Arabasından inip aydınlanmış gökyüzünün altında evime ilerliyorken ikimiz de anlaşmış gibi konuşmuyorduk. Gözlerim kapanmak üzereydi ve tek düşündüğüm bir an önce duşa girip uyumakken Yoongi'yle ne yapacaktım bilemiyordum.
"Teşekkür ederim. "
Adımlarımı durdurup ona döndüm.
"Ne için? "
Durduğum yere yaklaşıp sağ elime uzanıp tuttuğunda bakışlarım ellerimize kaydı. İyi hissettiriyordu. Bunu fark etmem uzun sürmüş olsa bile şuan bu hissi kaybetmemek için uğraşıyordum.
"Bana ne kadar yardım ettiğinin farkında değilsin Hoseok. Sana kendimi dökmek için sabırsızlanıyorum. Bütün nedenlerimi seninle paylaşmak istiyorum. "
Gülümsedi, hafif bir karşılık verdim.
"Ve artık bana karşılık veriyorsun. Sanırım senden karşılık almam için kendimi özletmem gerekiyor. "
Gözlerimi devirmeden edemedim.
"Yorgunum, şanslısın. O yüzden uğraşma benimle. "
Gülümsemesini bozmadı.
"Hadi evine girelim. Uyuman lazım artık. Ellerimin arasına düşüvereceksin diye korkuyorum. "
Aksi bir şey söyleyemedim, gerçekleşebilecek bir ihtimaldi. Onun yerine ellerimizi ayırmadan arkamı döndüm ve onu apartmana çekiştirdim. Çok yeni olmayan apartmanda asansör yoktu. Asansörlü bir apartmana harcayacak param da yoktu zaten. Merdivenlere yöneldim.
"Bu merdivenler için yaşlı sayılırım. "
Duraksamadan merdivenin ilk basamağına adımladım.
"Seni sırtıma almak için fazla yorgunum. "
Arkamdaki adımlar tökezlerken durdum ama arkamı dönmeme gerek kalmadan konuşmuştu.
"Bir dahaki sefer için çok fazla söz verdik şimdiden. Yorgun olmamanı umuyorum. "
Dairemin önüne geldiğimizde yanımda durdu. Ellerimizi ayırdım ve cebimden anahtarı çıkarırken çıkan sesi duyan Mickey kapıyı patileriyle dövmeye başlamıştı.
"Gerçekten gözümde daha tatlı hale gelebilir misin? "
Başımı ona çevirdim.
"Ne? "
Gülümsemesi yüzünden eksik olmuyordu.
"Bir de evcil hayvanın var. Gerçekten, tatlı. "
Kaşlarımı çatıp kapıya yerleştirdiğim anahtarı çevirdim. Mırıldanmadan da edemedim.
"Bu nasıl tatlı olabilir ki? Hem ben mi tatlıyım? "
Ama beni duymuştu.
"Evet. "
Umursamadan kapıyı ittiğimde Mickey bacaklarıma zıplamıştı bile. Kucağıma aldım.
"Beni mi özledin kızım? "
Suratımı yalarken gülmeden edemiyordum.
"Bu sahneyi göreceğimi hiç düşünmemiştim. Oh, selam! "
Onun sesini duyan Mickey durup etrafı aramaya başladığında Yoongi onunla konuşup kucağımda durmasını umursamadan onu sevmeye başlamıştı. Mickey ise onun elini koklayıp tanımaya çalışıyordu. Yoongi bir elini benim omzuma atmış kollarımın arasındaki Mickey'i severken güzel görünüyordu. İnkar edemedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eglaf
FanfictionEglaf (i.) Herhangi bir kelimenin yerine kullanılabilen, anlamı olmayan kelime.