Dili, dini, rengi ne olursa olsun iyiler iyidir.Tolstoy
•
"Kızım korna çalıyor acele etsene!"annem bana seslendiğinde aceleyle ayakkabımı ayağıma geçirmeye çalışıyordum.
"Anne ya!"dedim hayıflanarak. "İki dakika beklese ölmez ya."
Sonunda çıktığımızda siyah bir cip tam kapının önünde park halinde duruyordu.
Kapı açılmış ve Yiğit inmişti.Yine siyah bir takım elbise giymişti ve güneş gözlüğü takmıştı. İtiraf etmek istemesem de çok yakışıklıydı. Kapısını örttükten sonra yavaşça gözlüğünü çıkardı ve yakasına astı.
O bu kadar havalı giriş yaparken ben ne yapıyordum sizce?
Tabiki yavru kaplumbağa gibi durmuş onu izliyordum hoşnutsuzca.Annemin elini öptüğünde annem, "Nasılsın oğlum? Kusurumuza bakma gözde bir türlü çıkamadı şu kapıdan."dediğinde gözlerimi büyüttüm.
Teessüf ederim anne!
"İyiyim Gönül anne sen nasılsın? Sorun değil yeni geldim zaten."dediğinde annem gülümseyerek biraz daha lafladı sonra arka kapıyı açıp bindi.
Kollarımı birleştirip ona alttan bir bakış attım.
"Su ve Duru yok mu? Annen de gelmemiş.""Onlar sizi avm de bekliyorlar. Bakıyorum da anlaşıyorsun kız kardeşlerimle."dedi alayla.
"Niye anlaşmayayım? Hoş kızlar vesselam."dediğimde güldü.
Bende gülümsedim başımı eğerken.
"Hadi bin."dediğinde sonunda binebildim.
Anneme bir bakış attığımda abimle telefonda konuşuyordu.Araba çalıştığında Yiğit radyoyu açtı.
Asfalttan geçerken arabada o güzel ses yankılanıyordu.Suya gider allı gelin has gelin.
Topukların nokta nokta bas gelin,bas gelin aman.
Bu güzellik sade sana has gelin.
Bilmiyon mu benim sana yandığım, yandığım aman.
Ellerin köyünde garip kaldığım, kaldığım aman.
Hamza düşmüştü aklıma. Parmağımı sıktım.
Düşündükçe benim için neler düşündüğünü daha çok sinirleniyordum. Her şeyden önce çocukluk arkadaşımdı o. Yakıştıramıyordum ona...sonra üzülüyordum kendime,hayallerime, hislerime. Zamanıma.Sonra direksiyon başındaki adama kaydı gözlerim. Doğum günümde eşim olan adama.
Beni bu evliliğe zorlayıp eğer kabul etmezsem beni evime göndermeyeceğini söyleyen adama.
Annemin hastalığını da kullanmıştı bana karşı.Korkmuştum, bir daha ailemi göremezsem?
Ama biliyordum,biliyordum eğer isteseydi o vakit nikahı kıyardı.
En azından her şey usülüne göre olsun annem ve abim daha çok perişan olmasın diye kabul etmiştim.
Tuhaf bir şekilde canım yanmıyordu.
Sanki olacak oluyormuş gibi, normalmiş gibi.
İçimde bir yerde bir burukluk vardı ama onu da belli etmiyordum.Ben düşüncelere dalmışken kolumda bir baskı hissettim.Transtan çıkıp başımı kaldırdığımda yeşil gözlerle birleşti gözlerim.
"Geldik."dediğinde etrafıma baktım,gelmiştik.
"Dalmışım."dedim ve arabadan indim.
Annemin koluna girdiğimde Yiğitte arabadan çıkmıştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/121678037-288-k500593.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüreğimin Zarif Acısı
Spiritualité"Seni nasıl karım diye koynuma alırım?" Buğday teni,biçimli kaşları,uzun kirpikleri ve badem şeklinde gözleri onu güzel kılıyordu. "Nasıl bu yaşta anne olmana sebep olurum?" *Tüm haklar saklıdır.