ALINTI 💜

1.1K 72 23
                                    

İçeriye doğru ürkek bir adım attı Hazan. Sevdiği ve hayran olduğu adamı ilk defa bu kadar yıkılmış görmenin acısını yaşıyordu.

Ve ansızın kafasını kaldırdı Karahan. Karşısında hiç beklemediği ama görmek için her şeyini feda edebileceği o güzel yüzle karşılaştığında karanlığa mahkum olmuş gözlerinde bir güneş doğdu sanki. Şaşkınlıkla Hazan'ın mahzun çehresine bakakaldı genç adam. Hayatında ilk defa hayal gördüğünü zannetti ve bu düş hiç bitmesin istedi.

Oysa genç kız kendisine çevrilen bakışlardan ziyade, bakmaya bile kıyamadığı o kusursuz çehrenin kan lekeleri ve acımasız darbeler ile bezenmiş olduğunu fark ettiğinde kalbinin ortasına bir balyoz darbesi yemişçesine irkildi. Karahan'ın yüzünde gördüğü her iz sanki bir hançerle kalbine yeniden açılıyormuşcasına acı çekerken gözlerinin yaşarmasına mani olamadı.

" Karahan... " diye titrek bir yakarış döküldü dudaklarından. Gerisini getiremedi Hazan ve ince bir hıçkırık sesi yankılandı odada.

Sabırsız adımlarla ona yaklaştığında yüzünde ki izler daha da belirginleşmişti. Genç adamın tam karşısına geldiğinde yavaşça dizlerinin üzerine çöktü Hazan. Zaten bacaklarının dermanını kaybetmiş gibiydi.

Şimdi genç adamın gece karası gözleriyle aynı hizadaydı.

Genç kızı sağ salim karşısında görmenin verdiği sevinç ve huzurla boğuşuyordu Karahan. Eğer ona dokunmasını engelleyen ve ellerini arkadan bağlayan lanet zincirler olmasaydı yüreğini dağlayan hasreti dindirene kadar ona sım sıkı sarılırdı. Cennet bahçelerini andıran o güzel kokusunu doyasıya içine çeker ve tüm korkusunu, kederini kendi içine haps ederdi.

" Hazan... Hazan'ım " dedi bir kenarı şişmiş olan dudağının izin verdiği ölçüde.

Zümrüt yeşili gözlerinden akan her damlanın sebebi olmak vicdanına dokunuyordu genç adamın ve yüreğini yakıyordu.

" Özür dilerim. " dedi içinde verdiği suçluluk mücadelesine yenik düşerek. " İnan böyle olsun istemezdim. Benim yüzümden buralardasın. "

Genç adamın ağzından çıkan hiç bir cümleyi duymuyordu ki Hazan. Sağ eli istemsizce havalandı genç kızın ve sanki acıtmaktan kokarcasına sol gözünün hemen altında ki elmacık kemiğine bir tüy hafifliğiyle kondu.

Parmaklarının arka yüzeyi şifası olmak istercesine geniş morluğunun üzerinde dolaşırken bu küçük temas genç adamın cümlelerini bile unutmasına yetti. Hissettiği tarifi imkansız duygu gözlerinin kapanmasına sebep olurken derin bir nefes çekti içine.

Sonra yeni bir dokunuş daha yakıp kül etti bedenini. Bu sefer dudağının kenarında ki yaraya değmişti kızın sihirli elleri...

" Nasıl kıydılar sana Karahan.... Bunu sana nasıl yaptılar... "

Genç adamı o şekilde görmek bir çok duygusunun geride kalmasına sebep olmuştu Hazan'ın. Belki daha sonra ona dokunmaya nasıl cesaret ettiğini defalarca soracaktı kendine ve cevabını bulamayacaktı. Ama şimdi içinden gelen dayanılmaz dürtüye engel olmak ve onu engellemeye yardımcı olacak her bir duygudan sakınmak için elinden geleni yapıyordu.

Normal şartlarda asla böyle bir şey yapamazdı Hazan ve zaten şartlar normal değildi !

Dokunduğu yerlerde yeşerttiği gül bahçelerinden habersiz, genç adamın kurumuş topraklarına hayat vermeye devam ediyordu genç kız. Kaşının patlayan köşesinden, şakaklarından akan ve kuruyan kana kadar yüzünün her santiminde gezinmek istemiş, iyileştiremeyeceğini bilse de hisettiği acıyı parmak uçları ile naks etmek istemişti çehresine.

Her bir dokunuş yüreğine inen bir darbeydi sanki Karahan'ın. Hisettiği duyguları tarife imkan yoktu ve genç kızın sadece ruhunu değil bedenini ele geçirdiğini işte o zaman anladı. Bir dokunuşa lâl olacak kadar Hazan'a aitti artık ve genç kız bir bakışı ile mest edecek kadar ona sahipti.

Bu bir savaşsa eğer yenilmişti Karahan ! Ve kaybeden de kazanan kadar şanslıydı !

Bu bölüm hızlı gelecek gibi... Sizinle paylaşmak için sabırsızlanıyorum.

Evet bu güzel kesiti beğendiniz mi peki 😉💜💜

Sahur vakti size bir kıyak yapayım dedim 😊

KILIÇLARIN GÖLGESİNDE Kİ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin