2.bölüm

6K 232 7
                                    

"Zaman herşeyin ilacı derler"

Bedenindeki yaralara merhem bulurda insan, içinde taa derinlerde açılan yaralara ilaç bulur mu ? Bilinmez ....!
Zaman çarkının içinde yol alırken insan kavrulduğu acılara kendisinin mi? Yoksa zaman denilen meftunun mu ilaç olduğunu bilmeden döner durur...

Aslında kendi kendine ilaç...!

İnsan uçurumun kenarından, bir sona doğru hep gelecek umuduyla kodluyor beynini oysa asıl bizi biz yapan yaşadıklarımızda gizli.
Güzel yarınlar için güzel anılar biriktirmeli insan denen varlık
Güzel anılar biriktirmeli...!

Brandon karşısında dipdiri ve gençlik kokan karısının silüetini görünce donup kalmıştı,bu olabilirmiydi ?Aşkını, ömrünü adadığı kadın gittiği bilinmezlik yolculuğundan kendisi için tekrar geri gelmiş olabilirmiydi? Hemde gençleâip daha da güzelleşerek.

"Hosgeldiniz bay Brandon" diye kendisine uzanan narin ipeksi elllerin sahibine büyülenmiş gibi baktı.

"Hoşbuldum küçük hanım"

Nessie ablasını itekleyerek neseli bir gülümsemeyle evlerine gelen konuğun yanına yaklaştı

"Efendim ne büyük şeref oturmazmısınız?"

"Aa pardon ...! "diyerek genc kızın gösterdigi koltuğa kendini atarcasına çöktü , dalgın gözlerini odaklandığı yerden ayıramadan Casandra' ya bakıyordu ..
Ev halkı bu durumu farketmiş adamın aniden değişen ruh halinin sebebini bulmaya çalışıyorlardı..
Ilk Lizz atıldı söze "Bay Brandon bizden sakladığınız birşeyler mi var ?

"Hayır Lizz"

"Lütfen beni bağışlayın uzun bir yolculuğun ardından galiba dengem bozuldu hem sabahdan bu yana birşeylerde yemedim "

Adamın benzinin birden mermer gibi beyazlamasından endiselenen kadın , efendim yemek hazır hemen sofraya buyrun diyerek endişeli halde masaya yöneldi

Brandon ıstırap içinde gözlerini kapadı, hafifce başını salladı "Evet" diye fısıldadı, yanaklarından yaşlar aşağı sel gibi göz yaşı boşanıyordu.
"Bu bir rüya olmalı"dedi.
"Yada tanrı hala acı çekmemi istiyor"
Hemen vazgeçti bu düşüncelerden artık inançlı bir insan olmuştu.
Tanrı'yı kızdırmaksa hiç istemeyeceği birşeydi.
Casandra adamın hortlak görmüş gibi bakışlarını kendisine dikip sonrada ayakta duramayacak kadar yıkılmasını anlayamamış aklında delice sorulara cevap bulmaya çalışırken birde adamın yağmur gibi akan gözyaşlarını farkedince iyiden afallamıştı.

"Bay Brandon sizi yanlız bırakmamızı istermisiniz ? "Diye müşfik bir sesle adama yaklaştı.

"Lütfen bu sudan içermisiniz kendinizi toparlayana kadar sizi bekliyor olacağız"

Brandon hâlâ genç kızın suratına bakıyordu dalgın ama tanıdık bir şeyler ararcasına , o dalgın kara gözlerin arkasında hasret , özlem ve bitmeyen bir bekleyiş vardı
"Tesekkur ederim " diyerek uzatılan bardağı aldı, bir yudumda bardaktaki suyu içti.

Lizz olanlardan habersiz iceriye sesleniyordu

"Casandra"

"Bay Brandon"

Casandra hızlı adımlarla yemek odasına daldı
"Anne sakinleş lütfen..!"
"Nedir bu acelen?"
"Bay Brandon sabahdan bu yana birşeyler yemediğini söyledi,ne yapalım? Bırakalımda adam açlıktan bayılsınmı?" diye azarladı genç kızı

"Offf anne senin bu olaylara bakışın birgün delirtecek beni adam yemek yiyecek durumda değil belliki birşeyler oluyor sessiz ol lütfen ve bekle"
diyerek hışımla mutfağa yöneldi, mutfagın dışa açılan kapısı dışardaki fırtınayı haber verircesine bir içeri bir dışarı şiddetli gelgitlerle, korkunç sesler çıkarıyordu, hemen kapıya koşturdu, kapıyı tüm gücüyle ittirip çengelini kapattı , rüzgarın içeriye girmesini kesmişti ama kuvvetli rüzgar kapıyı zorlamaya devam ediyordu.

Sonbaharın sakin havası ekim ayının gelişiyle son bulmuş firtına kendini göstermişti.
"Biran önce yola çıkmazsak hepimiz buraya tıkılıp kalacağız" dedi genç kız kendi kendine
Arkasındaki haylaz kız kardesini görmeden sesli düşünmeye devam etti.
"Birde zenginler hep mutludur derler... bu adam matemden kurtuldu dedikleri halde hâlâ gözyası döküyor" diyerek hayıflandı.
Yarı acı dolu yarı hayranlıkla düşüncelerini dagıttı.

"Yine ne söyleniyorsun bayan filozof "

"Ayy..!"

"Ödümü kopardın Nessie" diye kardeşini bir hamlede yakalayıp kolunu cimdikledi..
"Off abla yaaa delirmiş gibi herkes neler oluyor ?"
"Bay Brandon zombi görmüş gibi , annem desen söylenip duruyor , sen dışarıya dalmış kendi kendine konuşuyorsun, tanrı askına kendinize gelin artık"
"Imdattt ..! diyerek bagırıp kaçasım var, bu kulübeden"

"Şapşal, şapşal konuşup durma Nessie"
diyerek önünde durmuş kendisini sorgulayan kardeşini hafifce yana ittirdi.
"Meraktan ölme diye söylüyorum, dükün hâlâ karısına aşkla baglı olmasına şaşırdım ve hayran kaldım o kadar"
"Sence bizide böyle aşkla seven birilerini bulabilecekmiyiz Cas?" diye ablasına hülyalı bir bakış attı genç kız .
"Yine aşk romanlarındaki gibi bir prens hayali kurmaya başlama"

"Nessie haydi ! "

"Toparla kendini genç yasta annem tarafindan bogazlanmak istemiyorsan" diye kardeşini uyardı.

  Kitap Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin