12. BÖLÜM UMUT
Gözlerim saatlerdir tek bir noktaya takılı kalmıştı, Yağmur sonrası ağaç yapraklarına tutunmaya çalışan yağmur damlalarına. Zar zor tutunuyorlardı ağaç yapraklarına, umutla tutunuyorlardı düşmemek için. umutlarını yitirmiyorlardı gerçi şansları kedi önüne atılan farenin kurtulma olasılığından daha zordu dediğim gibide oldu sadece 3 saniye sonra yerdeki çamura düştüler. Saf ve temiz olan damlalardan eser kalmadı. Tekrar tekrar aynı manzarayı izledim sıkılana hatta bunalana kadar ama onlara bakmamı sağlayan bir şeyler vardı içimde bir duygu, anlamsız bir duygu, bir şeyleri anımsamamı sağlayan bir duygu, her şeyi birbirine bağlayan bir duygu. Sanki benim hayatımda yağmur damlaları ile yapraklar arasındaki ilişkiyi yansıtan bir şey vardı o yaprak Aras olabilir miydi? Kirli çamura düşmemek için her seferinde daha da yakınlaşmıştım ona Gökhana olan Aşkımı yok sayıp Hergün daha da çok yakınlaştım ona tamam yok saymak kelimesi belki çok fazla oldu biliyorum Hergün aklımdan çıkaramadım hatta daha fazla düşündüm başka bir sebebi olmalı diye okadar çok düşündümki gerçekten hiçbir sonuca varamadım Bana sunduğu sebep dışında aklıma gelen her hangi bir şey olmamıştı başka bir nedeni olmalıydı ama ben erken vazgeçmiştim kalbimin hiç susmayan sesini değilde mutluluğun o huzur verici şarkısında dans etmeyi seçmiştim ama zordu kalbim her an bir şey olabilecekmiş gibi hızla atıyordu tabiki bunun nedeni kaygılarım korkularım veya vazgeçemediğim şeyler değildi irkilmeme neden olan Arasın sesiydi ona baktığımda mavi gözleriyle göz göze geldik vakit kaybetmeden dudaklarını araladı......
" Ne düşünüyorsun?" dedi ve elindeki karton bardağı yavaşça masaya bıraktı onun gözlerine kenetli kalan gözlerimi cama çevirdim yarım saattir izlediğim manzara bana kollarını açtığında düşüncelerime dalmadan dudaklarımı araladım.
" Sen kaybedeceğini bile bile girdiğin bir oyunda kazanmak için umut edermisin?"
" Kazanma ihtimalim yüzde bir bile olsa sonuna kadar umut etmeye devam ederim" verdiği cevap beni tatmin etmemişti tekrar dudaklarımı araladım.
" Peki sonunda kirli çamura düştüğünde ettiğin umutlar için pişman olmazmısın?"
" Hayır olmam, çünkü umut etmek insana hayal kurmayı öğretir ve ben o hayallerde mutluysam neden ettiğim umutlardan pişman olayım ki."
Verdiği cevapların hepsinde fazlasıyla haklıydı ondan beklemediğim cevaplar veriyordu aslında istediğim buydu beni anlıyacak biri olması. Ve gün geçtikçe Aras tam tamına o kişiye dönüşüyordu bu beni fazlasıyla mutlu etsede aynı zamanda korkutuyordu çünkü beni tam olarak anlayan biri olması ona acı çektirecekti bundan adım gibi emindim ve onun acı çekmesi istediğim en son şeydi beni anlamasını istesemde benim için mutsuz olmasını göze alamazdım. Yüzümü tekrar ona döndüm
" Sen beni en çok anlamak isteyenin sen olduğunu söylemiştin hiç benim yüzümden acı çekmekten korkmuyormusun?"
" Evet korkuyorum ama acı çekmekten değil seni senin istediğin gibi anlayamamaktan. En kötüsüde ne biliyormusun sen acı çekerken sana yardımcı olamamak."
" Peki kendi çektiğin acılar ne olacak?" gülümsedi nedenini anlamasamda gülümsemeye devam ediyordu ne oldu şimdi der gibi ona baktığımda " Kendi acılarım" dedi ve durdu yüzü öyle bir hal aldı ki demin yüzünde olan gülümsemeden eser kalmadı devam etti
" Beni sevmeyen bir kızla harcadığım 3 yıldan mı bahsediyorsun? Emin ol şuan canım eskisi kadar acımıyor senin canında benimki kadar acımasın diye uğraşıyorum"
"Eğer hatırlamak canını acıtmayacaksa Bana o kızdan bahsetsene" bir an durdu belki hiç sormamı istemediği bir şey sormuştum birkaç saniye önceye dönme hakkım olsa asla sormazdım.Benim bu pişman halimi görmesinin hemen ardından hemen dudaklarını Araladı........
" 3 yıl önce, Ocak ayı, o gün kendimi hiç olmadığı kadar yorgun hissediyordum ve başımda inanılmaz bir ağrı vardı kendimi zar zor yataktan kaldırmış okul üniformamı giyip hızlıca evden çıkmıştım normalde böyle olduğumda okula gitmeyi tercih etmezdim tabiki ama o gün içimde bir his vardı tarif edemeyeceğim türden bir his okula gider gitmez direk sınıfa çıktım her zaman olduğu gibi en arkadaki sırama geçtim ama sınıfın gürültüsü başımdaki ağrıyı iki katına katlamıştı. Bende sınıf kadar gürültülü olmadığını düşündüğüm bir yere gittim tabiki kantine. İçeri adımımı atar atmaz gözlerim tek bir noktada takılı kaldı renkli masalardan birine tek başına oturmuş olan Alara'ya .Gözleri benimkiler kadar maviydi Kahverengi saçları iki omzunda dümdüz şekilde duruyordu yüzü güneş kadar parlaktı ona bakarken başımın ağrısı uçup gitmişti uzun süre orda ona baktım gözümü bile ayırmadan okulda ilk kez görmüştüm onu ve sanırım ilk gördüğüm an aşık olmuştum ona" durdu ona dönüp " Peki sonra ne oldu" dediğimde anlatmaya devam etti.
" Alarayı yakından tanımaya karar verdim yakın arkadaş grubunu haftasonları nerelere gittiğini en sevdiği film, dizi, şarkı gibi şeylerdi öğrenmek istediklerim bunun için en basitinden başlayıp kantinden çıktıktan sonra yanına gittim ve kısaca "merhaba" dedim şimdilik iyi gidiyorum diye düşünüyordum oda kısaca merhaba demişti güzel bir ses tonu vardı ilerleyen günlerde
onun hakkında öğrendiğim her şeyi yazabileceğim boş bir defter alıp ilk maddeye sınıfını yazdım evet aynı sınıfatyadık arkadaşlarımdan öğrendiğime göre yeni kayıt olmuştu okula daha sonraki günlerde ise onu takip ettim. evinin adresini kapı numarasına kadar öğrendim birkaç ay sonra defterin yaprakları teker teker doldu evet en önemli maddeyi sona saklamıştım onunla tanışmak onun hakkında bilgiler topladığım 4 ayda çok şey öğrenmiştim ama onunla tanışmak benim için sanırım en zor şeydi ve küçük planım aylardır hiç değişmeyen her teneffüs tek başına oturduğu masasına oturacak ve arkadaş olmayı deneyecektim son teneffüs cesaretimi toplayıp kantine indim masada oturuyordu ama beklediğim gibi yalnız değildi. Yanında sürekli gezen esmer uzun boylu şimarık çocuk oturuyordu o an her şey için çok geç kaldığımı hissetmiştim ona baktığımda hafifçe kafamı öne eğdiğim an hayal kırıklığım başka bir kişinin gözünden belki zavvallıktı ama pes etmeyecektim yani etmedim ellerli o çocuğun ellerindeyken umudum hiç yokken ben pes etmedim Kumsal sende etme çamura düşmek pahasına pes etme" hızlıca anlattığı hikayeyi kısa kessede daha fazla anlatmasına gerek yoktu gözleri dolmuştu devamını bilmesem de onu bukadar üzen bir şeyi ona tekrardan hatırlatmama sanırım gerek yoktu ben umutsuzluğumda umut ararken onun umut dolu hayatını karartamazdım bu haksızlıktı ama hesap etmediğim bir şey vardı Arasın umut dolu bir hayatı olmayabilirdi, hikayenin sonuydu belki onu asıl etkileyen, okul değiştirmesine sebep olan hikayenin sonu. Belki o yüzden her şeye rağmen umut etmemi söylüyordu kendinin edicek umudu kalmadığı için, benim umut çiçeklerinden Hergün birinin daha solduğu umut bahçeme yeni umut çiçekleri ekiyordu. Kafasını dağıtmak için aklıma ilk gelen soruyu sordum" En sevdiğin şarkı ne senin Aras?" sıradan bir soruydu alt tarafı Arasın gözleri anında gözlerime döndü ve dudaklarını araladı
"James Blunt - Goodbye My Lover" daha önce hiç duymadığım şarkının ismini Arasın ağzından duyduğumda ilk garipsesemde şans vermem gerektiğini düşünüp bir soru daha yöneltim
" Peki ya dinlesek olmazmı?" yöneltiğim soru karşısında kaşlarını kaldırdı
" Burada mı"
Etrafıma baktığımda nerde olduğumuzu bir kez daha anımsadım şuan okulun arkasında olan kafedeydik son dersi kırıp geldiğimiz kafe ve içerisi gerçekten kalabalıktı sanırım bu şarkıyı burada açsak bütün gözler üstümüze toplanabilirdi bu yüzden elimi çantama attım hay aksi her zaman yanımdan ayırmadığım kulaklık en lazım olduğu zaman yoktu Arasa döndüm " Sanırım kısık sesle açsan kimsenin umrunda olmayız ne dersin" dedim. Beni gülümseyerek onayladığında cebinden telefonunu çıkardı ve şarkıyı açtı. Beklediğim gibi bir şarkı değildi beğendiğim tek kısım sanırım nakarat kısmıydı ama şarkının bana anımsattığı şeyler Gökhana olan duygularımdan başka hiçbirşey değildi beni etkileyen nakarat kısmı aynen şöyleydi.
Güle Güle Aşığım
Güle Güle Arkadaşım
Sen Tektin
Sen Benim İçin Tektin
..............
VOTE VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM SİZİ SEVİYORUM <3 <3 <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAY UKALA
Fiksi RemajaO BAY UKALAYDI ben ise onun her şeye rağmen sevdiği AKSİ KIZIYDIM Başlangıç 3.11.2017