli bir şey olsa veya sıkılsalar oraya bir şeyler karalarlardı. Jimin not kağıtlarını ve kalemlerini her zaman kaybettiğinden Yoongi görsün diye karalardı bir şeyler. Neredeyse hiç yer kalmamıştı.
Gelirken yumurta al, yazıyordu mesela. Evden birbirlerinden ayrı çıkacaklarsa mutlaka orayı kontrol eder ve yeni bir şeyler var mı diye bakarlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
White Rabbit |vmin&yoonkook| ✓
Hayran KurguNasıl kazanılacağını öğrenmek için kaybetmek zorundasın.