Seuta

2.6K 168 145
                                    

Hayatımı değiştiren noktalar kendi içlerinde dallanıyor yüzlerce seçenekle geri bana dönüyordu. En yakın örneği; Sehun'u tanımam, değişik duygular beslemem ve evlenmeden bebek yapmak. Burada tam olarak sonlanıyordu ama ben bunu sonlandırmak istemiyordum.
Düşünüyordum da eğer bir arabam olmasaydı ve şirkete gitmemiş olsaydım belki de şu an başka bir erkekle işi kaynatıyordum. Belki de başka bir erkeği sevmiştim. En kötü ihtimal kondom yırtılmıştı ve başka bir erkeği hamile bırakmıştım. En, en ama en kötüsü hastalık kapıp ölmem olurdu.

Fakat Sehun vardı. Her daim bana kendini hatırlatan kokusu, keskin yüz hatları vardı. Her şeyi muhteşemdi ve bağımlılık yapıyordu. O sıradışıydı işte.
Uzun süre sonrası yaşadıklarımı anlatmak için Sehun'un kendini iyi hissettiği bir günde gizlice Yugyeom'un iş yerine gittim.

Her zamanki gibi orada duruyor servis falan yapıyordu. İlk başta onun olmadığına inandım ama sonra beni fark edince ayağına basmışım gibi bağırarak kollarını kaldırdı ve yanıma geldi. Kollarımı beline doladım.

"Neredeydin göt herif, beni unuttuğunu sandım."

"Bana araba çarptı, hem de en büyüğünden." Yugyeom'un dudakları direkt aralandı ve ellerini üzerimde gezdirmeye başladı. Sanki kontrol ediyor, hissesiyor gibi yüzünü buruşturuyordu. "N-nasıl?" Ellerini tutup geri çektim ve tezgahı kafamla işaret ettim.

"Bana içki ısmarlamayacak mısın?" Yüzümde bir gülümseme oluşturup hınzırca ona yolladığımda masaya oturmamı söyleyip tezgaha doğru yürüdü. Oraya kurulup rahatça yaslandım. Sanırım kazadan önce bu şekilde bir pozisyondaydım. Ona anlatacak çok fazla şeyim vardı. Baştan başlasam yetişir miydi bilmiyorum. Evde beni bekleyen ılık sütüm vardı. Ne demek istediğimi anladınız değil mi?

"Bira dışında vermem Jongin. Eve bir daha sarhoş gitmeni istemiyordum." Bu hayatta değilse de diğer hayatta Yugyeom'un ağabeyim olduğuna inanabilirdim. Ağabeyim olsa acaba Sehun'un hamile olduğuna nasıl bir tepki verirdi diye düşünmeden edemedim. Bu yüzden direkt sordum.

"Birini hamile bıraksam," gözleri irileşti ve birasından bir yudum aldı. "O kişi Sehun olsa..."

"Aman Tanrım Jongin neler neler olmuş!" Yugyeom birasını yarıladığında onu durdurup gururla söyledim. "Sehun hamile hem de bebek bir kız."

Yüzü bir anda asılmış, gözleri dolmaya başlamıştı. Ne olduğunu öğrenmek için birasını tutan eline dokundum, izin verir gibi bir şey yapmadığında elini kavradım ve yüzüne doğru yaklaştım. "Hey," fısıldayıp gülümsediğimde kafasını kaldırıp boştaki eliyle gözlerini sildi.

"Aman Tanrım cidden," yutkunup gözlerini sildi. "Eşim hamile kalamıyor." Bu içime ateş atılmış gibi hissettirmişti. Elini daha sıkı kavrayıp gülümsedim.

"Üstesinden gelirsiniz Yeom. Buna inanıyorum." Biraz bira yudumladık ve onun eşi hakkında konuştuk. Biraz ağladı, ben de duygulanınca ben de ağladım. Sonunda konu tekrar bana döndüğünde ona karşı dürüst olarak duygularımı kitap gibi açtım.

"Hayatta bazen nerede doğacağımıza ya da nasıl bir ailede dünyaya geleceğimize karar veremeyiz. Eğer Jongin onu seviyorsan evlen."

Evlilik çığır aşmış bir boyuttu. Başkasına bakmamak ve seks yapmamak konusunda kendime inanmıyordum ama Sehun ile olduğum zaman boyunca bu eskiye göre oldukça azalmıştı. Sanırım insanları sevememe sebebim kendime olmayan güvenimdi. Tek eşli olabileceğime inanmıyordum.

Zorlanıyordum...

"Onu seviyorum... Sadece hazır değilim." Kendimden utanıyor gibi kimsenin duymamasına dikkat ederek fısıldadım. Evlilik ciddiydi evet, ben hiç hazır değildim.

"Hazır hissetmeye çalış." Yugyeom elindeki yüzüğü döndürerek bana baktığında dayanamadım ve başımı omzuna yaslayıp ona sarıldım. Bir tur da omzumda ağladı. Sonra sakinleştiğinde ondan telefon numarasını istedim.

Artık Yugyeom'un numarası vardı.

.
.
.

Eve sessizce gelmeye çalışmıştım ama sadece çalışmıştım. Sehun önümde dikilirken elindeki vazoyu masaya sertçe bıraktı. Eğer karşısında başka biri olsaydı kesinlikle elindekini kafasına geçirmiş olurdu.

"Neredesin? Sabahtan beri yoksun ve bana bir kere olsun haber vermedin!" Elini karnına koyup ovuşturduğunda gülmeden edemedim. Olay ciddi olabilirdi ama Sehun'un bu halleri alışılmadıktı.

"Gülme ciddiyim!" Kollarımı göğsünde birleştirip yanaklarını şişirdiğinde yanına yaklaşıp burunlarımızın birbirine değeceği mesafeye geldim. Dudakları aralanmış, sıcak nefesi dudaklarımın aralanmasına sebep olmuştu. Onayını almadan dudaklarımı ona bastırdım.

Hızla geri çekildi.

"İçmişsin Jongin, yoksa..." sinirle elini ağzına götürüp sildiğinde yaklaşıp kolundan tuttum.

"Hayır, hayır sadece bir arkadaşla konuştum."

"Bu mu yani?"

"Kıskanmana gerek yok yani," onun tonunu taklit ederek konuştuğumda kolunu kendime çekip omzuma bir şaplak attı. Çok fazla acımış gibi geri çekilip inledim. Sanki bir şey olmamış gibi yukarı çıkıyordu. Yaptığım rolü kesip arkasından ilerlemeye başladım.

"Sanırım birileri fena kıskandı!" Arkasından ağır ağır adımlarken yaklaşıp söylediğimde eliyle sinek kovar gibi dönüp bana bakmıştı. "Kim seni kıskanır?" Odaya girip üzerine giydiği tişörtü çıkarttı. Yaklaşıp kollarımı çıkık karnına doladım ve başımı omzuna yasladım.

"Aile saadeti diye bir şet duydun mu?"

"Jongin! Ne yapıyorsun sen?"

"Özledim seni," omzuna minik bir öpücük kondurduğumda inleyerek kafasını geriye attı ve ona daha fazlasını verdim. Eğer şu an bu yaşadıklarımızı bölseler kim olsa öldürürdüm. Bir an için onu kendime döndürüp dudaklarına kapandım. Onu tekrar keşfeder gibi elimi kaldırıp ensesinden göğsüne gezdirmeye başladım. Boynunu açlıkla emerken elimi karnına koyup bekledim.

"Ah! Ah! Bir dakika! Bir dakika!" Sehun bir anda kendini geri çektiğinde korkuyla elimi kalbime götürdüm. Karnı açılmış gibi oraya bakıyordum ama tek yaptığı şey bana bakıp gülmek oldu. "Tekme attı," minik bir canlıya kızacak halim yoktu ama sinirlenmiştim. Tanrım minik şey büyüyordu ve benden bir parça taşıyordu. Yetmiyor tekme falan atıyordu.

"Ani tepkiler verme! Nasıl korktum öyle..." yatağa oturup saçlarımın arasından ellerimi geçirdim. Yanlış bir şey yaptığını bilen yaramaz çocuklar gibi kahkaha atarak kucağıma oturduğunda belini sardım ve göğsüne gömüldüm.

"Sanırım hissediyor."

"Seuta?" Kulağımı şaşkınlıkla homurdanan Sehun'un karnına yaklaştırıp gülümsedim. "Kızımızın adı Seuta olsun mu?"

...
...
...

#1000

Setepa-i || SekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin