Çığlık

2.7K 205 175
                                    

Bebek konusu aklıma gece rüyalarıma girecek kadar çok takılmıştı. Gözlerimi kapattığım anda bir bebek meydana çıkıyor ve benim sıçrayarak uyanmama sebep oluyordu. Bilinç altım zehirli bir yer gibiydi. Beni içine çeker çekmez kötü anılarla boğuşturuyordu.

Sabah erken saatlerde uyandım. Sırtım buz kesesine dayanmış gibi üşümüştü. Her yerim tutulmuştu ve başım ağrıyordu. Yerdeki yorgana bakıp kollarımı kendime doladım. Koltukta tekrar uyuyamayacağımı fark ettiğimde inleyerek kalkıp belimi geriye doğru gerdirdim.

"Ah kahretsin," sızlanarak belimi tuttum ve Sehun'a bakmak için yukarıya doğru topalladım. Kuyruk sokumum kıçıma şaplak yemişim gibi sızlıyordu. Merdiven basamaklarını çıkmak hiç bu kadar zor olmamıştı. Odamızın ya da birkaç gündür tek başına kaldığı odanın kapısı kapalıydı. Sert olmayacak şekilde kapıyı tıklattım.

"Sehun?" Birkaç kere daha tıklattım ama ses alamayınca gerildim. Aklıma iyi şeyler gelmiyordu. Biraz bebek, biraz da stres yeterince bunu destekliyordu. Onu ayağı kaymış kanlar içinde yerde yatarken hâyal edebilirdim bile.

Bir kere daha tıklatmadan kapıyı açtım. Odadan su sesi geliyordu. Biraz ilerledim ve odanın banyosunun açık kapısının önünde durdum. Sehun aynadan kendine bakıyordu. Odadaki banyoyu hiç kullanmamıştım. Aynadan gözlerimiz kesiştiğinde ona doğru ilerledim. Altında sadece siyah boxerı vardı. Ayakları zemine alışır gibi kıpırdanıyor ama bir saniye olsun gözlerini benim yansımamdan ayırmıyordu. Ona uyum sağlamak istercesine tişörtümü çıkarttım ve ayaklarımın ucuna attım. Ona aramızda mesafe kalmayacak kadar yaklaşıp ellerimi bel boşluğuna koydum ve kafamı omzuna yasladım. Küvet ağır ağır dolmuş, su yarısına kadar gelmişti.

"Nasılsın?"

Kafamı kaldırıp aynadaki görüntümüze baktım. Dudakları hiç açılmayacak gibi sabit duruyordu. Ten rengimizin zıtlığına baktım. Ellerimi karnına doğru harekete geçirdim ve kemer gibi belini sardım.

Cevabını alamadığım soruyu örtercesine başka şeyler yaptım. Hımladım, kokladım, inledim, omzunu öptüm, elimi vücudunda gezdirdim. Kasıklarını okşayarak boxerının iki yanını tuttum ve baş parmaklarımla kenarlarından çekiştirdim. Belirgin adonisleri yoktu ama çıkık kemikleri vardı. Penisine doğru uzanan damarları vardı ve damarları oldukça belirgindi.

Baş parmaklarımla gerdirdiğim boxerı aşağıya indirdim ve işaret parmağımla çıkık damarlarından birine dokundum. Kafamı yavaşca kaldırıp yansımaya baktığımda gözlerini kapattığını gördüm. Gözlerini kapatmış, sabit bir şekilde duruyordu. Elimin hareketlerine biraz da yansımadan baktım ve yavaşca geri çekildim.

Küvet dolmuştu ve suyun içinden buhar yükseliyordu. Suyun sıcaklığını konrol etmek için elimi suyun içine soktum ve ideal olduğuna karar verdim.

İkimiz de birbirimize bakıyor fakat konuşma ihtiyacı duymuyorduk. Yaklaşıp boxerını indirdim ve dizlerinden düşmesini izledim. Aynı şekilde ondan altımdakini çıkartmasını bekledim ama kıpırdamıyordu bile.

Kendim çıkarttım.

Bir şey söylemeden küvete doğru ilerledi ve suyun içine girip su dolu küvetin içine oturdu.

"Konuşmayacak mıyız?" İç çektim ve karşısına oturmak için yaklaştım. Eğer biraz daha böyle devam edersek ağlayacaktım. Onu istiyordum fakat ona karşı kendimi bir yabancı gibi hissediyordum. Sanki onu tanıyor ama bilmiyor gibiydim.

"Peki, belki ikimizin de bir molaya ihtiyacı vardır." Tek diyebileceğim şey buydu sanırım. Benim için önemli olan Sehun'du. Ekstra bir durum olarak bebeğin olması aramızdakileri etkilemişti.

Setepa-i || SekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin