Hatırlıyorum o karanlık geceyi...
AY O GECE ÇOK KARANLIKTI...
Ve biz arabadaydık. Tahminen 3-4 belki 6-7 yaşlarındaydım. Bir hışımla çıktık evden...
Apar topar arabaya bindik ve yola koyulduk.Babam tek kelime dahi etmeden arabayı çalıştırdı. Hareketlerinde bir farklılık vardı. Sanki her an bişey olacakmış gibi bir hâl vardı üstünde.
Arabada adeta sessizlik heryeri kaplıyordu. Çıt dahi çıkmıyordu. Annemle babama da sormaya çekiniyordum. Aslında çekinmeyi bırak onlarla konuşmak bile istemiyordum.
Ve sessizlik...
HER YER KARANLIK...Korkmaya başlıyordum. Neler oluyordu. Tüm bu olanlar bir tesadüf müydü?
Kendimden emin olmaksızın annemin oturduğu koltuğun kapısını açtım. Ve gördüklerimin karşısında öylece kalakaldım.Annem ve babam kanlar içindeydi. Onları öyle görmek,canımı yakmıştı. Kalbim sıkışıyordu ve nefes alamıyordum. Ailemi kaybetme düşüncesi,içimi yakıyordu sanki.
Ailemdi onlar benim,beni her ne kadar sevmeselerde,onlardan başka kimsem yoktu.
Ellerim titriyordu ve elimden hiçbirşey gelmiyordu. Heyecandan kalbim hızlı hızlı atıyor ve soluk alıp verişimi hızlandırıyordu. Bu da her geçen saniye heyecanlanmama neden oluyordu. Birşeyler yapmazsam gözümün önünde ailem dediklerimi kaybedebilirdim. Karanlık her yere yayılmıştı sanki. Zar zor görebiliyordum etrafımı. Bana yardımcı olan bir tek ay ışığı vardır diye düşünüyordum ama nafile. Gecenin karanlığını kendi ışığıyla bastıran ay,çok karanlıktı.
Tek başımaydım ve artık nefes almakta zorlanıyordum. Kimse yoktu gecenin karanlığında. İçimdeki korku ve panikle kendi etrafımda daireler çizerek,yardım çığlıklarıyla ilerlemeye başlıyordum. Yolun sonuna kadar elimdeki telefonun ışığıyla gidebildim. Fakat o da fazla yardım edemedi bana. Şarjı bitmişti ve artık karanlıkla başbaşa kalmıştım. Ay'da yardım edememişti bana.
Yolun sonuna geldiğimde,yıkık dökük ve bir o kadar da eski kulübe vardı karşımda. Dışarıdan belliydi içeride kimse olmadığı,ama başka çarem de yoktu. Ailem söz konusuydu ve elimden geleni yapmak zorundaydım. İçimdeki korku ve heyecanı bir kenara bırakarak kapıdan içeri girdim. Her yer tozdu. Eskimiş koltuklar,yırtılmış perdeler,korkunç bir hava veriyordu kulübeye. İçim ürpermişti ama bunu yapacaktım başka çarem yoktu. Çok geçmeden,yardım çağırabileceğim birşeyler aramaya başladım. Tam da camın önünde duran kibriti fark ettim.Belki de ateş yakmak işe yarayabilirdi. Kibriti aldım ve hemen arabaya koştum. Annem ve babamdan hiç bir ses yoktu. Hâla aynı şekilde,kanlar içindeydiler.
Elimdeki kibrit kutusunu açtım ve yakacak birşeyler bulmaya başladım. Etrafta hiç işe yarar bir şey yoktu. Tekrar arabanın içine baktım,bir zarf buldum. Annemin kucağındaydı. İçinde birşeyler yazıyordu ama umursamadım bile. Hemen elimdeki son kibritle yakmaya başladım kağıdı. Ama o da yeterli olmadı. Ateş sönüyordu ve bu benim son şansımdı. Yakacak başka birşey olmadığından,üstümden gömleğimi çıkarıp hiç düşünmeden verdim ateşe.
Biraz geçtikten sonra ateş sönmeye başladı. Umudumda tükenmeye başlıyordu ama dayanacaktım. O anki korkuyla sönmüş olan ateşin üstüne bastım ve bir anda duman çıktı. Ve evet yaktığım ateş başarılı olmuştu. Dumanı farkedip gelen insanlar,önce annemle baba'mı arabadan çıkarıp,sonra da beni yanlarına aldılar ve hastaneye gitmek için yola koyulduk. Yardım çağırmayı başarmıştım ama,ya annemle babam. Onlar kurtulabilecekler miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY BU GECE ÇOK KARANLIK
Short StoryHep geçmişimle yaşayacaktım belki,asla unutamayacaktım o günleri İzi kalacaktı kalbimde sevdiklerimin,hemde en derinde Ama asla vazgeçmeyecektim,pes etmek bana yakışmazdı Bende öyle yapacaktım,sabırla ve umutla savaşacaktım. - Siz hiç,ayın karanlık...