15.bölüm

4.1K 169 11
                                    

Britanya
Weldinburg malikanesi...

Bir haftadan daha uzun süren yağışlı havanın ardından ,güneş cılız bir ışık hüzmesi halinde dokunduğu yeri ısıtmaktan aciz ,yeşilin her tonunu barındıran bu topraklara tepelerden inen sisin yerine kendini göstermişti.

Casandra bugün böyle güzel bir güne uyanmanın verdiği sevinçle ahşap merdivenlerden yemek salonuna koşar adımlarla ilerlerken arkasından kendisine seslenildiğini duyunca tedirgin bir halde duraksadı.

"Casandra"

Dük üzerinde siyah uzun ceketi altinda baldırlarını iyice saran pantolon ve deri çizmelerinin üzerinde inci gibi parlayan beyaz gömleğini giymiş ,bal rengi gözlerle genç kıza bakarken ,Casandra adamın çekici haline cılız bir iç çekişten sonra ciddi bir ses tonuyla cevap verdi.

" Bay Brandon "

Dük genç kızın verdiği cevabı kendisine yakıştıramamış gibi kafa sallayarak genç kızın bulunduğu basamağa kadar yaklaştı.

" Ohhh yine başladığımız noktaya mı geldik?"
diyerek genç kıza azarlayan bir bakış attı.

Casandra kendisine yaklaşan adam dan yayılan sandal kokusunu düke farkettirmeden kesik kesik soluduktan sonra başını hafifçe adama çevirip bir süre suskunluğunu korudu,adamın ısrarcı bakışlarından kendisinden bir cevap beklediğini biliyordu ve haklıydı da kim olsa bu köşe bucak kaçışların hesabını sorardı.

" Hangi noktaya ekselansları?" diye soruya soruyla karşılık bir atak yaptı.

Tabikide bal rengi gözlerin sahibi bu kaçamak cevapla kendinden kaçış olmayacağını muhatabına göstermek için kurnazlıkla aklına gelen şeyi uygulamaya koyuldu.

Genç adam bir adım da genç kızın bulunduğu basamağa gelerek genç kızla burun buruna gelecek şekilde durdu.

Casandra ,gögüs kafesinden fırlamak için deli gibi çarpan kalbini sakinleştirmenin mümkün olmadığını biliyordu ,utangaç bir tavırla başını yere çevirip elindeki mendili didiklemeye başladı.
Genç adam kızın bu utangaç haline çapkınca gülümseyerek parmaklarını lüle lüle sırtına dağılan saçlar da gezdirdi, yüzüne düşen bir kaç bukleyi kulak arkasına itip ,bir süre genç kızın yüzünün renkten renge girişini izledi ,sonra o parmaklar yavaşça aşağı inerek dudakların kenarında durdu.
Brandon da aynı şekilde kalbini deli gibi hızlandıran bu kadının yanında nasıl davranacağını bilemez bir durumdaydı,dük bu haline kızsada aslında kalbinin ritmini değiştiren bu kadının bir haftadır kendisinden köşe bucak kaçmasına daha çok sinirlenmiş,içerlemişti.

Genç kızın asi dik başlı halinin ötesinde naif halleri koskoca dükü yerle bir etmiş ,duygularına yenik düşüp olur olmaz davranan ergenlere döndürmüştü

" Casi" dedi boğuk bir ses tonuyla

" Neden kaçıyorsun benden" derken bir eliylede genç kızın çenesini tutup başını kaldırdı,bakışları birbirine kilitlendiğinde daha fazla içindeki istek ve arzuya gem vuramayacağını anlayarak, dudaklarını genç kızın dudaklarıyla buluşturduğu an genç kız da aynı istek ve arzuyla adama karşılık veriyordu.

Arzuyla birbirine kapanan dudaklar ayrıldığında, genç kız merdivenlerden düşmemek için elleriyle dükün göğsüne tutundu , kızın bu yaptığı adamın vücudunu elektriğe tutulmuş gibi titretirken, bal rengi harelerin koyulukları iyice belirginleşmişti.

İnanılmaz bir tutkuyla genç kızın dudaklarına tekrar yapıştığında bu defa ilkinde parçalarcasına hırpaladığı dudakları daha yumuşak ve şefkatli bir şekilde öpüyordu.

Genç kızın çenesini tutup , biraz uzaklaştırarak soran gözlerle tekrar aynı şekilde baktı.
Koyu mavilikler ışıl ışıl kendisine bakarken

" Casi ikimizde bu denli birbirimizi isterken ,neden benden kaçıyorsun son günlerde?" diye bir kaç gündür kendisinin cevap bulamadığı soruyu sordu.
Dük genç kızın o gün çocuklar gibi neşeli hallerini,oğlanlarla yaptığı şakalaşmalarını sessizce izkerken bu kadını karısının yüz benzerliğinden ziyade vakur hareketlerine duygusallığına, mimiklerine ve ses tonuna hayran olmuştu.

" Annem " dedi Casandra sizden uzak durmam konusunda beni uyardı.
Tabikide o an uydurulmuş bir yalandan ötesi değildi söyledikleri,dük genç kızı artık çok iyi tanıdığından
" Demek Lizz ,öyle mi? " dedi gülümseyerek
Casandra adamın keyifli hallerine şaşkınca bakarken hala söylediği yalandan dolayı alt dudağını dişliyordu.
Genç kızın bu haline iyice keyiflenen dük
" Hadi " dedi
" Kahvaltımızı yaparken, bana annen neden benden uzak durman konusunda seni uyarmış anlatırsın" diyerek genç kızı merdivenlerden aşağı neşeyle adeta sürükledi.

Masada hiç kimsenin olmaması genç kızın dikkatini çekmişti ,etrafina herkes nerede diye bakış atarken servis için bekleyen hizmetçi kızlardan biri kapıdan salona girdi.

"Emile herkes nerde?"diye merakla cevabı bekleyen Casandra kendisine gülümseyen düke kaçamak bir bakış attı.
" Benim kaçırdığım bir şeyler mi var ?" dedi
Dük benimde olanlardan haberim yok der gibi ellerini yukarı kaldırmış başını iki tarafa sallarken hala şüpheli davranışlarına devam ediyordu ,hizmetçi kıza Casandra görmeden genç kızın arkasından işaret parmağını dudağına götürüp sus işareti yaptı.
Genç kız tabağındaki omleti didiklerken kendisini darmadağın eden o sesi yine duydu.

" Casi tabağındakileri didiklemekten vazgeç " dedi.
" Sizce herkes nereye gitmiş olabilir? " diye aynı soruyu tekrarladığında dük kahkahalarını bu kez tutamadı.
" Casandra ,sana inanamıyorum bana söylediğin yalana senaryolar uydurduğunu düşünürken sen herkesin nereye kaybolduğu ile ilgili kaygınımı dinlendiriyorsun?"
Gözlerini büyüterek hem yakalandığı için hemde söyleyecek söz bulamadığından

" Ya-yayalan mı?" diye kekeledi.
Dük yine kahkahalar eşliğinde cevapladı genç kızı
" Evet Casi "
"Yalannn" diye vurgulayarak elinde tuttuğu fincanı gösterip
" Evet, bugün bir hayli vaktim var,istediğin kadar bahane sunabilirsin bana " diyerek sandalyesinde arkasına yaslanıp gözlerini genç kıza dikti.
Casandra ne diyecekti düke ,ona aşık olduğunu mu ?
Bir an düşündü ,her şeyi itiraf etmek istedi kalbindeki bu ağırlıktan da kurtulmuş olurdu.
" Hayır " dedi içinden o sadece karısına benzediğim için benimle ilgileniyor.







  Kitap Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin