Dünyadaki cennet nerde deseler?
Gülen göz,tatlı söz derim...***
"...üstelik dün Mehmet beyle beraber gittik araziye bakmaya."diye tamamladı cümlesini.
"Nasıldı peki?"dedim ciddiyetimi ve soğukluğumu koruyarak.
"Bize göre gayet güzel."dedi bakışlarını bana çevirirken."En kısa zamanda uğrasanız iyi olur."
"Bu kadar işin arasında zaman kalırsa gidip bakacağım."dedim dudağım kıvrılırken.
Başını sallayıp gittiğinde rahat bir nefes aldım.Ardından kapı çaldığında rahat bir nefes almak için daha çok erken olduğunu anladım. Girmesi için çağrıda bulundum.
"Gel Seda."
Gülümseyerek içeri girdiğinde elinden hiç düşmeyen tableti de yanındaydı.
Masaya yaklaşıp dosyaları önüme bıraktığında hepsini tek tek imzaladım."Yarın Japonlarla yapacağımız toplantıyı unutmayın Yiğit bey."dedi bana hatırlatırken.
Başımı salladığımda,"İyi günler."deyip çıktı.
Şirketten çıktığımda arabama yönelip yola koyuldum.
Bir süre sonra eve yaklaştığımda demir kapının otomotikmen bana açılmasını bekledim.
Park ettikten sonra zile bastım.
İçeri girdiğimde,"Hala'm nerede?"Diye sordum."Odasında uyuyor Yiğit bey."
Salona doğru yürüyüp oturacağım sırada camlı kapının açık olduğunu fark ettin.
Kaşlarım kendiliğinden çatılırken bakışlarımı hizmetçiye diktim."Bu havada neden açık bu kapı?"Dedim azarlarcasına.
"Özür dilerim Yiğit bey,Gözde hanım bahçede olduğu için kapatmadık."
Yerimden doğruldum.Acele ederek bahçeye gittiğimde kız ortalıkta yoktu.Arkadaki ağaca doğru adımladığımda gözlerimi kısarak ağacın üstünde oturmuş uyuyan kıza baktım.
Sakalımı ovarak sinirimi dindirmeye çalıştım.Sakin ol Yiğit.
Tek bir yanlış hareketiyle yere devrilmesi bir olurdu.
Dikkatle ağaca doğru yükseldim.
Çok büyük bir ağaç değildi sadece benden iki kafa büyüklükte olduğu için onu kucaklaya bilirdim.
Kol altından tutup bir anda indirdiğimde irkilip çığlık attı.
Refleksle boynuma tutundu."Sakin ol,benim."dedim öfkeme hakim olmaya çalışarak, gözlerini büyüterek hemen ellerini boynumdan çekti.
"Ne yapıyorsun?"dedi benden uzaklaşarak.
"İçeri gir."Dedim emir vererek.
Bana uyup arkasını dönerek hızla içeri girdi.
Arkasından bende girdim tok adımlar atarak.
Bu kızı her gördüğümde sinirlenmek zorundamıydım?
Salondan koşarak çıkmaya kalkıştığında aniden durması için kendisine seslendim."Dur!"
Duraksamasından yararlanıp ona doğru adımladığımda,söylediğimi umursamadan bir kaç adım daha öne attığında öfkemi güzelce dışa vurdum.
"Sakın bir adım daha atayım deme!"
Bana taraf dönmesiyle gözlerinin dolduğunu gördüm.
Başı eğik yere bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüreğimin Zarif Acısı
Espiritual"Seni nasıl karım diye koynuma alırım?" Buğday teni,biçimli kaşları,uzun kirpikleri ve badem şeklinde gözleri onu güzel kılıyordu. "Nasıl bu yaşta anne olmana sebep olurum?" *Tüm haklar saklıdır.