Kararlıydım,o günden sonra asla bu işin peşini bırakmayacaktım. Neler olduğunu öğrenmeme çok az bir zaman kalmıştı.
Sadece mahir amca'yı tekrar o eve gitmek için ikna etmek kalmıştı. Ama bu hiç de kolay olmayacaktı. Bu konuda çok hassas'tı. Yanında ağzımı bile açmaya cesaret edemiyordum. Neden bilmiyorum ama,çekiniyordum mahir amca'dan...
Benden birşeyler saklaması ya da bana yalan söylemesi,bunları bir türlü unutamıyordum. Mahir amca'yı çok seviyorum,bana evini,herşeyini açmıştı. Ve en önemliside beni evladı gibi sevmişti...
Tüm bu olanları düşünürken mahir amca girdi içeri,yüzü gülümsüyordu,belli ki iyi bir haber almıştı.
-Ateşböceği dedi;bugün taburcu oluyorsun..
Sevinmiştim taburcu olduğuma.
-Mahir amca; ateşböceği yorgunsun biliyorum ama evde bizi birkaç kişi bekliyor.
-Nasıl yani? Mahir amca iyide bizi kim bekliyor ki evde?
Yoksa taburcu olduğum için beni ziyarete mi gelecekler?
-Maalesef ateşböceği,onun içinde gelecekler tabii ama bu sefer farklı bir misafir olarak polisler gelecek.
-Polisler mi?
Iyide mahir amca neden? Ne işi var polislerin bizim evde?
-İnan bilmiyorum ateşböceği,bana da birşey söylemediler. Sadece kaza için geleceklerini biliyorum... Dedi ve sustu.
Anlamadım,neden kaza için geleceklerdi ki?.. Çok garipti. Kaza'nın üstünden uzun bir zaman geçmişti. Neden şimdi sorguluyorlardı...
Daha da garip olan cenaze vardı birde. Herşey üst üste gelmişti. Aklıma takılmıştı cenaze olayı ama işin içine polislerin gireceği gelmezdi aklıma. Bunca zaman sonra,kaza'yla ilgili ne konuşacaklardı? Neden kaza'yı araştırıyorlardı. Yoksa olmayan cenaze'yi demi biliyorlardı?.. polisler'in olmayan cenaze'yi bilme ihtimali,kuşkulandırmıştı beni. Mahir amca'nın olmayan cenaze'den haberi yoktu,söylememiştim ona zaten bilmesi de pek uygun olmazdı. Daha önce de aklıma takılmıştı ama,pek fazla ilgilenmemiştim. Halam'ın ya da eniştem'in istemediğini düşünmüştüm. Şimdi polis'ler vardı işin içinde ve daha da büyümüştü konu...mahir amca polis'lerin geleceğini söyledikten sonra çıktı oda'dan, bügün taburcu olacağım için çıkış işlemlerini tamamlamaya gitmişti. Biraz zaman sonra telaşlı bir şekilde kelebek girdi içeri. Soluklana soluklana konuşmaya başladı. -Ateşböceği,dışarıda seni iki kişi bekliyor. Akraban olduklarını ve seninle konuşmak istediklerini söylediler. -Akraba mı? -Evet akrabaa..sen gelenleri tanıyorsun demi? ateşböceği. -Evet,tabii tanıyorum. Muhtemelen halam'la eniştem'dir. -Tamam. Ben çağırıyorum o zaman. Ama fazla konuşamazsınız. Yaklaşık bir saat sonra çıkyoruz hastane'den. Kelebek çıktıktan sonra halam'la enişte'm girdi içeri. Endişeliydiler sanki...halam içeri girer girmez sarıldı bana. Sanki beni özlemiş gibiydi. Bende sarıldım ona,halini hatrını sordum. Halam konuşmaya başladı. -Bahar,ne oldu sana?neden buradasın?hastaneye kaldırıldığını öğrenir öğrenmez atlayıp geldik enişten'le. -İyiyim,birşeyim yok. Birden oldu işte. Siz neden geldiniz? -Ne demek neden geldiniz! yeğenimin sağlığı söz konusu. Seni burada yalnız mı bırakıcaktık? -Ben yalnız değilim,mahir amca var kelebek var. Hem burası bir hastane,burada sizden daha çok ilgileniyorlar benimle. -Bahar,sen benim yeğenimsin. Merak ettik diyoruz işte neden inamıyorsun? -Peki ailemi kaybettiğimde hiç düşünmeden beni evlatlık verirken,o zaman yeğenin değil miydim?.. Halam hiçbirşey söylemeden çıktı dışarı. Zaten eniştemin'de ağzını bıçak açmadı... öylece gittiler. Çok öfkeliydim onlara. O yaptıklarını unutamıyordum bir türlü... sevdiklerimin beni sevmemesi,umursamaması çok zoruma gidiyordu. Ama bundan sonra yakamayacaklardı canımı,öğrenmiştim çünkü; en çok sevdiklerimden zarar geliyordu bana..ve en çok onlar yakıyordu canımı,ailem bildiklerimi kaybetmiştim artık.. halam'lar gittikten sonra mahir amca girdi içeri; -Ateşböceği,işlemleri tamamladım,hadi değiştir üstünü de çıkalım bir an önce. -Tamam,değiştiriyorum hemen. Oda'dan çıkarken bir zarf takıldı gözüme. Kapı'nın yanında ki dolap'ın rafında duruyordu. Değişik bir zarftı. Ne bir telefon numarası ne de bir adres,hiçbir bilgi yoktu. Sadece "NİHAT _ _ _ _ _ _" yazıyordu. Anlam veremedim bu ilginç zarfa. Belki biri düşürmüştür diyerek,attım ceket'imin cebine ve çıktım oda'dan. Mahir amca'yla kelebek beni bekliyordu aşağıda. Hiç vakit kaybetmeden bindim bizim sarı civciv'e. Çok karışıktı yaşadıklarım,duygularıma tercüman olabilecek sözcükler bir türlü çıkamıyordu yüreğimden. Esir olmuştu sanki.. en derinden yaşıyordum duygularımı ama,adını koyamadığım birşey vardı. Ne zaman hissetsem o duyguyu,gözlerimde ki yaşlar tutamıyordu kendini,bırakıveriyordu hemen. Oysa bilmiyordu ki gözlerim,o akan yaşlar,hayat için hiçbirşeyi ifade etmiyordu,acımıyordu insanlara.. Gözlerime göre; o akıttığım yaşlar,anlatamadıklarımdı. Kalbime göre ise; yaşayamadıklarım...
...
Eve gelmiştik sonunda. Tüm bu yaşadıklarımdan sonra çok yorulmuştum ve iyi bir uykuyu hak ediyordum. Bana göre hak ettiğim çok şey vardı...
Nasıl söylesem ki,o kadar alışmıştım ki onlar olmadan yaşamaya,sanki gerçekten hiç ailem olmamış gibiydi. Özlüyordum onları,her çocuk gibi benimde hakkım vardı sevilmeye,çocukluğumu yaşamaya... yarım kalmıştı benim çocukluğum,yaşayamadığım bir çok şey vardı. Işte burada kalbim giriyordu devreye,yaşayabildiğin kadar yaşa hayatı diyordu,senden çocukluğunu alanlara inat,tekrar yaşa çocukluğunu...
Eve gelir gelmez odama çıkıp yatağa uzandım. Olanları düşündüm,yaşananları. Yaşadıklarımın tarifi yoktu sanki... boğazıma düğümlenmişte,orada kalmış gibi. Yutkunsam,kalbime gidecek,orayı acıtacak,biliyorum. Ama yutkunmasam,boğazımı...
Yatağa uzandığımda bütün vücuduma ağırlık çökmüştü. Ve kolumdaki serum izi hâla duruyordu. Uykuya bile geçemeden kelebek girdi içeri,
-Ateşböceği,kalk hemen!
Kelebek tedirgindi,anlayamadım yüzündeki ifadeyi. Onu sakinleştirmek istercesine;
-Ağır ol kelebek! Bu ne heyecan?
-Polisler,polisler geldi ateşböceği. Kelebek'in söylediğini duyunca yatağımdan doğruldum hemen.
-Polisler mi?
-Evet,polisler. Hemen seni görmek istediklerini söylediler. Ama Mahir amca hâla dükkânda,o gelmeden görüşmen,uygun olur mu?
-Bilmiyorum. Ama Mahir amca'nın da bilmesi daha uygun olur. Zaten iki gün sonra okullar açılıyor. O zamana kadar tamamlayabilirsek şu sorgu işini,en azından içim daha rahat olur.
Kelebek odadan çıktıktan sonra üstümü değiştirip aşağı indim. Üzerimde anlayamadığım bir yorgunluk vardı. Üstelik o yorgunlukla,polisler beni sorgulayacaktı. Hiç istemiyordum aslında,ama çok da merak ediyordum doğrusu. Çok tedirgingindim,neler olacağına dair hiçbir fikrim yoktu, tek bildiğim ise,bu cenazenin fazla derin olmasıydı...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY BU GECE ÇOK KARANLIK
KurzgeschichtenHep geçmişimle yaşayacaktım belki,asla unutamayacaktım o günleri İzi kalacaktı kalbimde sevdiklerimin,hemde en derinde Ama asla vazgeçmeyecektim,pes etmek bana yakışmazdı Bende öyle yapacaktım,sabırla ve umutla savaşacaktım. - Siz hiç,ayın karanlık...