ELMA YANAK

34 8 0
                                    

Bu piknik işi bizim için iyi olmuştu. Mahir amca içinde öyle... Ama sadece kelebek için iyi olmamıştı galiba. O konuşmayı yaptıktan sonra kendine gelememişti anlaşılan. Başımdan geçen olayları kelebek'e anlattığımdan beri biraz durgundu sanki. Sürekli dalıp gidiyordu. Sanki kendisini üzmüş bir olay olmuşta onu düşünüyormuş gibi.
Hani bazen eskiye dair anılarınızı hatırlar,ve duygulanırsınız ya...
İşte öyle birşeydi..
Hani derler ya, anılar asla silinmez,ne yaparsan yap hep aklında kalır diye. Doğruymuş. İnsanda sevdiklerini,değer verdiklerini ne yaparsa yapsın unutamıyormuş...
..
 Kelebek için çok üzülüyordum. Aslında bu eve ilk geldiğinde pek hoşlanmamıştım doğrusu. Ama onun bu kadar üzgün olması benide üzüyordu işte. Herkes odasına çekilmişti. Bende odamda,yatağımın üstünde oturmuş,kelebek'in neden bu kadar üzgün olduğunu düşünüyordum. Aslında iyi bir çocuktu. Bana bir zararı yoktu. Sadece... Bu durumda olması,kelebek'in bu kadar üzgün olması...
Ne bileyim işte... Üzüyordu beni.
 kelebek'in bu durumuna daha fazla dayanamayıp,   aşağı mahir amca'nın yanına inmeye karar verdim. Belki mahir amca kelebek'in neden bu kadar üzgün olduğunu biliyordur,düşüncesiyle indim aşağı. Mahir amca kendi koltuğuna çekilmiş elinde bir kitap,yanında da sıcacık bir çay vardı. Ama kitap biraz değişikti. Üzerinde isim ya da herhangi bir kapak resim yoktu. Siyah,eski bir kitaptı..
  Mahir amca; "ateşböceği, ne işin var burada? Yoksa senide mi uyku tutmadı?" dedi.
Evet dedim ve yanına oturdum.
Seni üzen birşey var anlaşılan ateşböceği, hadi anlat bakalım ne oldu?
Şaşırdım! Benim bir derdim olduğunu nereden anlamıştı ki? Ben duygularımı pek belli etmem. Kendi içimde yaşarım,hatta üzülsem bile kimseye söylemem. Ama mahir amca nereden anlamıştı acaba?.
Mahir amca,benim bir derdim olduğunu nerden anladın? Diye sordum.
Gülümsedi... Sadece gülümsedi.
Anlamadım. Oysa ortada gülünecek hiçbirşey yoktu.
Mahir amca neden gülüyorsun? Ve benim bir derdim olduğunu nereden anladın? Dedim yüksek bir sesle.
  Mahir amca; tekrar gülümsedi. Elma yanaklarından dedi.
Çok şaşırdım. Elma yanak mı? O da ne demek?
Dedim kendi kendime. Mahir amca elma yanak ne demek? Sen bana neden elma yanak diyorsun? Hem benim elma'ya benzer bir halim mi var?
Mahir amca benim sinirlendiğimi anlamış olmalı ki hemen konuşmaya başladı. Tamam. Tamam. Sakin ol ateşböceği. Sana kötü birşey demedim. Yanakların kızarmışta ondan...
  -Ne! Benim yanaklarım mı kızarmış? Dedim.
-Mahir amca; evet ateşböceği,hemde çok kızarmış. Senin bir derdin olduğunda ya da üzüldüğünde yanakların kızarır. Dedi.
Gerçekten anlamadım. Evet. Ben üzüldüğümde yanaklarım kızarır ama mahir amca bunu nereden biliyordu ki?
Mahir amca sen nereden biliyorsun,üzüldüğümde yanaklarımın kızardığını?
-Mahir amca; yine gülümsedi, ateşböceği sen halanlardan da ayrılırken üzülmüştün. O zamanda yanakların kızarmıştı. Dedi.
  Ve bu sefer ben gülümsedim.
Mahir amca'mın boynuna sarıldım. Seni çok seviyorum Mahir amca. Dedim.
-Mahir amca;bende seni çok seviyorum ateşböceği. İyiki bu eve geldin dedi.
..
O akşam çok mutlu olmuştum. Mahir amca'nın beni bu kadar düşünmesi,ilgi göstermesi çok hoşuma gidiyordu. Her ne olursa olsun,sizi herşeyinizle seven,koruyan,sizi düşünen bir insanın olması gerçekten çok güzel...
Mahir amca'yla aşağıda otururken kelebek geldi. O da yanımıza oturdu. Galiba eskisi kadar üzgün değildi. Çünkü yüzü gülüyordu. Bu duruma çok sevinmiştim. Kelebek'in mutlu olması benide çok mutlu ediyordu...

AY BU GECE ÇOK KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin