Murat ve Betül 😍❤️😊
Hayatını vatan yolunda kaybeden, hiçbir zaman ölmez.
G. Hippel
İnsan vatanını sever çünkü hürriyeti, rahatı, hakkı vatan sayesinde kaimdir.
Namık Kemal
Sana kapımı her açtığımda, çimen kokusu doluyordu odama... ilk geldiğin gecelerin birinde "sende aradığım ne" dediğinde bana, "belki de birbirimizin hüznünde gözümüz var" demiştim sana. Gecenin bir yarısı hep aynı adrese koşuyorsa insan, ya dinlemek, ya anlatmak için çalıyordur o kapıyı. Ne diyordun?
- Neyim var ki anlatacak, bir adam, yorgun, bezgin...
Kocaman bir aynanın yere çarpışı gibi düşüyorum yeryüzüne ve binlerce parçaya dağılıyorum. Korkarım ölmüyorum, öldüğümü düşündüğüm noktada başlıyorum hayata. Yaşamak bu olsa gerek; aynalar gibi düşüp bin parçaya bölünmek ve her bir parçası bir araya geldiğinde büyümek; büyümek ve sonunda tek bir parça halinde yeniden ölümle dirilmek.
- Murat.
Dudaklarından dökülen bu isim onun diğer yarısıydı. Yaralarına merhem olacak insandı, peki şimdi neden yanında değildi? Vücudunun acısına kalbinin acısı eşlik etti. Şişmiş ve patlamış dudağı bir kez daha yandı. Gözlerini açmak istedi ama olmadı. Her tarafı sızlıyordu, oldukça şiddetli darbeler almıştı. Ama yine de ondan istenileni vermemişti, vermeyecekti de!
Ellerini oynatmak istedi yine olmadı, soğuk onu iyice uykuya çekiyordu. Ama biliyordu ki uyursa ölecek!
Daha fazla dayanamayıp kendini o şefkatli uykunun kollarına bıraktı. Belki de geri gözlerini açmayacaktı...
Murat yatağın da bir o yana bir bu yana dönüp duruyordu. Saat gecenin ikisiydi, yine de gözüne gram uyku girmiyordu. Hava buz gibiydi, kar yağmıyor ama oldukça soğuktu.
Nasıl olduysa bir ara uykuya daldı. Gözlerini açtığında kendi evindeydi ve kendi yatağında. Mutfaktan gelen sesle doğruldu, buraya nasıl geldiğine anlam veremesede çıktı odadan. Başını çevirip mutfağa baktığın da Betül'ün orada olduğunu gördü. Hızlıca oraya gidip belinden sarıldı.
- Sen, nasıl oldu da geldin buraya deniz gözlüm?
- Murat, ben hep kalbindeyim!
Murat biraz geriye çekilip süzdü karşısında duran genç kadını. Öyle özlemişti ki!
Arkasından duyduğu sesle bakışını oraya çevirdi. Kapının önünde yere oturmuş ve dizlerini kendine doğru çekmiş ağlayan küçük bir kız çocuğu gördü. Merakla arkasına döndüğün de Betül'ü orada göremedi, başını olumsuz şeklinde sallayıp ağlayan küçük kızın yanına doğru yürüdü.
Yanına geldiğinde o da eğilip minik kıza dokundu.
- Neden ağlıyorsun?
Minik kız gözleri kızarmış bir şekilde ona baktı. İncecik sesiyle yanıt verdi,
- Anne mi kaybettim!
Murat şaşkınca sordu,
- Senin annen kim peki? Gel bulalım onu.
- Onu sen bulacaksın. Benim annem deniz gözlü.
Murat sıçrayarak uyandığı yatağında etrafına bakındı. Rüya olduğunu anlayınca yine kalbine hüzün silsilesi döküldü. Gördüğü rüyanın etkisiyle kalktı yatağından. Doğrulup dışarıya baktı, güneş doğmak üzereydi. Banyoya girip sıcak bir duş aldı. Suyun altında rüyasını düşündü, hafifçe tebessüm etti. Nedense o minik kızı her hatırladığında kalbi huzur buluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı ve Beyaz'ın Çocuklar'ı ('Mesele Vatan!' Serisi 1) TAMAMLANDI
Non-FictionBaş kahramanımız KIZ ASKER! Vatan; sevdası sonsuz, aşkı onsuz olmayan yegane şeydir. Kalpten sevgi, imandan inanmak yeterliydi onu sevmeye. Nereye gidersen git yine de vatan dersin vatan! Yastığımız mezar taşı üstümüzde al bayrağın gölgesi! Memlek...