Demir öğlen yemeğinin yarısını ağabeyini görmek için ayırdı. Rüya’nın işi olmadığı için canının sıkılmasına daha fazla izin veremezdi. Bu yüzden bir an önce ağabeyiyle konuşsa iyi olurdu. Akşamdan konuşmuşlar ve ağabeyine buluşmak istediğini haber vermişti. Tam zamanını seçmişti aslında çünkü ağabeyi de eve gitmeyip bazı işlerle uğraşması gerekiyormuş. Bu yüzden daha rahattı. Yoksa karısına aşkını söylediği andan beri ağabeyinin düzenli olarak öğlen yemeklerinde eve gittiğini biliyordu.
Ağabeyinin sekreteri de öğlen yemeğine çıktığı için genç adam hiç duraksamadan ağabeyinin ofisine girdi.
“Ben de seni bekliyordum.” Ağabeyi ceketini çıkarmış, kısa kollu gömleği ile masasının başında bilgisayarına eğilmişti.
“Elimden geldiğince çabuk geldim. Benim de çok zamanın yok zaten.” Ağabeyini rahatça görebileceği en yakın koltuğa oturdu.
Kerem bilgisayarının ekranını kapadı tüm dikkatini kardeşine verdi. “Dökül bakalım Demir Bey.”
“Bir kabahat işlemiş çocuk gibi pısmam mı gerekiyor ağabey?”
“Eğer masumsan tabi ki hayır.”
“Bana güvenin gözlerimi yaşartacak ağabey ama neyse ki sulu göz bir kadın değilim.”
“Sadede gelip bu takılma işini sonraya bıraksak kardeşim.”
“Aynı fikirdeyim. Sorun şu ağabey. Şirkette bir muhasebeciye ihtiyacın var mı?”
Kerem kardeşine şüpheyle baktı. Kardeşinin arkadaşları arasında bir muhasebeci olduğunu bilmiyordu hem de işsiz. Kendi işi de olduğuna göre birisine yardım mı etmek istiyordu acaba. “Kim için?”
“İlk önce ihtiyacın olup olmadığını söyle.”
“Emekli olmasına az kalmış olan Hüseyin Bey’i yanıyorsun zaten, onun yanına düzeni öğrenecek olan yeni bir elaman arıyorum. Şimdi kim için olduğunu söyle?”
“Rüya için.”
Konunun ilginçleşeceğini düşünmeye başladı Kerem. Kardeşi şu kıza iş arayacak kadar önemsiyorsa kesinlikle ileride bir şeyler olma ihtimali vardı. “Nurgül Hanımın yeğeni olan mı? Annemin ağzından düşürmediği tatlı kız.”
Demir ağabeyine bakarak sırıttı. “Bence biraz acılıkta var o kızda. Tam bir cadı olduğu zamanları olmuyor değil.”
“Annem seni yolladı değil mi?”
“Evet. Kızın senin yanında rahat edeceğini, güvende olacağını düşünüyor ama yeni bir elemana ihtiyacın yoksa kıza acıyıp işe alınmış gibi olmaması için önceden ağzını aramamı tembihledi. Cevabın ne?”
“Elemana ihtiyacım var ve Rüya’yı da az çok tanıyorum. İyi bir kıza benziyor. Güvenebilirim.” Masaya dayandı Kerem ve kardeşine daha dikkatli bakışlar ile baktı. “Peki, bu kız senin için ne ifade ediyor?”
“Ne demek istiyorsun?”
“Sadece annemin sözü ile burada olmadığını düşünüyorum. Doğru mu?”
Demir bir süre düşündü. “Söylediğin gibi kız iyi birisi, üstelik yanımızda yıllardır çalışan Nurgül Hanımın yeğeni. Etrafta pek onurlu işverenlerin olduğu da söylenemez.”
Kerem “Ve kız güzel.” Dedi imalı bir şekilde.
Demir de aynı bakışlar ile ağabeyine baktı. “Evet, güzel. Senin yanında ona kimse bulaşamaz. Annemin de dediği gibi burada kesinlikle güvende olur. Eğ çok adil, iyi bir patronda olduğuna diyecek bir şey olmadığına göre tanıdığımız bir kızı yabancı bir yere göndermeye gerek yok değil mi?”