Emine Hanım da yanında kalan, çalışan, arkadaşı olan Nurgül ile eve gider gitmez konuşmaya başlamıştı. Nurgül her zaman yanında olan sadık bir çalışandan fazlası idi. Şimdi de evladının mutluluğunda yardıma hazırdı.
“Nurgül?”
“Efendim.”
“Senin çocukken buraya gelen bir yeğenin vardı. En son gördüğümde de çok güzel bir kadın olmuş. Şimdi bana yeğenini anlat bakalım.”
“Rüya’dan mı bahsediyorsun Emine?”
“Evet.”
“Neden onun hakkında konuşmak istiyorsun gecenin bu saatinde. Düğünden yeni geldik, yatıp yarın konuşsak olmaz mı?”
“Olmaz. Bir ay içinde Demir yeniden eve taşınacak ve o gelmeden benim her şeyi ayarlamam lazım.”
Kadın aklına gelen düşüncelere inanmak istemiyordu. Yeğeni ile onun oğlu bir araya gelemeyecek insanlardı kendine göre. “Emine, sen neyden bahsediyorsun Allah aşkına. Yoksa Rüya ile Demir’i mi düşünüyorsun?”
Arkadaşına baktı Emine Hanım. “Bu düşünceyi aklıma sokan Rüya oldu aslında.”
“Nasıl? Sana ne söyledi?” bunu beklemediği açıktı kadının. Yeğeni sık sık ziyaretine gelmezdi zaten ve geldiğinde de çoğunlukla yalnız olurlardı. Hangi ara yeğeni ile iş vereni bu kadar samimi olmuştu da yeğeni ona bazı şeylerden bahseder olmuştu.
“Bana bir şey söylediği yok ama ben kör değilim Nurgül. Allaha şükür hem gözlerim görüyor hem de kafam çalışıyor.” Her zamanki gibi etrafını inceleme, gözlemleme ve verdiği tespitlerinin doğruluğu konusunda yine kendine güveniyordu.
“Emine, yorgun olduğum için seni anlamakta zorlanıyorum sanırım gecenin birinde.” Ayağa kalktı. “Bu yüzden seni anlayabilmek için bir bitki çayına ihtiyacım var. Sen de ister misin?”
“Teşekkürler, isterim. Seni bekliyorum o zaman.”
“Hemen gelirim.”
İki kadın ellerinde çaylar ile ciddi ciddi gecenin bir yarısı konuşmaya başladı. “Anlat bakalım Rüya hakkında bana söyleyebileceğin her şeyi.”
Elindeki fincanı dökmeden masanın üzerine bıraktı. “Bundan emin misin Emine?” hala emin olamıyordu kadın şu anda konuştuklarına.
Bir yudum alan Emine Hanım da çayını masanın üzerine koydu arkadaşının yaptığı gibi. “Rüya’yı defalarca uzaktan izledim ve Demir’e bakışlarını gördüm Nurgül. Çocukken oğluma hayran olan kız bir kadın olunca da ona ilgiyle, hoşlanmayla bakmaya başladı. Oğlumun üzerinden gözlerini alamıyordu. Ve benim şapşal oğlumun ise bunlardan haberi yok. Çünkü yeğenin onun karşısına hiç çıkmadı. Uzaktan oğluma bakmak, ondan hoşlanmakla yetindi. Ve şimdi ben bu uzaktan alevlen ilginin biraz daha ileri gitmesini istiyorum. Tabi oğlum da işin içinde olacak bu sefer.”
Arkadaşı olan iş vereninin fikrinden caymayacağını anlayınca teslim olmak zorunda kaldı. Yeğeni hakkında olan bilgilerini şöyle bir göz önüne getirdi, aklında kısaca toparladı. “Tamam, bir düşüneyim…….Rüya çok tatlıdır ama aynı zamanda biraz inatçı. Ona kimse istemediği bir şeyi yaptıramaz. Havalı, uçarı hiç olmadı ama takılara meraklıdır. Tırnaklarına renk renk oje sürer. Saçlarına kendisi bitkisel yağlar ya da karşımlar ile bakım yapar. Köpek ve kediler aşkıdır.”
“Ne iş yapıyor?”
“Muhasebeci ama bir hafta önce işten çıktı.”
“Neden?” arkadaşından duyduğu kadarı ile yeğeni çok çalışkan bir kadındı. İşinden sıkılıp çıkmış olamazdı her halde. O zaman içinde bulunduğu ortamda mı bir sıkıntı olmuştu acaba.