Ev,çok değişikti içinde hiç eski eşya yoktu. Sanki devamlı olarak kullanılıyordu. O kadar belliydi ki evin sürekli kullanıldığı,buzdolabında yiyecek hatta içecek bile vardı... İlginçti,dışarıdan eski gibi gözükse de içi adeta yaşanılabilir bir haldeydi. İyice şüphelenmeye başladım. Ya mahir amca sürekli olarak bu evi kullanıyorsa... Neden olmasın ki,sonuçta bu eve karşı bir tedirginlik vardı üstünde. Belkide kimsenin bilmesini istemediği şeyler vardı bu evde...
Çok geçmeden diğer odalara doğru yürümeye başladım. Tam karşıdaki siyah kapılı oda çekti dikkatimi. Acaba o odada ne vardı?. Kapısı neden siyahtı?. Daha fazla merak etmeden kapıya doğru yürümeye başladım ve içeri girdim. İçerisi çok karanlıktı. Hiçbirşey göremiyordum. Ama o karanlığın içinde bir şey parlıyordu. Bir kutu. Beyaz bir kutu...
Hafif ışık vardı odada ama pek net değildi. Sadece o beyaz kutuyu gördüm. Ve hiç düşünmeden çantama attım. Odadan hemen çıkmak zorundaydım çünkü çok toz vardı. Daha fazla ilerleyemezdim. Kutuyu alır almaz aşağı indim.
Evin bütün odalarını dolaştıktan sonra mutfağa girdim. Mutfak çok genişti. Ahşap'tan yapılmış dolaplar,yerdeki simsiyah halı ve gri renginde ocaklar...
Evin her tarafını,yaktığım kibrit sayesinde çok net bir şekilde görebiliyordum. Sadece mutfağın yanında duran kahverengi odayı göremedim. Kapısını açığım anda kibrit söndü. Evin içi,en az dışı kadar büyüleyici ve bir o kadar da korkutucuydu. Hemen mutfağı da gezdikten sonra da salona doğru yürüdüm. Derken dışarıdan yüzüme doğru bir ışık belirdi. Bir anda gözlerim fal taşı gibi açılmıştı,işte o anda gördüm beni korkutan o gizemli fotoğrafı. Duvarda siyah çerçeveyle asılıydı. Bu... Kelebek'in elinde sakladığı fotoğraftı. Hemde hiç eksik yoktu. Kelebek'in fotoğrafında,tamda kelebek'in yanında duran o gizemli adam vardı fotoğrafta ve yüzüde net bir şekilde görünüyordu... Hemen çerçevenin yanına gidip iyice incelemek için elime aldım. Arkasında sadece tarih yazıyordu. 1975... Sadece tarih,başka hiçbirşey yazmıyordu... Bir an kendime gelemedim,o tarih,ve o adam... Nasıl birşeyin içindeydim ben. Ve ayrıca kelebek'in sakladığı fotoğraftaki o gizemli adamın yüzü gözükmüyordu, ama bu evde, o adamın yüzü,neden gözüküyordu?... Kafam karışmıştı,tüm bu olanlar, o tarih,o fotoğraf... O kadar gizemliydi ki... Bir türlü anlam veremiyordum. Hemen o çerçeveyi de attım çantama. Herşey çok hızlı gelişmişti ve hepsi de birbiriyle bağlantılıydı. Üstelik herbirinin tam da merkezinde biz vardık . Ben,kelebek ve mahir amca...
Üçümüzün birbiriyle bağlantısı vardı... Konu, çok derinlere gidiyordu. İlk başta da takılmıştı aklıma,neden Mahir amca beni evlatlık edinmişti...
Mahir amca'ya sorduğumda birşeyler söylemişti,seninde benim gibi bir hayatın var felan demişti. Ama net bir şekilde açıklamamıştı.
Tüm bu olanları düşünürken,karşımda birisini gördüm...
Ondan sonrasını hatırlamıyorum,kalktığımda karanlık bir odadaydım,heryer simsiyahtı... Nerede olduğuma dair hiçbir fikrim yoktu,sağıma soluma bakınırken bir anda kolumun acıdığını hissettim... Kolumda serum vardı... O anda anlamıştım ki,hastanedeydim. Ama,nasıl gelmiştim ben buraya?...
...
Gözlerimi açtığımda,yanımda bir hemşire,kolumdaki serumu değiştiriyordu. Mahir amca ve kelebek'te yanımdaydı...
Hemşire,kolumdaki serumu değiştirdikten sonra dışarı çıktı. Mahir amca ve kelebek'te kendime geldiğimi görünce,hemen yanıbaşıma geldiler. Ben, neler olduğunu bile anlamadan,
-neredeydin sen!
o evde ne işin vardı! gibi sorular sordu kelebek.
Daha ağzımı bile açamadan,bütün sorularını teker teker sormaya başladı. Çok kafam karışmıştı,sanki... Mahir amca,hiçbirşeyi bilmiyormuş gibi,gülümsüyordu. Neler hissettiğini,duygularını tam olarak kestiremiyordum. E zaten bu yüzden herşey karmakarışıktı ya!
Derin bir nefes aldım içimden,kendime gelmeye çalıştım ama maalesef mahir amca buna izin vermiyordu. O kadar değişik ve o kadar garipti ki... Sanki, herşeyi biliyormuş ama,bana belli etmemek için elinden geleni yapıyormuş gibi... Tüm bu olanları bir kenara bırakıp,mahir amca'yla konuşmaya başladım. Sanki hiçbirşey olmamış gibi.
Ateşböceği,diye başladı söze...
-Seni çok merak ettik,heryerde aradık,fakat hiçbiryerde bulamadık. Kelebek'te bende senin için çok endişelendik. Lütfen bir daha yapma,olur mu?
-tamam,dedim mecburen,tamam. Oysa ki, yine çözememiştim mahir amca'yı ve yine herşey çok karışıktı. Ama mahir amca herşeyi biliyordu,o evi ve benim neden o eve gittiğimi,belkide fotoğrafı bile biliyordu...
Yine benden saklıyordu olanları...
Peki, dedim kendi kendime,bırak ateşböceği, bırak da seni kandırdığını sansın. Ama bu sefer pes etmek yok! Neler olduğunu öğrenene kadar bırakmayacağım bu işin peşini...
Usanmadan,bıkmadan savaşmaya devam edecektim.
SABIR'la VE UMUT'la...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY BU GECE ÇOK KARANLIK
Short StoryHep geçmişimle yaşayacaktım belki,asla unutamayacaktım o günleri İzi kalacaktı kalbimde sevdiklerimin,hemde en derinde Ama asla vazgeçmeyecektim,pes etmek bana yakışmazdı Bende öyle yapacaktım,sabırla ve umutla savaşacaktım. - Siz hiç,ayın karanlık...