Burak'tan:
Dışarıda gezerken ilerde denizi izleyen Deniz'i gördüm.Komik mi?
He he ondan. Deniz'e doğru yürüdüm *insan olan Deniz.*
Ya Allah aşkına espiri yapma.. Bak Allah aşkına.
Yaw he hee. Deniz'in yanına gidince direk oturmamla sıçradı. Onu omuzlarından tutup
"Sakin ol."
"Burak?"
"Hıhı benim."
********
Asu'dan:"Ne olmuş lan?"
"Çınar Edayı öldürmekle suçlanmış!"
Gözlerimi pörtlettim ve
"Yook Rihanna'nın pembik donu!"
"Jdosbdakak"
Evet aynen bu şekilde gülmüştü. Ona tip tip baktım ve hemen kabanımı giyip ateşimin arabasına koştum. Yolcu koltuğuna oturdum ve sürücü koltuğuna da Ateş oturdu. Emniyet müdürlüğüne geldiğimizde Nefes, Toprak, Duru ve Doruk vardı. İyide Doruk'un burda ne işi vardı?! Neyse ne amk.
"Duru!"
"Asu!"
Birbirimize sarıldık ve hemen oturduk. Ateş de Toprağın yanına gitti ve sıkıntıyla konuşmaya başladılar.
"Eee? Ne iş amına koyim?! Çınar Edayı cidden öldürmüş mü? Eğer öldürdüyse gidip tebrik edecem"
"Yook bee. Çocuk öldürmedim diyor. Bana yalan söyleyecek hâli yok ya!"
"Doruk ne iş peki?"
"Ne bilem kızım? Komisere ifade verirken bile yanımdaydı."
Sinirle Doruğa doğru yürüdüm. Benim kankamı aldatmıştı o... Şimdi nasıl iyiliğini isteyebilirdi ki?!
"Doruk!"
"Hı?"
"Sen Duruyu aldatmadın mı?! Şimdi neden böyle iyiliğini istiyorsun?!"
"Aldatmadım.."
Şoka girebiliyor muyuz? Ne Didi lan bu?! Ne dimek aldatmadım?! O zaman neden Duru günlerce depresyona girdi? Günlerce ağladı?
"N-nasıl amına koyim?"
*"Ben Duruyu hiç aldatmadım. Hep onu sevdim. Hep ona aşık kaldım..."
Doruğun gözünden bir damla yaş düştü ve devam etti
"Miray... Miray bana oyun oynadı... Son kez konuşalım dedi... Kahve içecektik. Kahveme birşey koymuş işte.. Ondan sonra ben böyle kaldım. Hareket edemedim. Sonra zaten soyundu o fotoğrafı çekti giyindi gitti... Benim kalbim hep Duruya aitti.. Ben.. Ben onu çok aradım. Onu bulduğum an herşeyi anlatacaktım... Ama.. Ama o Çınara aşık olmuştu... Kaybetmiştim..."
"NE?!"
Ağlamaklı çıkan sesle hızlıca arkamıza döndük. Duru, arkamızda yıkılmış bir ifadeyle bize bakıyordu. Siktir! Siktir siktir siktir!
Burak'tan:
"Deniz?""Hı Burak hı?"
"Donun ne renk?"
"Bu soruyu önceden sormamış mıydın?"
"Sormuşmuydum? Haaa evet sormuştum. O gün kırmızıydı. Bugün ne renk?"
"Pembik ulan pembik!"
"Agahaha! Küçük ahaha kız agahaha çocuğu ahaha!"
Bildiğin gibi kişniyordum. Deniz koluma vurdu ve kafasını utançla boynuma gömdü. Kafamı saçlarına gömdüm ve gülmeye devam ettim. Nedense Denizin saçları bana huzur vermişti... Telefonum çalınca açtım Asu arıyordu.
"Alo?"
"Duru! Duru kriz geçirdi!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deli Dolu
Teen Fiction3 kız çıkardığı kavgalar yüzünden okuldan atılır ve "Saygın Kolejine" giderler. Burada da kendileri gibi asi ve kavgacı erkek çetesi vardır..Bu hikâye onların komik ve eğlenceli kavgalarını anlatıyor...