12.bölüm

1.3K 72 15
                                    

Sandra güverteye çıktıkların da endişeyle mavi sonsuzluğa bakarken, istemsiz bir şekilde koluna tutunduğu adama iyice sokulmuştu.
Korkuyla uçsuz bucaksız maviliği izlerken o masum maviliğin derinliklerinde verdiği hayat mücadelesini hatırladıkça nefes alamaz hale geldi.
Yanıbaşındaki kadının gerginliğini hisseden Clean kendisine sıkıca tutunan kadının korkusunu geç de olsa anlamıştı.
" Amanda " diye dönüp lacivert 'lere sevgiyle bakarken kendisine tutunan kadına gözleriyle
"Ben burdayım korkma " mesaji veriyordu.
Clean kadının titreyen dudaklarını görünce onun ağlamak üzere olduğunu anlayıp ,dikkatini dağıtmak için gemideki yemek salonunu işaret ederek
" Aşkım hadi kendine gel,bak bizi bekliyorlar " diyerek kendilerini yemek salonunda bekleyen kalabalığa yöneldi.Bu taktiğini işe yaradığını görerek hafifçe gülümsedi.
Genç kadın kendilerini bekleyen insanlari daha fazla üzmemek için hemen eski haline geri dönmüştü.
Salona girer girmez, herkesten bir alkış tufanı koptu,genç adam karısının iyileşmesi adına verdiği partiyi genç kadına söylememişti.
Gemideki mürettebattan tutunda misafir yolculara kadar samimi duygularla sağlığına geri dönen genç kadın için herkesin iyi dileklerde bulunması Sandra'yı bir an olsun içinde bulunduğu kaos dan uzaklaştırmıştı.
Dr. Anderson ,eşi,kızı,Jane ve yanındaki iki genç beyefendiye doğru ilerlerken koluna tutunduğu yeşillerin sahibinden bir uyarı geldi
" Amanda bebeğim ;ben kıskanç adamın tekiyim, lütfen o muhteşem gülüşünü uzun sure kimseye bahşetme " dedi
Genç kadın adamdan gelen bu samimi ama komik uyarıya ilk önce şaşırsada istemsiz kıkırdadı.
" Clean Macgein Forester..!"
"Sen ölümden dönmüş, yeni iyileşmeye başlamış bir kadını başka erkeklerle flörtleşmekle mi suçluyorsun ?"
"Senin gibi asil bir beyefendiye hiç yakıştıramadım " diyerek gülümsedi
Genç kadının fark etmediği bir şey vardı ki o da kocası olduğunu söyleyen bu yakışıklı adamla flörtleştiğini fark etmemesiydi.
Clean karısının kıkırdayarak verdiği cevaba çok sevinmişti ve kendine verdiği sözü hayatı pahasına da olsa gerçekleştirecek karısı hatırlamasada geçmişini o bütün geçmişi silip genc kadını yeniden kendine aşık etmenin yolunu bulacaktı.
Genç kadın adamın sessizleşip dalgınlaşmasını kendine kızmış olabileceğini zannettiğinden kekeleyerek birazda korkuyla genç adama seslendi bir an kocası olduğunu söyleyen adama çok resmi davrandığını düşünerek ismini söylerken ağzında kelimeler yarım yamalak çıktı.
" C-clean Mac...gein" diye tereddütle genç adama bakarken karısının bu halini anlayan adam eğilip masumca bir buse kondurdu kadının yanağına
" Şşşt sakınnn haa yeniden başlayalım dediysemde ,seni yeniden tavlayacağım anlamına gelmez bu .Lutfen aşkım bana Clean diyebilirsin " derken muzipce göz kırptı.
Sandra her halini anlayıp olabildiğince anlayışlı bu yakışıklı adama hayran olunmamasının mümkün olmadığını biliyordu.
Genç adamın bu samimi ve sevecen haline gülümseyerek cevap verdi.
'İçinde bulunduğu bu durum karmakarışıktı,kalbi başka birisine ait olmasaydı belkide bu yeşillerin sahibine delice aşık olurdum diye' düşündü genç kadın
' Herşey o kadar karışıktı ki , yabancı bir bedende hiç tanımadığı insanların içinde kalbinde başka bir adama duyduğu aşk ,offf tanrım nasıl bir belaya bulaştım ben ' diye hayıflanırken ,yanındaki bir seksen beş boyunda yeşilin en koyusu gözlerin sahibine baktı.
"Tanrım bu adam yunan heykelleri kadar yakışıklı , bu adam üstelik kocası olduğunu iddia ediyor ve genç kadının üzerine titriyor , ben bu adama nasıl davranacağımı bilmiyorum" diye içinden çıkamadığı bu durumu düşünürken bir anda konuklarla karşı karşıya olduklarını fark etti.
Genç kadın derin düşüncelere daldığı o anda elini tutan genç adamla tanıştırıldığını anladı.
Elini kibarca öpen centilmenin bir asilzade olduğu belli oluyordu
Adam tekrar yeniledi
" Ben 11. Hardviks dükü Brain Hardviks "
" Hemen yanımdakide ortağım Lancaster dükü
İan westerbon lancester " diyerek sol tarafındaki genç dükü gösterdi.
Kendisiyle tanıştırılan genç dük de kibarca bir referansla genç kadının elini öptü. Genç düklerle tanıştığı esnada ilk kez gördüğü menekşe gözlü bir güzel kendisine yaklaşarak bütün kibar tanıştırılmaların ötesinde bir içtenlikle samimice genç kadına sarılıverdi
" Ahhh tanrım ,bayan forester ,şükürler olsun ki iyisiniz " diyerek genç kadını kucakladı.
Bu içten samimiyet genç kadının içini ısıtmıştı,bu kıza güvenebileceğini hissederek kendisi de aynı samimiyetle kucakladı genç kızı isminin Jane olduğunu hemen yanı başında bekleyen sarışın adamın seslenmesiyle anladı.
" Jane bayan Forester'ı biraz daha sıkarsan ,üzgünüm ama yemeğe geçemeyeceğiz" diye dalga geçen gence genç leydi'nin cevabıysa çok ilginçti.
" Bir dük olduğun için seni boğmayacağımı sanıyorsan yanılıyorsun Brain " diye çıkıştı.
Genç adam ellerini yukarı kaldırarak
" Ohhh pardon senin savaşçı bir azize olduğunu unutmuşum Jeanne d'arc " diyerek yanındakilerle birlikte hep beraber kahkahaya boğuldular.
Sarışınla Jane'nin atışmalarını biraz geriden izleyen diğerine göre daha ciddi olan dük ise Dr.Anderson' nun kızına seslenerek
" Kate; istersen ,leydi Jane'ni bu boşboğaz ortağımdan uzaklaştır boğazlanırsa şirketimin zarar etmesini istemem" diyerek gülümsedi.
Clean genç düke dönerek
"Demek hem en yakın dost, hemde ortaksınız beyler, o zaman hanımlar sıkılmazsa biraz işler den bahsedelim" diyerek garsonun elinde tuttuğu içkileri işaret ederek kendi de bir kadeh aldı.
Samimi bir ortamda yemeğe geçen kalabalık oldukça neşeli bir sohbete giriştiler.
Clean'nın iskoçya da klan sahibi bir baba ve ingiliz soylusu bir anneden olduğunu öğrenen erkeklerse hem sevinmiş hemde bayaa şaşırmışlardı.
"Annem son kuşak stuartlardan" dediğinde ise İan ve Brain çok ilgilenmişlerdi bu meseleye
İlk Brain atladı söze
"Ekselansları bir stuart olarak geçmişte ailenizin yaşadıklarını çok adil bulmadığınızı biliyorum.Annem tarafından bende bir stuart sayılırım.Sanırım Fransa krallığının eski desteği sayesinde şu an bile krallıkla güzel ticaret yapıyorsunuz " diyerek ortağına bir şeyler keşfetmiş gibi işaret etti.
Clean bu samimi ve akıllı genç'in dediklerini gülümseyerek onayladı.
" Dostum seninle uzaktan akraba olduğumuzu da varsayarsak samimi söylemeliyim ki iyi bir keşif evet Fransa James Stuart 'a İngiltere tahtını geri verememiş ama o zamanın dostluğu hala devam ediyor özellikle iskoç larla " diyerek kadehini erkeklere doğru uzattı.
" Kadehimi yeni gelen dostluğa ve gizli kalmış ama geç de olsa yeniden bulduğumuz akrabalık bağına "dediğinde oldukça gür bir kahkaha attılar hep beraber.
Beyler kendi aralarında siyaset ve ticaret sohbetine dalmışlar,ilerde oluşacak güçlü bir dostluğunda başlangıcını yaparlarken,leydiler kendi aralarında neşeli sohbet içindeydiler.
Jane menekşe gözlerini genç kadının üzerine dikmiş incelerken ,onun da kendisi gibi hüzünle karışık derin bir yalnızlığın içinde kaybolduğunu izledi bir süre
" Çok güzel bir kadın ama neden mutsuz ?" diyerek gözlerini ilerde kendi aralarında sohbete dalmış erkeklere çevirdi.
Üstelik genç kadının kocası da her fırsatta gözleriyle karısına kaçamak bakışlar atarak takipteydi.
"Sorun neydi ki bu kadar mutsuz eden kadını? " diye geçirdi içinden fakat sesli düşündüğünü fark etmeden söylediği sözler Sandra' nın kulağına gitmişti.
Bayan Anderson' la yaptığı konuşmadan kadın farketmeden dinliyormuş gibi yaparak genç kıza döndü
" Sorun çok büyük leydim " diyerek gülümsedi genç kıza
Bir anda sesli düşündüğünü yeni fark eden genç kız kıpkırmızı bir suratla mahcup bir şekilde bakıp kimsenin duymayacağı bir ses tonuyla
" Leydim bağışlayın ama gerçekten yersiz bir merak değil benimkisi sadece içinde bulunduğunuz derin yalnızlıktan bende muzdaribim belkide dostluğumuz bize bu durumdan az yara almamızı sağlar " diye bütün samimiyetiyle konuştu.
Genç kızın samimi itirafı ile birlikte Sandra bir önseziyle bu kızla yakın dost olacaklarını biliyordu.


  Kitap Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin