Deli Dolu

Ajdar Dinleseydik Böyle Olmazdı

Çınara koşmaya başladım. Ama koşarken ayağım kaydı ve geriye doğru uçtum. Ve bilin bakalım ne oldu? Doruğun üstüne öyle bir düştüm ki, az daha hızlı düşsem hamile kalırdım yani aq! Doruk kasılırken Çınar'a baktım. Bakışları boştu. Bomboş. Yanaklarından yaşlar süzülürken polisler onu götürmeye başladı. Ve ben hızla kalkıp Çınar'a doğru koştum. Aniden sertçe sarıldım ve bir elimle saçlarını karıştırırken diğer elimle beline sıkı sıkı sarılıyordum. Ama o karşılık vermedi. Kafamı kaldırdım ve Çınarın gözlerine baktım. Ruhsuzdu bakışları ama ağlıyordu da bir yandan. Dudaklarına öpücük kondurdum ve

"Sabret. Sadece bir gün kalacaksın ve mahkemede sen haklı çıkınca serbest kalacaksın. Bir güncük... Dayanırım ben Çınar. Sensiz bir saat bile dayanamayan ben sabrederim bir günlük. Şimdi git. Yarın birlikte döneceğiz tamam mı?"

Çınarın dudaklarını öptüm ve geri çekildim. Hâlâ ruhsuz bakıyordu. Hâlâ... Arkamı döndüm ve gitmesini bekledim. O sırada gözleri dolu Dorukla karşılaştım. Napayım aq?! Ona gitsem bu üzülüyor buna gitsem o üzülüyor! Doruğa bir süre baktım ve arkamı dönüp çıkışa doğru yürüdüm. O sırada belime sarılan kollar Afallamama neden oldu. Bu kokuyu çok iyi biliyordum... Bu kişi Doruktu... Belime sıkı sıkı sarılırken boynuma sayısız göz yaşı düşüyordu. Hıçkırıklarla ağlıyordu arkamda Doruk. Bende hıçkırdım ve kendimi ondan geri çekip uzaklaştım. Koşarak çıkışa gittim ve emniyet müdürlüğünden çıktım. Arabama atladım ve sürmeye başladım. Sinirle direksiyona vuruyordum. O ruhsuz çocuk Çınar olamazdı! O ruhsuz, bomboş bakan çocuk Çınar olamazdı!!

"Ahhhh!!!!!!"

Direksiyona yumruk ata ata sonunda gelmiştim. Tek dert ortağım olan uçuruma... Yavaşça yürüdüm ve ayaklarımı sarkıtarak oturdum. Çantamdan sigarayı çıkardım ve dudaklarıma götürdüm. Sigarayı içerken aynı zamanda da ağlıyordum.

"Duru!"

"Git burdan Eren!"

"Hiçbir yere gitmiyorum! Kardeşimsin lan sen benim! Seni bırakır mıyım bu uçurumda! İçeceksek de beraber içeriz!"

Dedi ve elindeki siyah poşetten iki içki şişesi çıkardı. Birini bana uzatımca aldım ve kapağı açmaya çalıştım. Siktir! Açılmıyordu! Eren güldü ve elimden alıp kapağı açtı, geri uzattı şişeyi. İçerken bir yandan da soru sordu

"Ya ne efkarlandın amık? Çınar suçsuz değil mi? En fazla bir hafta kalır kızım hapishanede"

"Eren... Boğuluyorum lan! Her geçen gün ölüyorum! Bir gün mutlu oldum mu, bir yıl ağlıyorum amına koyim! Bıktım lan! Siktir olup gitmek istiyorum bazen! Ama burda sevdiklerim var diye kalıyorum. Biliyor musun, kırılma ama hepiniz beni çok yoruyorsunuz! Doruk da, Çınar da, Ece de, Gökhan da ağzıma sıçtı! Her seferinde birisi beni kırdı. Tamam. Toparlandım ama bu da kalp lan! Bazen ben de güçsüz oluyorum."

Eren burukça gülümsedi ve beni kendine çekip sarıldı. Saçlarımı öperken ben hâlâ konuşuyordum.

"Bu kalbe artık yara bandı dayanmıyor Eren..."

Ben sarsıla sarsıla ağlarken tişörtüyle sümük dolu burnumu sildi ve

"Ağlama! Çok çirkin oldun kız ağlayınca! Hadi gel Ajdar dinleyerek içki içelim"

Telefonunu eline aldı ve cidden Ajdar açtı. Ulan ben şurda azıcık ağlıyım dramatik hava yaratıyım diyorum bu Ajdar açıyor! Erenin elinden telefonu hemen aldım ve şarkıyı değiştirdim

Halim toz, halim duman olsa
Yenilsem, tükensem bitsem bi ah etmem
Unuttum çoktan
Geriye dönmem
Geriye dönmem
Geriye dönmem
Ama sen beni unutamazsın
Anımız alsın aniden
Bir adam bi akşam
Misal bana benzeyen
Tutar geçer tam önünden
Ne yapsan sen beni
Unutamazsın bir yağmur yağsın da
Bi şarkı çalsın
Ne yapsan sen beni,
Unutmazsın

Ama sen beni unutamazsın
Anımız alsın aniden
Bir adam bir akşam
Misal bana benzeyen
Tutar geçer tam önünden

Ne yapsan sen beni unutamazsın
Bir yağmur yağsın da bir şarkı çalsın
Sen beni ölsen unutamazsın *3*

Ceplerinde cümleler saklayamazsın
Boğazın düğümlenir ya
Konuşmazsın
Sen beni ölsen....
*Bu şarkının hepsini biliyorum sjsnsisj hani nerde ödülüm?*

Gözümden yaşlar süzülürken Eren bağırdı

"Al işte Ajdar dinlesek böyle olmazdı! Nerden buldun bu şarkıyı amına koyim! Utanmasam BEN BİLE ağlayacam lan duygusal şarkı söylemiş pezevenk herif"

O sırada Emre aydının diğer şarkısı otomatik çaldı.

Beni vurup
Yerde bırakma
Katlanamıyorum
Hiçbir yokluğuna

Milyon şey var aklımda
Gitmeseydin dinlerdin
Beni düşün bi kezde
Diye haykırmak isterdim

İyi bak kendine bile diyemiyorum *2*
Konuşsan faydasız ya
Ama susamıyorum

Beni vurup yerde bırakma
Katlanamıyorum hiçbir yokluğuna
Beni vurup yerde bırakma
İçim yandı da diyemedim ya

Bir tek şey var aklımda
Eğer komuşabilseydim
Beni öyle bırakma diye haykırmak isterdim

İyi bak kendine bile diyemiyorum *2*

Konuşsam faydasız ya
Ama susamıyorum
Beni vurup yerde bırakma
Katlanamıyorum hiçbir yokluğuna *3*
Beni vurup yerde bırakma
İçim yandı da diyemedim ya
Beni vurup yerde bırakma
Katlanamıyorum hiçbir yokluğuna
Beni vurup yerde Bırakma
İçim bağırdı da diyemedim ya
(Yazarken hatırlamak için götüm çıktı aq sjsjsj)

Emre karı gibi çığlık atıp telefonu kapattı ve yaşlı gözlerini sildi

"Amına korum lan böyle şarkının! Adam resmen depresyona sokup salya sümük ağlatmak için şarkılar yazmış söylemiş ulan!"

Şebek. Bilerek yapıyordu. Gülmem için.. Burda Çınar'ın bana nefret dolu bakması değil, Doruk'un bana aşkla bakmasına ağlıyordum. Neden? Neden Doruğun gözlerine baktıkça içime kıymık batıyor gibi oluyordum? Doruğa aşık olamazdım. Ben Çınara aşıktım. Ama... Bir kalp iki kişiye aynı olmazdı. Peki benim kalbim hangisine daha hızlı atıyordu. Düşüncelerimi bölen şey Ajdar'ın sesiydi

Şah şah şah
Dam dam dam
Ar ar ar
ŞAHDAMAR
ŞAHDAMAR
ŞAHDAMAR
AJDAAAAAARR!

Bildiğiniz gibi dört beş bölüm önce erken final yapacam demiştim. Ama aklıma fikir akımları doldu ve ben hemen final yapmamaya karar verdim. Bir otuz kırk bölüm daha yazabilerem bu yıl aklıma gelen fikirlerle sjsnsnjsj. Hepinizi çok seviyorumm❤❤  bu bölümü de isteğiniz üzere diğerlerinden uzun yazdım. Hepinizi öpüyorumm😘❤💋

_Yazarınız tam bir Emre Aydın aşığıdır. Bütün şarkılarını ezbere biliyorum❤ ve çoğunu dinlerken üzgün olmasam bile ağlıyorum aq. neyse hepinizi öpüyorum. Musmutlu kalın❤