Kamera

2K 165 89
                                    

Resmen iki saattir elimdeki koca kamerayla Seuta'nın uyanmasını bekliyordum. Ne kadar telefonla çekmek için israr etsem de Sehun babasından kalma kameraya kaydetmek istemişti. Kolum artık yanıyordu. Sehun'a bakıp 'acı bana' bakışlarımı yolladım ama Sehun bana bakmıyordu bile.

"Sabırsızlanmayı kes. Kızımın uyanırken videosunun olmasını istiyorum." Kameranın dolan kayıt yerine bakıp videoyu durdurdum ve iki saatlik kayıdı silip tekrar yeni bir video açtım.

"Sehun sadece uyandırıp sonra geri yatıramaz mıyız ha? Video için." Dünyanın en kötü sözlerini söylemişim gibi Sehun kaşlarını çattığında iğrenir bir yüz ifadesiyle omzumu silktim. Kameranın merceğini silip tekrar Seuta'ya yaklaştırdım.

"Sehun..."

"Shhh!" Parmağını dudağına bastırarak susmamı işaret ettiğinde kamerayı omzumdan indirip masanın üzerine koydum. Buradan bebek ve yatak odası görünüyordu.

"Jongin, onun yüzüne yakınlaştırmak lazım o masum görüntüsünü izlemek lazım." Hemen işaret parmağı Seuta'nın dudaklarını bulduğunda göz devirip gülümsedim. Bebek cidden çok tatlıydı. Birkaç kere kucaklama şansım olmuştu ve hepsinde de ağlamıştı ama kabullenemesem de benim bebeğim olduğu gerçeği değişmiyordu. Alışıyordum, cidden alışıyordum. Baba olmaya alışıyordum.

"Uyanıyor! Oh! Oh!" Sehun hemen parmağını Seuta'nın yüzünden çekip bana baktı. Masanın üzerinde duran kamerayı alıp omzuma dayadım ve focus yaparak yüzüne doğru eğdim. Minik elindeki eldivenler önce hareketlendi. Sonra minik ayakları ileri geri kıpırdandı ve sonunda ağzı sonuna kadar açılıp beraberinde bir çığlık odada yankılandı. Gözlerini sıkmaktan açamıyordu ama o kadar tatlı bir yüzü vardı ki dokunmadan edemiyordunuz. Bir de doğduktan birkaç gün sonra ten rengi beyazlamıştı.

"Günaydın güzellik..." Sehun sanki önceden uyanacağını bilmiyormuş da yeni görmüş gibi Seuta'yı kucağına alıp kameraya el salladığında görüntüyü kaydederek videoyu kapattım.

Sanırım biraz bebek sevecektim.

.
.
.

Çukuru hatırlıyor musunuz? Gamzeleri yüzünden ona çukur lakabını vermiştim. Nasıl olduysa çukur bebeğim olduğu öğrenmiş -bence Baek söyledi- ve annesiyle birlikte bize gelmişti. Geldiklerinde resmen felaketi yaşadık! Sehun yatakta çıplaktı, ben de karnını ovalıyordum. Bir anda kapı çalınca üzerime bir ağırlık çökmüştü resmen.

"Altını da değiştirdik minik Seolta!" Kadının da Yixing gibi gamzeleri vardı bu nedenle ona Bayan çukur diyecektim.

"Onun adı Seuta." Yarım bir gülümseme eşliğinde iğneler tonla söylediğimde Bayan çukur beni baştan aşağı süzmüştü. Aramızda çok yaş farkı olmasa ona laf söyleyebilirdim. Hem de hiç çekinmezdim.

"Hiç bir bebeğin altını değiştirmedin mi sen? Bu gidişle bacakları pişik olur! Ayrıca altını tam temizlemeyi bilmiyorsun sanırım." Bayan gamze bir anda Seuta'yı beşiğe bırakıp bağırdığında Sehun hızla içeri girip elini omzuma yerleştirdi. Sinir tepeme oturmuş balık tutuyordu. Sabırdan yana bir duygu kalmamıştı.

"Hayır ilk kez bebeğim oldu. Daha önce bebeklerle hiç yakınlığım olmadı. Eğer merak ediyorsanız daha önce hayatımda o kadar fazla vajina da görmedim. Genelde tercihim farklı yönde." Kadın birkaç kere gözlerini kırpıştırmış ardından bir şey demeden odadan çıkmıştı. Elimi kaldırıp durması için hareket etmeye çalıştım ama beni görmedi bile. 'Ne dedim ben' triplerine girmeden oflayıp odayı gözden geçirdim.

Sonunda yapacak bir şey bulamadığım için bir Seuta'yı kucağıma aldım. İki aylık olmasına rağmen bana göre zayıf, Sehun'a göre diğer bebeklerden oldukça iyiydi. Tek sorun benim için iki saatte bir altına yapmasıydı. Normal şartlarda doğmadığı için doğduğundan beri biberonla besleniyordu. Onu sarsmamaya çalışarak yatağa oturdum ve biberonu alıp korkuyla yutkundum. Bunu genelde Sehun yapardı. Sadece izler ve videoya çekerdim. Lanet olsun, ağzına zarar verir diye o kadar çok korkuyordum ki elim titriyordu.

Yapabilirsin Jongin. Yüzlerce deliğe girdin ve hepsini başarı ile memnun ettin. Altı üstü bir bebek. Sadece biberonu... yavaşşcaaa... ağzınaaa uzatt-

CLICK

Kafamı hızla kaldırıp yüzüme gelen parlaklıktan dolayı, bebeği daha sıkı kavradım ve hemen kaşlarımı çatıp elinde kocaman kamerayı bize doğru uzatan Sehun'a baktım.

"Jongin, hadi kameraya el salla!" Kendimi ilk kez parka gidip salıncağa binen beş yaşındaki çocuklara benzettim. İlk videosu çekilen çocuklar gibiydim.
Biberonu daha dik tutmaya çalışarak kameraya döndüm.

"İşim olduğunu görmüyor musun?" Sehun kamerayı kapatıp köşeye koydu ve benim aksime hızla yatağa oturdu. Yaylanan yataktan dolayı biberon sallanmıştı ve aklım çıkmıştı!

"Sehun! Dikkat etsene!"

Hemen yanağıma bir öpücük cevap olarak geldi. Gözlerimi devirip onu yanımdan uzaklaştırmamak için zor duruyordum. Seuta kıpırdanıp kafasını çevirince biberonu yavaşca çekip kenara koydum.
Bakın yüzlerce kez başkasına dokunmuştum ama hiç birine dokunurken bu kadar korkmamıştım. O kadar çok yutkunuyordum ki kulağım uğulduyordu. Kafamı iki yana çevirip biraz esnemeye çalıştım.

Ağlıyor! Ağlıyor! Ah siktir!

Sehun'a dönüp alt dudağımı dişlerim arasına aldım ama sakin olmamı isteyen bir el omzuma dokunup hemen beni cesaretlendirdi.

"Gazını çıkart hadi..." Sehun kafasını salladığında, sırtımdan ter boşalıyor gibi hissettiğimi bağırmak istedim. Sıcaklamıştım ve her dakika ona zarar vereceğim diye korkuyordum. Ciddiyim, benim için zordu!

Kollarımı yavaşca minik bedenden geri çekerken ellerimi kol altlarına kaydırıp havaya kaldırdım. Kupa kaldırır gibi bir görüntü vardı ama başarmıştım. Yapmıştım. Sehun'san öğrendiğim gibi kafasını omzuma koyup iki parmağımla sırtına masaj yapmaya başladım. Kalbim heyecandan hızlı hızlı atıyordu, Seuta susmuştu ve Sehun gülümseyerek bana bakıyordu.

"Sustu," dedim başarıyla. Gururlanmıştım. İki ayın sonunda ilk kez bu kadar yakınlaşmıştım.

"Uyuyor. Çok rahatladı," Sehun dibime sokularak kulağıma fısıldadığında rahat bir nefes verdim. Kafamı ona doğru çevirip dudağıma hızlı bir öpücük aldığımda aile gibi hissettim.

Gerçek bir aile gibi hissettim.

...
...

#SETEPAI16K
#SETEPAI2KVOTE

#1000

Setepa-i || SekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin