24.Bölüm

10K 625 118
                                    


İstemiyorum artık...
İstemiyorum içimi saran bu kasveti.
Her şeyden gülecek bir şey çıkaran o kızı özlüyordum...

Benden neşemi çaldılar.

Yolda yürürken kulaklığımı taktığımda sadece hüzünlü ve sadece beni daha çok üzecek şeyleri dinlemek benim için bir ihtiyaç oldu.

Türkü dinlerim ama damardan...

Beni hüzne boğacak şarkılar hayatımın bir parçası olmuştu artık.
Beni anılarıma daha çok boğsun diye.

Zaten önemli olan da bu değildi önemli olan etrafıma karamsar bakmam.
Biriyle iletişime geçtiğimde o insanla samimi konuşurum yada güleriz ama ondan sonrası gelmiyordu içimden.Konuşacak hiç bir şey kalmıyordu,içimden gelmiyordu.
Sonra konuştuğum ve samimi olduğunu düşündüğüm bu insanlar bir ortamda beni tanımıyormuş gibi yaptıklarında beni bir kez daha ikilemde bırakıyordu.

Ben nerede hata yapıyordum?

Herkesin başardığını neden ben başaramıyordum?

Sorun başka şeyler değildi,sorun dertlerimiz değildi,sorun, insanlardı.

Yüreğimin bir köşesi bazı insanlar yüzünden hâlâ hayalkırıklığıyla sızlıyor.

Çok ağladım,çok kırıldım,çok hayalkırıklığına uğradım ama kendimden taviz vermedim.
Karakterimden taviz vermedim.

Ben beni üzenlere rağmen onları üzmedim.

Çünkü ben Allah'tan korkarım.

Ben bir insanın hayalkırıklığı olmak istemedim.
Ben kalp kırıldığında nasıl bir ses ortaya çıktığını çok iyi biliyordum.

Ve inanın benim kabuk bağlamış yaralarımı Rabbim sardı.

Ben ki secdedeyken hüngür hüngür ağlayan ve teselliyi her şeyi Allah'a anlatmakta bulan bir kızım.

Beni moralim bozuk olduğunda kimse teselli etmedi,ben üzgün olduğumda kimse anlamadı beni,aslında kimse anlamadı,Rabbim hariç.

"Yardım et Allah'ım,yardım..."

Beni kolumdan tutmuş hiç acımdan sıkıyordu.
Gözlerinden ateş fışkırıyordu sanki.
Korkudan ve sinirden karnıma kramp girmiş ve titreyen elime de hakim olamıyordum.

Sahi ne demişti en son?

Şu an içerde oturan şahısın beni beğenip yada beğenmediğini sormuştu.

Bakışlarımı kaçırdım ateş gözlerinden.

"Beğenmeseydi bugün burda olmazdı."

Ben ne halt ediyordum bunu bile anlamıyordum.
Bilerek damarına basıyordum.

Gözlerini ilk kıstı ardından kaşlarını öyle bir çattı ki...ya kolumu? Kolumun ne suçu vardı?

Beni köşeye çekip yapraklı duvara yapıştırdı.
Ağzımdan ufak bir inleme kaçtı.
Canımı yakıyordu.

"Ne dedin sen? Bir daha söylesene!"

"Ne yaptım ben şimdi? Sen sordun bende cevapladım sorunun ne senin?"

Yutkundum.Bana bakmıyordu lakin beni ürkütecek kadar soğuk ve düz bir şekilde yanı başıma yapraklı duvara bakıyordu.

"Açıklamama izin ver."dedim çaresizce.Eğer beni dinlemezse olacakları ben bile durduramazdım.

"Bak ben-" lafımı bölmesiyle duraksadım.

"Neden anlamıyorsun?"dedi şimdiye kadar duyduğum en soğuk sesiyle.
"Benden başka çıkış yolun yok."

Yüreğimin Zarif AcısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin