2°•°•°ATEŞTEN NEFES ALMAK

79 19 67
                                    

 
"İstemiyorum artık kimseyi yanımda, her gelen biraz daha acıtıp gidiyor nasılsa. "



2.BÖLÜM°•°•°•°•°•

   
  Hayatım beni hiç bilmediğim yollara sürüklemeden önce, kendi yolumda yürüyüp giden, insanlar tarafından sevilen bir insandım. Ta ki ayağıma taşlar, dikenler batıp canımı yakasıya kadar. Canımın acısına inat attığım adımlarda biriken umutla beraber yolun sonunda varmak istediğim mutluluğa ulaşmayı beklerken aldığım her nefeste bile, ölüyordum. İçimdeki yangına körüklen giden gözyaşlarım, yangına cesaret veren hıçkırıklarım kalbimi zindana kapatmışken, yolun sonuna varmama gerek dahi kalmamıştı. Gölgem nefretim olmuşken güneşimi tahmin etmek, pek de zor değildi zaten. Birdenbire beklenmedik bir şeyler dönmeye başladı hayatımda. Hafif bir rüzgar eserken güneş daha içten parlıyordu. Bu minik rüzgarın beni zamansız bir fırtınaya sürükleyerek acı içinde bırakacağını nereden bilebilirdim ki?

   Söz geçirememiştim işte gönlüme. Gülüşüyle içimi ısıtan bu güneşe kalp vermiştim. Belki imkansızdı ama bir umut bekliyorum buğulu gözlerimin arasından. Gözyaşlarım yağmur olup yanaklarımdan süzülürken onun ışığıyla rengarenk olsun istiyordum dünyam. O güneşti ben de milyonlarca yıldızın arasından en soluk olanı. Bir o kadar uzaktık, bir o kadar yalnız. Belki de buydu beni ona bağlayan. Bana yalnızlıkla savaşmayı öğrettiği için sevmiştim onu. Gözlerindeki yabancı duyguyu anlamaya çalıştığım için, içimde tonlarca söz barındırıyorken yanında sustuğum için, bana bakışlarını yakaladığımda kafasını çevirdiği için,  ağladığımda beni görmediği için bile  sevmiştim onu.  Gülüşünde sakladığı gamzelerine mi baksam yoksa inci gibi dizilen dişlerine mi bilemiyordum ki gülüşünü de çok nadir görüyordum ya, buna bile seviniyordum aslında.

Güneşim oldu demiştim ya, oldu. Önce yavaş yavaş ısıttı kalbimi, ben bile kendimden ümidimi kesmişken içimdeki buz tutmuş mutluluğumu çözdü,eritti. Yıllar öncesinde kalmış sevgimi gün yüzüne çıkartmıştı işte. Buz tutan mutluluğumun erimesiyle suyunda boğulmaya başladım. Onu sevmeye ne kadar devam edersem o kadar dibe batıyordum; lakin yine de sevmeye devam ediyordum. Oysa denizin dibine batanların boğulması gerekmez miydi? Boğuluyordum, nefesim tükeniyordu ama yine de hayattaydım. Bir umut güneşim bu denizi buharlaştırıp beni kurtarır diye bekliyordum. Geç farkına varmıştım onun hayallerimdeki gibi olmadığına. Bekledim ancak gelmedi, ben gitmiştim oysaki.

Nefretin Soluğu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin