MAKARONLAR

39 8 0
                                    

Bu yeni arkadaş'ın benim için hem iyi hemde kötü bir yanı vardı. Hem benim yerime gelmişti, mahir amca'nın yanında çırak olmuştu,hemde bana yeni bir arkadaş olmuştu... Kelebek 'te benim yaşlarımdaydı. Aslında birbirimizin tam tersiydik. O sarı saçlı mavi gözlü sessiz,sakin...
Ben ise esmer,yeşil gözlü sinirli,asabi,ve yaramaz...
Gerçekten birbirimizin tam tersiydik. O benle hiç oyun oynamıyordu. Hep evdeydi. Durmadan birşeyler çiziyor ve tasarlıyordu. Bana göre çok sıkıcıydı. Planlar,çizimler,projeler bana göre değildi. Böyle eğlenceli,rahat, doğal... Bunlar daha bana göreydi. Oysa ki kelebek'in hayatında hep kurallar vardı. Ailesinden almış olsa gerek. Yani mahir amca'nın kardeşi. Nasıl biriydi acaba? Çok merak ediyordum. Ama mahir amca bana bir kardeşi olduğundan hiç bahsetmemişti...
..
Akşam olmuştu. Ve benim hâla canım sıkılıyordu. Mahir amca dükkanda, kelebek ise yeni odasına çekilmiş, birşeyler tasarlıyordu. Can sıkıntısından kelebek'in yanına çıkmaya karar verdim. Yukarı çıktım, kapıyı tıklattım. İçeriden bir ses geel dedi. Girdim içeri heryer kağıt,kalem,çizimlerle doluydu. Ben hayretler içinde kelebek'e bakıyordum. O da bana bakıyordu.
Kelebek; ne oldu küçük kız neden bakıyorsun? Hayatında hiç kağıt görmedin mi sen? Dedi.
Sinirlendim. Çok çabuk parlayan bir insan olduğum için kendime engel olamadım.
Sensin KÜÇÜK KIZ! dedim sesimi yükselterek.
Sen kimsin bana küçük kız diyorsun dedim.
Kelebek; sanaaa dedi alyacı bir ses tonuyla.
Hiçbirşey söylemeden odadan çıktım.
Direk bahçeye çardağa gittim. Ben bu çocuğu hiç sevmedim. O kim oluyorda bana küçük kız diye hitab ediyordu. Ben kendi kendime konuşurken mahir amca geldi. İçeri onu karşılamaya gittim. Elinde poşetler vardı. Hoşgeldin mahir amca diye karşıladım onu. Hoşbulduk ateşböceği diye karşılık verdi. Elindeki poşetleri alıp mutfağa götürdüm. Hepsini teker teker yerlerine yerleştirdim. Evde kahvaltılık birşeyler kalmadığı için gelirken nasip bakkala uğramıştı anlaşılan. Bizim nasip bakkal çok iyi biriydi. Bize herzaman yardım ederdi. Hatta bazen benim canım sıkıldığı için yanına alırdı, işlerinde ona yardım ederdim. Çok severdi beni, bende çok severdim onu. Aslında adı mesut'tu. Ama bakkalı bir şans eseri aldığı için nasip bakkal koymuştu.
Mutfaktan gelince mahir amca'nın elinde başka bir paket gördüm,hediye paketi... Merak ettim elindeki hediye paketini kime almıştı acaba? İki seçenek vardı. Ya ben...ya da kelebek...
Mahir amca o elindeki hediye paketini kimin için aldın,der demez yukarıdan kelebek geldi.
Mahir amca; ateşböceği,kelebek yanıma gelin size hediye aldım dedi. Ne! Dedim. İçimden. Hem kelebek'e hemde bana mı hediye almıştı?..
Aslında çok cimri biri değilim. Ama konu bir eşyamı ya da özel bir hediyeyi paylaşmak olursa...
Özelliklede o kelebek'le.. Asla paylaşmazdım. Çok geçmeden. Kelebek'te geldi. Beraber mahir amca'nın yanına oturduk. Çok merak ediyorum mahir amca hemen açarmısın? Dedim. Mahir amca'da çok sabırsız olmalı ki hemen açtı.
Gördüklerimin karşısında öylece kalakaldım. Ve birden MAKARONLAARR! diye bağırdım. Kelebek'te aynı tepkiyi verdi. Şaşırdım o da mı makaronları çok seviyordu. Mahir amca hemen ikimizede eşit bir şekilde paylaştırdı makaronları. Ben bunlara bayılırdım. En sevdiğim tatlıydı. Mahir amca'da bunu biliyordu. O yüzden almış olmalıydı herhalde. Ama tek bir fark vardı. Benimle birlikte aynı tepkiyi veren kelebek. O da benim gibi çok seviyordu makaronları. Ve ben bu durumdan hiç hoşlanmadım. Anlaşılan aramızda büyük bir rekabet başlayacaktı...

AY BU GECE ÇOK KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin