Uzuuuun bir bölümle karşınızdayım.
Umarım beğenirsiniz. Yazım hataları olabilir. Düzeltmeye üşendim :)
Lütfen yorumlarınızı esirgemeyin. Bu bölüm için görüşlerinizi ayrıca merak ediyorum." Hazan ! Hadi kızım. Bak geç kalıyoruz. "
Gömüldüğü kitapların arasından kafasını kaldırmadan cevap verdi Hazan.
" Tamam kalfacığım geliyorum. Son soruyu cevapladım. "
Karahanın odasında, ceviz ağacından yapılma kütüphane de çalıştığı dersle ile ilgili hangi kitap varsa çıkarmıştı Hazan. Camın önündeki büyük ahşap yer masasının üzerine hepsini yığmış oturduğu postekinin üzerinde neredeyse gözükmeyecek şekilde kitaplarla bütünleşmişti.
Ayşe kalfanın onu beklediğini biliyordu ama dikkatini bu kadar iyi toplamışken olabildiğince ders çalışmaya odaklanmıstı.
Bu yüzden merdivenden gelen ayak seslerini bile işitmemiş Ayşe kalfa odanın kapısını açınca olduğu yerde sıçramıştı.
Ayşe kalfayı gördüğü an mürekkebini batırdığı kamışını kenara koydu ve ayağa kalktı. Karşısındaki kadın çoktan tesettürüne bürünmüş bekletilmenin verdiği sabırsızlıkla genç kızı tatlı bir şekilde azarlamıştı.
" Kalabalıksa gitmeyelim diyen sen değilmiydin. Bak yine öğlen saatine kaldık. "
Hazan aceleyle ayağa kalkıp Ayşe kalfaya sevimlice gülümsedi.
" Tamam bu sefer mızmızlanmayacağım. Ne kadar kalabalık olduğu umrumda olmayacak söz veriyorum. "
Diyerek hemen yandaki kendi odasına geçti. Ayşe kalfa ise merdivenden inerken seslice söylendi Hazanın arkasından.
" Görücez bakalım küçük hanım. Geçen seferki gibi yıkanmak yerine yanımda üstün başınla öylece oturursan kafandan aşağıya bir tas suyu yersin haberin olsun. "
Hazan ise siyah cilbabını giyerken yanına alacağı temiz kıyafetleri ayarlıyordu. Ayşe kalfanın söylediklerini duymuştu. Seslice gülerek peçesini yüzüne yerleştirdi. Odasında ki boy aynasında dikkatlice peçesini düzelttikten ve bedeninde açık kalan bir yeri olup olmadığını kontrol ettikten sonra acele ile aşağıya indi.
Birlikte evden çıkarlarken Hazan gittikleri hamamın kalabalık olmaması için dua ediyordu içinden. Bursaya geldiğinden beri alışmadığı şeylerden biri de 15 günde bir hamama gitmek olmuştu. Kendi evlerinde yıkanabilecekleri mermerle döşenmiş küçük bir banyo odası varken neden 15 günde bir hamama gittiklerini hala anlamıyordu. Gitmemek için her defasında Ayşe kalfaya yalvarmasına rağmen her defasında red edilmişti.
Yaşlı kadın hamamda yıkanmakla evde yıkanmanın bir olmadığını, hemde kendisinin sağlığı için masaja ihtiyacı olduğunu ve yanlız gitmek istemediğini bahane ediyor genç kızı bir şekilde ikna ediyordu. Hazanın aksine Ayşe kalfa hamam günlerini iple çekiyor buhar ve sıcak suyun kendisini tedavi ettiğini söyleyip duruyordu.
Kadınlar için özel yapılmış hamamın kapısına geldiklerine hayal kırıklığıyla yüzünü buruşturdu genç kız. İçerisinin yoğun olduğu daha kapıdayken bile belli oluyordu. İçerisinin gözükmesini engellemek adına oldukça küçük yapılmış kapıdan geçtiklerinde avludaki kalabalık yanılmadığını gösteriyordu genç kızın.
Yüksek duvarlarla çevrili olan hamamın avlusu her zamankinden de kalabalıktı bugün. Tamamen mermer ile kaplanmış zemine kondurulmuş olan mermer oturakların çoğu doluydu. Ayşe kalfa eğlendiğini belli eden bir edayla Hazana bakarken genç kızın adımları yavaşlamıştı. Tek eli ile peçesini açtığında güzel yüzündeki somurtkanlığın bile ona ne kadar yakıştığını düşündü yaşlı kadın. Avluyu geçip binanın içine girdiklerinde hamamdan yayılan sıcaklık ve buhar karşılamıştı ikisini de. Yaşlı kadın menuniyetle gülümserken genç kız bıkkınlıkla iç çekti. Bu kadar kalabalıkta havlu ile gezinmek kendisine o kadar saçma ve utanç verici geliyordu ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KILIÇLARIN GÖLGESİNDE Kİ AŞK
Historical FictionHerkesin bir hayali vardır... Gerçekleşmesini ümit ettiği, hayatın sıkıcılığı ve acımasızlığı ruhunu daralttığında sığınabileceği bir hayal dünyası. Umudun kaptanı olduğu bir gemide hayal ettiklerimize ve dilediklerimize ulaşmak için yolculuğa çıka...