Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğilde kulak ver, bu sessiz yığın
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.--Necmettin Halil ONAN
Yaş toprağa Düşmeden kurur mu? İnsan sevdiğini görmeden ölür mü? Peki ya vatan yaşamadan asker ölür mü?
Ozan Üsteğmen, Murat ve Betül komuta odasına doğru ilerledi. Ozan Üsteğmen içeriye girince masanın diğer tarafına geçip oturdu. Murat ve Betül'e de oturmasını söyleyince Murat konuşmaya başladı;
- Komutanım, o haini konuşturup bize yapılan saldıra da ki en önemli isimleri öğrendik.
- Tamam Murat, isimleri MİT'e gönder.
- Emredersiniz komutanım. Ama bir şey dikkatimi çekti, isimlerin hepsi normal ama bir isim öyle değil. Kod adı büyük ihtimalle.
- Neymiş o isim.
- Kene!
- Kene mi? (Betül)
Murat kafasını olumlu şekilde sallayıp Ozan Üsteğmene baktı. Ozan Üsteğmen onaylar şekilde kafasını sallayınca Murat ayağa kalkıp selam verdi. Daha sonra odadan çıktı. Betül yine dalmıştı. Bu işin sonu nereye gidecek? Bu savaş ne zaman bitecek?
Aslında bu savaş hak ile batılın savaşı ve Batılın kazandığı hiç görülmedi!
Onur kendini ders notlarına kaptırmıştı ve saatin farkın da bile değildi. Kendine gelip notları da toparladıktan sonra arabasına doğru ilerledi. Derin bir şekilde esneyip arabasının kapısını açtı. Çantasını yan tarafa koyduktan sonra arabasını çalıştırdı. Tam hareket edecekti ki ön camın sileceklerin de bir kağıt olduğunu fark etti. Kaşlarını havaya kaldırıp arabanın kapısını açtı ve dışarıya çıktı. Elini uzatıp kağıdı tek hamlede aldı.
Oldukça özenilmiş bir el yazısıyla yazılan cümleleri okudu.
" Sana Kenenin selamını getirdim! Bilirsin kene yapıştıysa öldürmeden çıkmaz!"
Onur gözlerini uzakta bulunan sarı ışığa dikti. Bu ışık köy evlerinden yansıyan ışıktı. Derin bir nefes aldıktan sonra elinde olan kağıdı buruşturup cebine koydu. Başını olumlu anlamında sallayıp,
- Sonunda karşıma çıkmak için ilk adımı attın Kene!
dedikten sonra arabasına binip taşlı yolda yavaş yavaş ilerlemeye başladı.
1 buçuk ay sonra...
Betül revir de oturmuş Seda'nın kolu için iyi şeyler demesi için dua ediyordu. Kolu bir haftadır alçıdan çıkmıştı ve Seda'nın verdiği egzersizleri hiç aksatmadan yapmıştı. O böyle düşünürken Seda yanına gelip tam karşısına oturdu. Seda'nın gözlerin de hüzün vardı ve bunu fark edince kalbine bir bıçak saplandı. Anlaşılan yolunda iyi gitmeyen şeyler vardı. Daha fazla dayanamayıp meraklı gözlerle Sedaya baktı.
- Seda artık söyle şunu!
Seda derin bir nefes alıp başını eğdi,
- Betül, gerçekten çok üzgünüm ama kolun için iyi şeyler söyleyemeyeceğim!
Betül derin bir nefes alıp gözlerini kapattı. Kafasını olumsuz anlamında sallayıp güldü.
- Ama Seda bu nasıl olur? Kolum gayet iyi ve ben artık her şekilde hareket ettirebiliyorum. Ayrıca verdiğin egzersizleri de hiç aksatmadan yaptım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı ve Beyaz'ın Çocuklar'ı ('Mesele Vatan!' Serisi 1) TAMAMLANDI
Non-FictionBaş kahramanımız KIZ ASKER! Vatan; sevdası sonsuz, aşkı onsuz olmayan yegane şeydir. Kalpten sevgi, imandan inanmak yeterliydi onu sevmeye. Nereye gidersen git yine de vatan dersin vatan! Yastığımız mezar taşı üstümüzde al bayrağın gölgesi! Memlek...