25.Bölüm

11.8K 758 341
                                    

Seninle kim kaldı?
- Allah

"Bir tek Allah'a yük olmazsın şu kainatta,
sığındığın her kapıda vefasızlığa mahkumsun..."

~H.Mücahid Osmanoğlu

Hayallerinin peşinden koş.
Sımsıkı tutun o hayale ve de ki, "Başaracağım" .
Çalış hayallerin için gerekirse gece yarısına kadar çalış belki yorulur çokça da uykundan olursun lakin başardığında ki o mutluluğu, kalbinin çırpınırcasına sevinçten atmasını hangi kelime tarif edebilir?
Dudaklarında o buruk gülümseme gözlerinde emeğin izleri ile diyeceksin ki,

"Zor oldu ama başardım."

İnsanların seni düşürmesine izin verme.
Başarmanı istemeyecekler.
Sen karşındakini insan yerine alıp ona hayallerini,adımlarını anlatıyor olabilirsin,onlardan belki de bir "yaparsın" sözünü,desteği bekliyorsun ama yapmayacaklar çünkü insanoğlu kibirlidir.
Kendisinden üstün birini istemez,başkasının başarısını da kıskanır.

Demem o ki, eğer sen bugün umutsuz ve üzgünsen, kendini değersiz görüyorsan,görme.
Sen yeter ki iste,çabala, dualarını eksik etme, Rabb'ine elini açmayı ihmal etme,gerisi teferruat.

Allah'ta bunu istiyor.
O'ndan istemeni.
Elini açmanı,dua etmeni...

Hareket edemiyordum.
Buz kesilmiştim adeta.

Yavaşça arkamı döndüm.

Hamza.

Neden olur olmaz yerlerden çıkıyordu ki?

"Sana diyorum Gözde,"dedi bir adım yaklaşarak sinirli bir soluk verirken."neler çeviriyorsun?"

Kaşlarını çatmış bana bakıyordu.

"Ne?"bilmemezlikten geldim.Ne diyecektim şimdi? Yiğit'i bir kere görmüştü ve orda atlatmıştım onu lakin bu defa ne diyecektim.

"O adam kim? Ve neden görüşüyorsunuz?"
Ardından bakışları elbiseme kaydı ve bu halde dışarı neden çıktığımı sorguluyordur mutlaka.

Gözlerini çekti ve yutkundu.

"Bu halde?"

Boğazıma bir şey oturmuştu,gözlerim yanıyordu.Çocukluk arkadaşım,dostum yeri geldi sırdaşım oldun.
Ben şimdi sana neyi nasıl anlatayım.

Bende bakışlarımı ona döndürdüm.
Yüzüğüyle oyalanan parmağına değdi gözüm.

Derin nefes al...

Neden kalbim sızlıyordu? Geçti sandım,bitti sandım,kendimle ve dertlerimle o kadar meşguldüm ki o aklıma bile gelmemişti.

"Neyi bilmek istiyorsun?"

"Tekin olmayan bu adamla ne işin olduğunu?"

"Ben..."yutkundum.Tam konuşacaktım ki aklıma annemin gelmesiyle telaşlandım. İçerdekiler beni görmezlerse iyi olmazdı.

Hamza'yı boş verdim ve hızla yanından geçtim ki kolumdan tutmasıyla yerimde çivilendim.

Anın verdiği şaşkınlıkla ona döndüm.
Titreyen gözbebekleriyle kesişti gözlerim ardından kolumda olan eline.

"Cevap ver Gözde."

Kolumu çekmeye çalıştım bırakmadı.
Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu.
Hamza ne yapıyordu Allah aşkına? Onun bu haliyle ilk defa karşılaşıyordum.

"Sana, 'sana ne' demek istiyorum Hamza,"dedim titreyen sesime engel olamadan."ama diyemiyorum,sor bir niye?"
Gözlerim yanıyordu.

"Çünkü sen..Hamza'sın...benim çocukluk arkadaşım,düştüğümde beni kaldıran,üzüldüğümde benimle üzülen.
Sırdaşım..."kolumdaki baskı yok oldu.
Kolumu bırakmıştı.
Gözleri kızarmıştı.Neden kızardı o gözlerin Hamza? Üzül diye söylemedim.

Yüreğimin Zarif AcısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin