"Ölü gibi görünüyorsun. "
Kampüsteki binaya ilerlerken yanımda beliren Namjoon'a kısa bir bakış attıktan sonra cevapladım.
"Teşekkürler. "
Derin nefes sesini duyduğumda adımlarımı hızlandırıp dersliğe doğru ilerledim. Namjoon bana iyi niyetiyle yaklaşıp işi bırakmam hakkında uzun konuşmalar yapmayı severdi ama uykulu halimle onu dinleyip dinleyemeyeceğimi düşünmezdi hiç.
Dersliğin içine girdiğimde sınıftan bir kaç bakış bana dönse de herkes kendiyle ilgilenmeye devam etti. Alt sınıflardan olduğu halde üstten ders alacak ortalamayı yapan ve ara sıra konuştuğum Taehyung'un yanına ilerlerken arkamdan gelen adım seslerini dinleyip Namjoon'un geldiğine emin oldum. Kolçaklı sıralara oturduğumuzda Taehyung ile kısa bir konuşmaya girişmiştik."Bir gece yanına geleceğim söz! "
Bar ortamından hoşlanmadığını ve gelmeyeceğini bilsem de enerji dolu sesiyle konuştuğunda yaptığım tek şey onaylamak olmuştu, üstelik gözlerim kapanmak üzereydi, başımı hafifçe sıraya bıraktım. Alnımda iz çıkacağından emin de olsam uzun bir süre öylece kalıp Namjoon ile Taehyung'un bir yazarın dili hakkında yaptıkları uzun tartışmayı dinledim. Tam uykuya dalacağım sıra kapı sesi duyulmuş ve hocanın gelmesiyle derse başlamıştık. Umursamadan uyuklamaya devam ettim.
*
Derste yaptığım kısa şekerlemeden sonra daha dinç hissettem bile bana yetmemişti ve Namjoon'u dinleyip izin günümün öğleden sonrasını onunla takılmak için harcadığım için kendime kızmaya başlıyordum.
"Kendine bunu yapmaya devam edemezsin. "
Karşımda çerçeveli gözlükleriyle otururken yine başlamıştı konuşmaya ve ben bunun için fazla yorgundum.
"Namjoon, konuşmanın bir işe yaramadığını biliyorsun. O yüzden artık kendini de beni de yorma dostum. "
Cümlemi bitirdikten sonra onu incelemeye başladığımda rahatsız olmuşcasına kıpırdanmıştı ve bu kaşlarımı çatmama sebep olmuştu.
"Sadece yorgunluğun için değil. Orasının güvenli olduğunu da düşünmüyorum. Neydi o çocuğun adı? "
Elini düşünürcesine çenesine götürdüğünde hala hareketlerini izliyordum.
"Yoongi? Evet, evet. Kaç hafta oldu? İki mi? Yorulduğun yetmiyormuş gibi böyle takıntılı insanlarla uğraşıyorsun. "
Sözünü kestim.
"Yoongi tehlikeli değil. Ayrıca oraya hiç gelmedin bile. Bu kadar kesin konuşman çok saçma. "
Omuz silkip beni umursamadı.
"Tehlikeli olmadığını nereden biliyorsun? Ayrıca hadi ama! En yakın arkadaşın bir striptizci. Bu normal mi? "
Sol gözüm sinirle seğirdiğinde Namjoon da kendini geriye çekmişti.
"Sözlerine dikkat et. Arkadaşımsın ama durman gereken yeri bil. "
Bakışlarında bir kaç kırıklık yakalasam da bu sefer ben umursamadım.
"Seokjin sadece çalışıyor. Çalıştığı için ona kötü gözle bakamazsın. "
Bakışlarına sinir oturup kırıklıklarıyla birleştiğinde konuştu.
"Tabi, ne demezsin. "
E-yo
Haftasonu olmuş ben bilincinde bile değilim öyle bir yorgunluk. Amaaa iste geldim buradayım. Buyrun ficimizdeki Namjoon 👇🏿
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eglaf
FanfictionEglaf (i.) Herhangi bir kelimenin yerine kullanılabilen, anlamı olmayan kelime.