Bölüm smutumsudur.
Pencereden sızan güneş Yeol'ün işlevini görüyordu. Uyanmam için tepinen bir Yeol yoktu fakat gözümü kör edecek kadar içeri sızan bir güneş vardı. Siktiğimin şeyi tam da gözüme nüfüs ediyordu. Ne ara camı açtığımı hatırlamak için geçen güne döndüğümde boxerlarımızı kahkahalar eşliğinde camdan atışımız aklıma geldi.
Elimi yüzüme kapatıp kısa ama etkili bi küfür fısıldadım. Yanımdaki yorgan hareket edince ellerimi yüzümden çekip poposu açıkta kalmış yüzüstü uyuyan Sehun'u gördüm. Tanrım! Uyurken hiç kendinde olmayacaktı değil mi? Normalde olsa poposu açık olduğunda bağırır ve benden nefret ettiğine dair bir şeyler saçmalardı.
Kıçı bir süt gibi beyazdı ve ben hareket ettikçe kımıldıyordu.
Uyandırmak ve uyandırmamak arasında kaldığımda son kararı ona dokunmakla verdim. Seçeneklerim arasında yoktu fakat uyurken savunmasız halinden yararlanmak istiyordum. Bu nedenle üzerindeki yorganı iyice kendime doğru çekip onun çıplak kalmasını sağladım.
Ruhu bile duymamıştı.
Tekrar homurdanmış ve yorganı aramıştı elleriyle. Birkaç saniyelik uğraş sonrası da bulamayınca tekrar susmuş ve uyumuştu.
"Nasıl keçi gibi inatçı olup süt gibi beyaz olabilirsin. Şu ana kadar herkese lakap buldum ama sana bir türlü bulamıyorum." Kendi kendime oldukça kısık sesle söyleyip elimi açık poposuna koydum. Hiç hareket etmemişti ben de açıkcası ona dokunmak istediğim için devam etmiştim. Elimi yavaş ama istekli şekilde kalçasından beline doğru çıkartmıştım.
Birkaç kere ürperdi ve pozisyon değişmeye çalıştı. Sonra komik bir şekilde yine uyudu.
İkimizin de sabah ereksiyonu vardı. Sonuçta bu doğaldı ve benimki şu an ayrı bir haldeydi. Elimi belinden aşağı indirip penisine ulaşmaya çalıştım ama yüzüstü yattığı için ulaşamadım.
"Seeehun," kulağına eğilip fısılsadığımda kafasını oynatıp burnunu çekti. Dudakları aralık görünüyordu. Yorgunlukla soluyordu k-i dün gece zorlandığı çok açıktı-. Bir ara benden önce uyuduğu için miyavlıyor sanmıştım.
"Sehun," tekrar fısıldayıp geri çekildim ve pozisyon değiştirmesini izledim. İnleyerek bacaklarını ayırdı ve kafasının altına kolunu soktu. Onu izlemek keyifliydi, binlerce sebebi ve kanıtı vardı.
1- Kokmuyordu.
2- Tatlıydı.
3- Şu an poposu açıktaydı ve beni hareketlendiriyordu.
4- Mayışmış duruyordu.
5- Savunmasızdı.
Daha fazla saymak yerine elimi bacağına koydum ve biraz daha ayırdım. Deliği, yanakları gibi pembe olmamıştı. Kızarmış ve tekrar daralmıştı. Tabi ilk halinden daha geniş olduğuna emindim.
Acaba ilkini kimle yaşamıştı ve nasıl yaşamıştı?
"Çocuk, niye uyanmıyor?" Daha fazla dayanamayacaktım, bu nedenle elimi kaldırdım ve beyaz, temiz poposuna isabet aldım.
SLAP!
Odada yankılanan ses ile kahkaha atıp kafamı kapıya çevirdim ve Yeol'ün şaşkın yüzüne baktım.
Bir dakika... YEOL?
Sehun bir çocuk gibi mızıldanarak yataktan kalktığında -çıplaktı- ben hâlâ kapıda, elinde anahtatla bekleyen Yeol'e bakıyordum. Elindeki anahtar titriyordu.
"Kim Jongin sen fazla oluyorsun ama!" Sehun bağırdıktan sonra kafasını benim baktığım yere çevirmiş ve Yeol ile kısa bir göz göze gelme sonrası elini penisini kapatacak şekilde örtüp çığlık atmaya başlamıştı. Chanyeol da onunla birlikte çığlık attığında kahkaha atmaya başladım. Yastığı çıplak ve yerinde bağıran Sehun'un önüne doğru tuttum.
