Baba?
Baba sen misin?
Baba neden öyle bakıyorsun?Neden yüzüme öyle bakıyorsun?
Baba korkuyorum.
Çok yalnızım.
Gelsen,beni kollarına alsan, sımsıkı sarılsan,hiç bırakmasan.
Başımı göğsüne yaslasan, üşümüş bedenimi ısıtsan ve alnımdan öpsen...Özlüyorum seni.
Öyle böyle değil,çok özlüyorum.Bir kız çocuğu gibi göğsünde uyuya kalsam ve sen sırma saçlım diye sevdiğin kızının saçlarını o şefkatli ellerinle okşasan.
Ah baba.
Saçlarımı sen gittin gideli hiç kesmedim.
İyi yaptım değil mi?Saçlarımda senin ellerinin izleri var baba.
Nasıl keserdim?
Bakma bana öyle.
Yığılır kalırım burada.Neden yanıma gelmiyorsun?
Tamam gelme ama bari gülümse.
Hasret kaldığım gülüşünü görmeme izin ver.Baba?
Nereye gidiyorsun?
Konuşmamdan rahatsız mı oldun?
Tamam,tamam!
Konuşmayacağım,vallahi konuşmayacağım!
Baba nereye?
Baba geri dön!
Baba!
"Gitme!"Nefes nefese uyandığımda göğsüm bir inip bir kalkıyordu.
Kalbimi yatıştırmaya çalıştım ve kısa süreliğine girdiğim rüyanın etkisinden kendimi kurtarmaya çalıştım.Ama çıkamadım.
Gözlerimin dolmasına ardından yaşların bağımsızca akmasına müsade ettim.
Elimi kaldırıp gözyaşlarımı silmek istedim lakin oturduğum sandalyede her zamankisi gibi bağlanmıştım ve kıpırdayamıyordum.
Öfkeyle elimi hareket ettim ama bir şey olmadı.
Çözülmüyordu işte.Babamı gördüm ben bugün.
Babamı,benim babamı.
Gözlerimi kapattım ve yaşların öyle akmasına izin verdim.
Boğazımda sanki büyük bir enkaz varmış da yumru diye orada tıkalı kalmıştı.Neden gittin baba?
Daha bana sarılacaktın.
En azından kokunu rüya da olsa almış olurdum.
Boğazımdaki yumruyu bırakmamla hıçkırarak ağlamaya başladım.
Kalbim acıyordu.
Kalbim sızlıyordu.
Ağlamam şiddetlenerek arttığında sinirle kolumu ve bacağımı çekmeye çalışıyordum.
Böyle yapınca da tahta sandalye,bir sağa bir sola kayıyordu.Heryerim ağrıyordu.
Ellerim,bacağım,belim ve başım zonkluyordu.
Alnımdan boncuk boncuk terler akıyordu ve ben çok üşüyordum.Ellerimi çok sıkı bağlıyorlardı ve bu elimin morarmasına sebep oluyordu.
Morarınca da ağrıyordu.Öfkeyle sallanmaya devam ettiğimde bir anda sandalye dengesini kaybetti ve ben yere devrildim.
Yanağımın sağ tarafı buz gibi beton yerle temas ettiğinde ciğerlerime kadar üşüdüğümü hissettim.
Çok soğuktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüreğimin Zarif Acısı
Spiritualité"Seni nasıl karım diye koynuma alırım?" Buğday teni,biçimli kaşları,uzun kirpikleri ve badem şeklinde gözleri onu güzel kılıyordu. "Nasıl bu yaşta anne olmana sebep olurum?" *Tüm haklar saklıdır.