ugly duckling don't | jungkook

1.7

Kısa saçlı olan "Buraya gel, Ae Ra!" deyince yanına yüzmeye çalıştım. Geldiğimde elini tuttum lakin elimi bırakıp kafamı suyun içine soktu. Geri çıkarıp yakalarımdan tuttu. Hıçkırarak ağlıyordum ama havuzun suyundan fazla belli olmuyordu. "Bunu istiyorsun değil mi?" Tam tokat atacakken Eun Soo "Yeter." dedi. Kız elimden tutup havuzdan çıkardı ve elimi bıraktı. Birkaç kere öksürdüm ve ağzımdaki suyu dışarıya çıkarttım. Ağlayarak konuştum.

"Neden bunu yaptın, Eun Soo?"

"Neden mi? Bunu benim sormam lazım. Neden hayatımın içine ediyorsun?" Önüme doğru eğildi. "Neden buradasın ve diğerlerinin dikkatini üstüne çekiyorsun? Jungkook'da dahil." Üşüyerek titrek bir sesle konuştum. Cidden üşüyordum.

"Bana zarar vermenin sebebi Jungkook mu?"

"Ona aşığım. Bir gün kalbinde bana da yer vereceğini umuyorum. Ama hepsi senin yüzünden! Herkesin önünde nişanımızı reddetti. Senin yüzünden, herkesin önünde reddedildim."

Bağırdım. "Ama ben Jungkook ile ilgilenmiyorum, Eun Soo!" Elini kaldırıp yüzüme tokat attı. Yüzüm sağa dönmüştü. Kızardığına emindim ama ağlamaktan başka bir şey yapmıyordum bu daha çok ağlanası bir durumdu.

"Masum numarasını yapmayı kes. Erkeğimi çalmaya çalıştın. Neden bunu itiraf etmiyorsun? Bu nasıl vurdumduymazlık böyle! Bu sana iyi ders olacak. Kızlar..." dedi ve duraksadı. "İşini bitirelim."

Hepsi üstüme gelirken korku vücudumu çoktan sarmalamıştı. Ellerimi yüzüme siper ettim. Diğeri kameraya çekerken karnıma tekme yedim. Ellerimi karnıma götürürken yüzüme tokat atmışlardı. Diğeri saçımı çekerken bir an önce bu acının bitmesini istiyordum, bayılmak istiyordum ama olmuyordu. Bağırarak ağlarken hiç birisi bana bir gram bile acımıyordu. Ellerimi tutup suratıma tokat atmaya başladılar. Bir sağa bir sola vuruyorlardı. Yanaklarımın yandığını hissediyordum. Karnıma yediğim tekmelerin haddi hesabı yokken kusacağımı hissettim ama hiçbir şey yememiştim. Kafamı alıp yere vurdu. Bir an Taehyung'un sesini duydum. 

"Bırakın!" Kızları üstümden itti. "Ae Ra..." elimden tuttu. "Gyu Na, telefonu al." dedi ve Gyu Na telefonu almaya gitti. "Bunu neden yapıyorsunuz!" diye bağırdı Taehyung ayağa kalkarak. "Tek kişiye karşı gelmek adil mi? Bunu yaparken eğlendiniz mi!? Kız olmanız umurumda değil!" Gidip Eun Soo'nun kollarından tutarken salladı. "Bunu yapan sensin değil mi Eun Soo!? Herkese melekmişsin gibi davranıyorsun, ama aslında orospunun tekisin."

"Taehyung," dedim kısık çıkan sesimle. Dinlemedi.

"Tüm çektiğin acıyı geri ödemek zorunda." Yakasından tuttu. Tokat atacağı sırada, "Taehyung!" diye bağırdım. Eun Soo'nun yüzünden korktuğu aşırı belli oluyordu. Hıçkırarak ağlamaya başladım tekrardan. "Tüm bu sorunlar benim yüzümden! O yüzden buradan gitmesi gereken kişi benim." Taehyung kendini sıktı ve Eun Soo'yu ittirerek yakasını bıraktı. Sendeleyerek ayağa kalktım arkadan Gyu Na beni tutuyordu. Oradan Gyu Na ile çıktık.

"Kıyafetin çok ıslak," diye lafa başladı Gyu Na. "Çıkarmalısın, yoksa hasta olursun. Dikkatli adım at." Hırkamı çıkardı yavaşca ve bana kendi hırkasını giydirdi. "Çok acıyor mu? Revire gidelim mi?" Kafamı hayır anlamında salladım. Konuşacak gücü zor buluyordum kendimde. Kısık olan sesimle, "Eve gitmek istiyorum." dedim.

"Bu halde mi? Emin misin?" dedi Gyu Na tatlı haliyle bana kızarken. Arkadan Taehyung'un sesini duydum bana yaklaştı. "Ae Ra, iyi misin?" Ondan uzaklaştım. "Revire gitmek ister misin?" titrek sesimle yalnız kalmak istediğimi söyledim. Ve orada ikisini bırakarak uzaklaştım.

Okulun arkasına sendeleyerek gittim, kimsenin fazla gelmediği bir yerde oturdum. Biraz uzağımda olan ayna gözüme çarptı. Uzanarak elime aldım. Yüzüme baktım. Yanağımda olan beş parmak izine nazikçe dokundum. Acımıştı ama bu içimde olan acıdan daha azdı. Aklıma eski kötü anılar geldi. Beynimde yankılandı. Aynayı kenara koydum. Spor bayramından artan şeyleri buraya koymuşlardı. Kenarda gördüğüm kese kağıdını elime aldım. İçindekileri boşalttım ve kafama geçirdim. Önümü göremiyordum ama yine de sendeleyerek gitmeye çalıştım. Hiçbir şey görmek istemiyordum. Bu okula hiç gelmemeliydim. Kutunun altından bakarak deniz olan bir yere gelmiştim. Bir banka oturdum ve ağlamaya başladım. Yanıma biri oturdu. Burnumu çektim.