9.Bölüm

13.1K 867 59
                                    


Olmazların içinde boğulduğun anlar olur.
Olmuyor bazen,daralıyorsun.
Geceye misafir olunca kalbe bir fısıltı
-Allah senin olmaz dediğini oldurtandır!

|Harun Serkan Aktaş


Yıldıza basmayı unutmayın!

Benim Gözde.

Gözde Nur Açıkyol.

Acısını her zaman içinde yaşayan,gözyaşlarına bir kez olsun şahit olmayan arkadaşlara ve akrabalara sahip olan ben.
Yürüdüğüm bu yolda Allah'ı dost edinen ben.
Kimsenin beni umursamadığı zamanda,
sevgiye aç ve merhamete muhtaç olan ben,
o sevgiyi o merhameti Allah'ta arayan ve bulan bir biçareyim ben.

Allah dedim.

Kalbimi teslim edercesine yüreğim yerinden çıkacakmışça sadece,'Allah.'diye haykırarak.

Gözyaşlarımı akıta akıta Allah'a yalvardım.
'Bana yardım et!'

Secdeye her vardığımda ağlayışımı ve yalvarışımı Allah duyuyordu.

Beni duyuyordu.

Beni görüyordu.

İçimden haykırarak,
'Beni beni Gözde'yi,günahları bir ip misali boğazına yapışmış sıkıyorken nasıl nefes alacağını kestiremeyen bu biçareyi Allah duyuyordu.'

Allah çok büyüktü be kardeşler.
Çok acı çektim ben,çok pişman oldum çok ağladım ama her şeye rağmen tutunmaya çalıştım.

Karşımda üç yol vardı.Ve ben bir tane yoldan geçmem gerekirken üçünden de geçtim,gittim ve geldim.
Belki de yanlıştı,tek bir yol seçmek yerine üç yoldan geçmek.
Acıttı.
Geçtiğim yollar bana acı ve keder'den başka bir şey getirmemişti belki lakin getirdiği acıların yanında bana aslında bir hediye de vermişti.
İnsanların gerçek yüzünü göstermişti bana.

Birinci kural,

Kimseye güvenme.

İkinci kural,

Fedakar olma.

Üçüncü kural,

Kimseye hak ettiğinden fazla değer verme,üzülürsün.

Sonunda üç yoldan bir yolu seçebilmiştim.
Yarama merhem,derdime derman ve ruhuma şifa bir tek Allah olabilirdi.

Yüzüme vuran ışık gözkapaklarımı açmaya zorluyordu.
Önüme düşmüş başımı kaldırmak isterken ağzımdan acı bir inilti kaçtı.Boynum tutulmuştu.
Tekrar denemeye karar verdiğimde ağrının verdiği uyuşuklukla gözlerim doldu.
Sonunda başımı kaldırdım ve pencereden doğru bana isabet eden ışığa karşı gözlerimi hafif araladım.
Dudaklarım'ın kuruluğuna karşı dilimi dudaklarımda gezdirdim ama bu beni memnun etmemişti,susamıştım.

Sesimi ben bile zor duyduğum bir şekilde mırıldandım."Su..."

Lakin kimse duymuyordu.

"Su..."Diye biraz daha bastırarak mırıldandım.

Ellerimi ve bacağımı bağlamış olmaları canımı fena halde yakıyordu.
Sandalyede put gibi kımıldamadan durmak da beni öfkelendiriyordu.
Ellerimdeki ipin hafiflemesi için omuzlarımı oynattım lakin her zaman olduğu gibi çözülmüyordu.

Yüreğimin Zarif AcısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin