"Ah... şey... ben... bilmiyorum." dedim gülerken.
"Nasıl bilmiyorsun?" diye sordu bana bakmazken, utandığını anlıyordum.
"Bilmiyorum işte..."
"Pekala, hemen cevap vermek zorunda değilsin, sadece duygularımı bil istedim. Hazır olduğunda cevabını verirsin." lafı değiştirip, "Yahh çam ağaçları çok uzun!" bende ona katılıp gülerken,
"Gökyüzü çok güzel!" diye bağırdım.
-
Yemek yiyorduk ve Taehyung yumurtayı kalp şekline getirmiş bana uzatıyordu. Gyu Na "Ah, kıskandım!" dediği zaman Taehyung ona da kalp şekli yapıp verdi. Gülerken birisi yanımda ki sandalyeyi çekip oturdu, gülümseyen yüzüm de o an solmuştu. İçeceğini bana uzattı. "İstemiyorum." dedim ona bakmazken, içeceği ittim. Taehyung lafa girdi.
"İstemiyor diye saldırma şimdi," Jungkook bana bakıp konuştu.
"Neden o hep senin yanın-" lafını kesip konuştum,
"Senin bir nişanlın var zaten, onunla ilgilen." dedim yemeğimle bakışırken.
"Nerden biliyorsun?" diye sordu.
"Bunu herkes biliyor. Eğer ilgiliysen başka kişilerle ilgilen. Eun Soo ile ilgilen." Sormadığım halde tekrar cevap verdi.
"Ben Eun Soo ile nişanlanmak istemedim, ailemizin düzenlendiği bir şey o," bunun neresi beni ilgilendiriyordu, sormamıştım bile. "Bu yüzden iyi değilsin değil mi?" Ona şaşkınlıkla döndüm ağzımı açacağım sırada ayağa kalktı. "Seni daha iyi hissettirecekse herkese duyurayım."
"Millet, dinleyin! Eun Soo ile nişanlı olduğum doğru. Ama hiçbir zaman bunu istemedim. Onunla evlenmeyeceğim. Kimse beni zorla evlendiremez." kolundan çektim ama bir işe yaramadı. Sessizce konuştum,
"Jungkook, Eun Soo orada, yapma." dedim ama beni dinlemeyip Eun Soo'ya döndü.
"Hey, Eun Soo, burada olman iyi, sende nişanı kabul etmiyorsun değil mi?" Eun Soo 3 saniye duraksayıp ayağa kalktı. Onun hislerini bilmeden konuşması çok kötü olmuştu.
"Evet, aynı fikirdeyim."
"Evet, duydunuz değil mi? Yemeğinize geri dönebilirsiniz." Eun Soo masayı terk etti.
"İyi hissediyor musun artık?" gerçekten aptaldı.
"Neden bu kadar acımasız ve kalpsizsin? Onu düşünemez misin? Onun hislerini düşünemez misin? Hatta seni umursadığımı da nereden çıkardın? İnsanları güzelce dinlemeyi öğren, o zaman neyin ne olduğunu anlayabilirsin." Masadan kalkıp orayı terk ettim. Eun Soo'nun yanına geldim.
"Eun Soo,"
Gülüp, "Efendim, Ae Ra." diye cevap verdi.
"İyi misin?" kafamı eğdim. " Ah, bu aptal soruyu sormamalıydım. İyi değilsindir kesin."
"Aslında iyiyim, o hep böyle asidir."
"Ona böyle yapmaması gerektiğini söyledim, beni yanlış anlamandan korkuyorum."
"Aklımdan bile geçmedi, dert etme. Bu arada Ae Ra, akşam 8 de hayalet avı etkinliği var katılmayı unutma." Ne? Hayalet avı mı? Yüzümü ekşittiğimi anlamış olacak ki,
"Cesaretini topla, eğlenceli olacak." diye söyledi.
"Ah korkuyorum öyle şeylerden,"
"Korkma, seni Taehyungla eşleştiririm ne dersin?" bir şey dememe izin vermeden, görüşürüz deyip gitti.
-
"Gerçekten karanlık! Hayaletlerden korkarım!" Gyu Na bana moral vermeye çalışırken,
"Korkma, Taehyungla yalnız kalma şansın olacak." diye söyleniyordu. "Ona itiraf et!" koluna vurdum,
"Hey, önce kızlar itiraf etmez."
"Arkandayım, fighting!" dedi, gözümü devirdim. Eun Soo'nun sesi gelince oraya gittik.
"Hayalet avına çıkıyoruz." herkes alkışladı. "Arkadaşlarınızla çift olabilirsiniz. Daha sonra karanlığı aşıp 3 bayrak bulacaksınız, takip etmeniz gereken bayraklar ve talimatlar var. Bu aktivite kalbini, cesaretini kontrol altında tutan çift kazanacak. O zaman eşleştirme başlasın!
İlk çift: Gyu Na ve Kyungsoo
ikinci çift: Ae Ra ve Taehyung
üçüncü çift: Namjoon ve Seokjin..." diye giderken biz gitmeye başlamıştık. Taehyung'un elini tuttum.
"Bu ne tür oyun, oynamak istemiyorum." Taehyung'un iliklerine kadar korktuğunu hissediyordum, şuan ondan az korktuğumu ilan etmeliydim.
"Daha hızlı yürü! Hemen bitirip dönelim." Taehyung aniden bağırınca ben de bağırdım. "O ne!?"
"Ah, rüzgarmış." omzuna vurdum, aptal.
"Sadece rüzgarmış niye hayalet görmüş gibi bağrıyorsun?"
"Bunu bitirebilir miyiz Ae Ra?" dedi sesi titrerken. Arkadan bö yapsam ağlayabilirdi...
"Olmaz, şurada ki çıkışa gitmemiz lazım. Hemen bitecek hadi!" deyip elini tuttum.
"Ama çok karanlık burada duralım." durdu. Kolundan tuttum.
"Hayır, gitmeliyiz. Korkma!" deyip çekiştirdim onu. Taehyung her şeye aniden bağırıp duruyor ödümü patlatıp duruyordu. Bir bayrak gördüğümde alttaki kağıdı okudum.
"Eğilip bacaklarının arasından bakacaksın. Arkadaşın da resmini çekecek. Bu arada gezen hayaletler gibi sende o çerçevede görüneceksin." bu ne saçma bir kağıttı böyle? Taehyung'a dönüp "Taehyung, eğilen kişi sen olacaksın." dedim. "Ben senin fotoğrafını çekeceğim."
"Hayır." deyip dursa da, "Hadi Taehyung bitince gideceğiz." dedim ama o hala istemiyordu. "Bırakıp dönelim, Ae Ra." birazdan altına edeceğini hissediyordum. En sonda yapacağını söyleyip telefonu aldım ve kamerayı açtım. eğildiğinde, arkasında bir şey gördüm.
"A-arkanda, Taehyung," Taehyung arkasına dödüğünde kocaman bir çığlık atıp kaçmıştı. Beni bırakıp, bir de beni koruyacaktı. Geri baktığımda onun bir insan olduğunu anlamam uzun sürmemişti.
"Taehyung!"
"Taehyung! O hayalet değil! İnsan!" deyip arkasından koştum. Bir ev gördüğümde oraya girdiğini düşünüp "Taehyung" diye eve girdim. "Burada mısın?" İçerisi zifiri karanlıktı ve ben bir şey görmüyordum. Kapı aniden kapandığında kapıya gidip zorladım ama açılmadı. "Kim var orada!" diye bağırıp kapıya vurdum. "Kapıyı aç! Beni böyle kızdıramazsın!" ama hiçbir şey olmadı. Arkama geri döndüm. "Taehyung, buradaysan bir şey söyle!" aniden bir tıkırtı geldiğinde yerimde zıpladım. Karanlıkta birisini gördüm. "Ah Kim Taehyung! Rahatladım." duvarı yaslandım. "Neden cevap vermiyorsun? Çok endişelendim. Taehyung gerçekten korkmuş olmalısın, kesik nefes alıyorsun. Özür dilerim, Tae. Bu kadar korktuğunu bilmiyordum, seni buraya sürüklememeliydim. Ama ikimizin burada sıkışmış olması iyi, yakında diğerleri gelip bizi bulur." cevap vermediğinde, "İyi misin?" diye sordum. Bana kırılmış olmasından korkuyordum. "Neden bir şey söylemiyorsun?" 5 saniye bekledim ama cevap vermedi. "TaeTae, o zaman daha önceden konuştuğumuz şeyden bahsedelim. Bana ne hissettiğimi sormuştun, bence çok iyi bir insansın, Taehyung. Benim gibi bir ucubeye yardım eden tek kişi sendin. Seninleyken hep gülüyorum. Güzel hissediyorum ve seninleyken mutluyum. Demek istediğim... sanırım senden hoşlanıyorum, Taehyung." Yüzüme yaklaştığında izin verdim. Sıcak dudaklarını dudağıma değdirdiğinde karşılık verdim. Kalbim deli gibi atıyordu. Birden ışıklar açıldığında ve yüzümde flaş hissettiğimde gözümü kapadım. Sanırım ölmüştüm?
"Yeni çiftimizi tebrik ederim..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ugly duckling don't | jungkook
Fiksi Penggemar"Sorunlardan asla kaçamazsın, burnunu soktuğun için durdurmak istemiyorum. Sorunlarla başa çıkmak için kendini hazırla, Ae Ra." ~Tüm hakları Ugly Duckling Don't, aslında bir tayland dizisi.