13

170 29 17
                                    

Başını koltuğa yavaşça bırakıp bar kısmına döndüğüm, onunsa uyandıktan sonra temizlenen bara boş bir şekilde bakıp beni görmemezlikten gelerek oradan çıktığı günün üzerinden bir hafta geçmişti. Bu süre boyunca buraya gelmemiş olmasına, onu görmeme rağmen kafamın içindekilere söz geçiremiyordum. Aklımı karıştırmıştı.

"Seokjin! Gelmişsin. "

Düşüncelerimi dağıtan bedeniyle Seokjin yanıma yaklaştığında haline baktım. Sinirliydi.

"Bıktım ve yoruldum. "

Pekala.

"Neden? "

Tezgahın arkasına geçtiğinde yanıma gelecek sanmıştım ama o beni es geçip eline bir bardak alarak kendine içki doldurmaya başladı.

"Şu adam. Başlarda ilgisi hoştu falan ama şuan biraz ürkütücü bir hal almaya başladı. "

Kaşlarımı çattım.

"Sana bir şey yapmadı değil mi? "

Bu halime gülüp bardağı dudaklarına götürerek bir yudum aldı.

"Yapamayacağını biliyorsun. Sadece bu izleme işi can sıkıcı olmaya başladı. Bugün de gelir ve benimle konuşmazsa ben gideceğim. "

Göz göze geldiğimizde ne kadar kararlı olduğunu gördüm. Yapacağı şeyi onaylamasam da sesimi çıkarmadım, ben ne dersem diyeyim bunu yapacaktı çünkü.
Hazırlanmak için kulis kısmına gittiğinde elime bir bardak alıp kurulamaya başladım. Ne zaman düşüncelerimle kalsam kafamda Yoongi'nin sözleri dönüyordu. Onu uğraştırdığımı biliyordum ve bu umrumda olmamıştı hiç ama benim o kişi olmadığımı söylemesi canımı sıkmıştı. Bir kaç gün önce suratına bunları ben farklı kelimelerle söylemiştim ama sarhoş olduğu için sakin çıkan sesiyle, hafif fısıldayarak, kulağıma doğru konuşması sanırım kalbime dokunmuştu. Kalbini hissedebileceğine bile inanmayan ben bile hissetmenin bir yolunu bulmak üzereyken Yoongi'nin vazgeçmesi kanıma dokunuyordu.

"Selam! "

Her zamanki neşeli sesiyle içeri giren Jimin'e ağzımın içinde bir selam verdim. Çok oyalanmadan siyah kapıdan içeri girdiğinde yine kendimle kalmıştım.
Seokjin'den önce dışarı çıkan Jimin ile yan yana durmuş yavaş yavaş kalabalıklaşmaya başlayan barı izliyorduk. Bugün ışıklandırmaları mavi yapacaklarını söylemişlerdi ve ben bunu çok saçma buluyordum. İnsanlara yalancı bir huzur gösterip maviyi de buna alet edeceklerdi. O sırada içki istemeye başlayan müşterilerle dikkatim dağılırken geceye hızlı bir giriş yaptım.

*

Çığlıklar kesilmezken geçtiğimiz bu hafta çok yorulmamama rağmen başımın ağrımaya başladığını hissediyordum. Dilini bilmediğim bir şarkı çalarken Seokjin çoktan deri pantolonuyla kalmış dans ediyordu. Yeni bir içkiyi hazırlamayı bitirip müşterinin önüne koyduğumda müzik kesildi ve Seokjin'in sesi duyuldu. Kaşlarım çatılırken ona kulak kabarttım.

"Hep beni görmekten sıkıldınız değil mi? "

Alaylı sesine karşı itiraz nidaları duyulduğunda kendini bilirmiş gibi gülümsedi.

"Ama ben yalnız dans etmekten biraz sıkıldım. Şimdi içinizden birini yanıma alacağım! "

Coşkulu sesine karşı kalabalığın bir kısmı sahbeye doğru ilerlerken Seokjin'in bakışları bir noktaya bakıyordu. O adam olduğunu neredeyse emin olduğum noktadaki kişiyi yanına çağırdığında reddedilmiş olacak, yalandan üzgün bir ifade yaptı.

"Hiç eğlenceli değilsiniz. Ama ben eğlenmeyi bilen birini tanıyorum. "

Etrafta sessizlik olduğunda elimdeki bardağı tezgaha koymam fazlasıyla dikkat çekmiş gibiydi, herkesin kafasının bana döndüğünü gördüğümde başımı kaldırdım ve sahneden elini bana uzatmış Seokjin ile göz göze geldim.

"Hoseok, hadi bana eşlik et. "

Haydi herkes sahneye!
Haftasonuna kadar kendinize dikkat edin, eglafı özleyin ve biiiiisssürü yorum yapın olur mu?

Haydi herkes sahneye!Haftasonuna kadar kendinize dikkat edin, eglafı özleyin ve biiiiisssürü yorum yapın olur mu?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
EglafHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin