7

169 31 4
                                    

"Hey!"

O kadar sinirliydim ki sıradan bir tepki veremiyordum.

"Efendim. "

Elimde kalan akıl kırıntılarıma tutunduğumda karşımdaki beden bunu istemezcesine üzerime gelmeye devam etmişti.

"Biraz muhabbet edelim. "

Gözlerimi kapatıp derin ama titrek bir nefes aldım.

"Bunun için vaktim yok. "

Hafif bir gülümseme bıraktığında normalde olduğundan daha çok sinirle dolmuştum.

"Hadi ama, kaç gecedir aynı şeyi yapıyorsun Hoseok. Beni buradan attıramadığın gece bunları aştık sanmıştım. "

Alaylı tavırları karşısında tekrar derin bir nefes alırken ona neden hemen şimdi yumruk atmadığım gerçeğini kendime hatırlattım. İşim, daha önemliydi.

"Bak Yoongi, seninle gerçekten uğraşamam. Neden beni rahat bırakmıyorsun? "

Bu sefer kaşları çatılmıştı ve ben de istemsizce kaşlarımı çattım.

"Bir sorun mu var? "

Ağzımdan çıkan alaycı bir sese engel olamadım.

"Evet var. Aptal bir barda çalışıyor ve uyumuyorum. Üzerine gecelerdir gelmiş benimle konuşmaya çalışıyorsun. İstemediğim halde üsteliyorsun. Sen söyle, tacizine daha ne kadar devam edeceksin? "

Yüzü yüzüme yaklaştığında sinirim hala geçmemişti ve nefeslerim hızlıydı. Yüzüne vurduğundan emin olduğum bu nefesler onu etkilemiş gibi değildi çünkü ne beni rahat bıraktı ne de sustu.

"Seni taciz ettiğimi düşünmemiştim. Sadece konuşmak istedim. Asıl sen söyle ne diye böyle davranıyorsun bana? "

Kafamı geriye çektiğimde arkama dönüp basit bir içki doldurdum bardağına. Hızlı hareketlerle önüne bardağı ittiğimde bakışları hala yüzümde dolanıyor ve büyük bir yüzük taktığı sağ elini bardağın yanında tezgaha vuruyordu.

"Özel bir sebebi yok. Seni dinlemek istemiyorum, seni dinlemek bana bir şey kazandırmayacak. Zamanımı çalma artık. "

Söylediklerimden sonra elini durdurdu. Gözlerimiz kesiştiğinde anlayamadığım bakışlarıyla beni süzdü.

"Bencilsin. "

Güldüm.

"Aksini iddia etmiyorum. "

Bakışlarını gözlerimden çekip bardağına dikti.

"Ve gerçek. "

Kaşlarım havaya kalkmışken anlamazca ona bakıyordum ama o sol eline aldığı bardağı çevirip içkiyle oynamakla meşguldü.

"Her neyse. Şimdi gidiyorum. "

Söylediğim şeyle yüzüm buruşurken kendime kızdım. Sustuğu için mutluyken beni durdurmasını istercesine gittiğimi söyleyecek kadar aptallaşmış olmamı uykusuzluğuma vererek kafamı iki yana salladım.

"Kolay gelsin. Daha sarhoş olduğum bir an tekrar konuşalım, Hoseok. "

Çok geç geldi değil mi? Ama okul başlayınca ve kafamı toplayıp bölüm yazamayınca böyle oldu. Kusura bakmayın. Bir de şey twitterdaki oylamalarla kafayı bozduğumdan boş zamanımın yarısı da oraya gidince. Of işte bahanem var biraz ve bu kötü hissettiriyor. Bekleyen ve okuyan varsa teşekkürler 💙

EglafHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin