Dünyadaki en güçlü insan, başının çaresine bakmayı öğrenmiş kadındır.
Medya: Yavuz Bingöl - Deniz Gözlüm
Hayat gökyüzünde ki yıldızları toplayıp onların saçlarına serpmişti. Bir kitabın sayfası nasıl çok okunmaktan yıpranırsa onların yüzleri ve elleri de aynen böyle yıpranmıştı işte. Ama aşklarına en ufak bir zarar bile gelmemişti, daha çok sadakat ve saygı eklenmişti.
Betül aynadan baktı yüzüne, gözlerinin altında ve dudaklarının kenarında oluşan hafif kırışıklıkları inceledi bir müddet. Yaşlanıyordu. Biraz kilo almıştı doğrusu, gülümsedi. Yaşadıkları bir bir geldi aklına, şikayet etmeye hakkı yoktu çünkü o kötü günler sayesinde gelmişti bu günlere. Geçen sene üniversiteye başlayan kızı evden ayrılmıştı, Ankara Kara Harp Okulunda okuyordu. Bu sene ikinci sınıftı ve yaz tatiline iki gün kaldığı için Betül ev de hazırlıklara başlamıştı bile. Kızının en sevdiği yemekleri yapıyor, tatlıları da eksik etmiyordu.
Oğlu ise lise ikinci sınıftı. Okulundan kalan belirli günlerde de Polislik merkezine gidip eğitim alıyordu. Hedefi Polislik akademisine girmekti. Derslerinde gösterdiği başarılarla ablasının yolunu izliyordu adeta.
Murat'ta Betül de Yarbay rütbesine yükselmişti. Bugün erken çıkmıştı işten Betül çünkü kızı iki gün sonra gelecekti. Derin bir nefes alıp verdikten sonra kalktı aynanın karşısından, tekrardan mutfağa geçip son kalan işlerini de bitirdi.
Bir saat sonra çalan kapıyla oğlu gelmiş oldu.
- Hoş geldin paşam.
- Hoş buldum anne.
Ayaklarının üzerinde uzanarak öptü yanağından annesinin. Betül de sıkıca sarılıp saçlarını dağıttı.
- Anne kaç defa diyorum şöyle yapma diye!
- Karizman mı çizildi?
- Bak oğlun evde kalır görürsün, başınızda kalırım he!
Betül gülerek baktı oğluna Osman Gazi de güldü ve koridorun sonunda ki odasına doğru yürüdü. Çok geçmemişti ki elinde siyah pantolonuyla mutfağa girdi.
- Anne düğmesi sökülmüş diker misin?
- Antre de dikiş kutusunu getir bakalım.
Betül pantolonu eline alıp oturunca Osman Gazi de dikiş kutusunu önüne bıraktı.
- Okul nasıl geçti?
- Ders yok zaten biliyorsun, öyle hocalarla sohbet ettik film falan izledik.
- Zeliha ne durum da?
Gazi utanarak çevirdi başını ardından gülümsedi.
- İyi gidiyor, yarın sinemaya gidelim mi diye sordum olur dedi.
Betül tebessüm ederek baktı oğluna.
- Gidin bakalım, üzme sakın gelinimi ona göre.
- Anne ya ben senin oğlunum, niye gelinini tutuyorsun?
- Gelinimi tutacağım tabi.
İkisi de gülerken Betül dikiş işini bitirmişti, Gazi yanından giderken akşam yemeğini hazırlamak için masayı hazırlarken bir süre sonra oğlu da yardım etmek için yanına gelmişti. Tam her şey bitmişti ki kapının açılma sesiyle Murat'ta gelmiş oldu.
Yemekler yenirken Murat konuşmaya başlamıştı.
- Aslanım, nasıl geçti günün?
- Okuldaydım zaten, ders yok sohbet ettik film izledik sonra eve geldim işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı ve Beyaz'ın Çocuklar'ı ('Mesele Vatan!' Serisi 1) TAMAMLANDI
No FicciónBaş kahramanımız KIZ ASKER! Vatan; sevdası sonsuz, aşkı onsuz olmayan yegane şeydir. Kalpten sevgi, imandan inanmak yeterliydi onu sevmeye. Nereye gidersen git yine de vatan dersin vatan! Yastığımız mezar taşı üstümüzde al bayrağın gölgesi! Memlek...