İyi okumalarOturur pozisyona geçmiştim, biraz olsun vücudum kendini toparlamıştı. Artık bir kablo adam değildim. İstediğim gibi hareket edebiliyordum. Yüzümde -alnımda- minik bir sıyrık vardı onun dışında kafamın arkası biraz acıyordu. Tek derdim sanırım kaldığım süre boyunca ne zaman uyansam Yeol'ün sırıtan dudakları ardındaki dişlerini görmek ve torbalara işemekti. Baekhyun çok da sık burada olmuyordu. Bazen Sehun'u çok düşünüyordum ama Baek olmadığı için soramıyordum.
Ayağım o operasyondan sonra iyi olmuştu. Beni korkutan demirler ayağımı terk etmiş ufak bir sargı ile ayağım sarılmıştı. İki hafta içinde desteksiz yürüyebilecektim. Bunun yanında narkoz berbat bir şeydi. Yeol'ün dediğine göre doktora, hayatımda hiç bir doktor becermedim belki üzerime oturmak istersin, gibi saçma bir cümle kurmuşum. Doktor -yine dediğine göre- sırıtmış. Eğer orada tek olsaymışız onu becerebilirmişim hem de sakat bir ayakla.
.
.
."Güzel haber bu akşam yemek yiyebileceksin ve dediğin gibi aileni aramadım. Kötü haber ise bir gün daha torbalara işeyeceksin ve doktor her gün odana seni kontrol için gelecek." Yastığımı düzelttim ve televizyonu kapattım. Son dediği beni etkilememişti. Alt dudağımı sarkıttım.
"Ne yani narkozun ne işe yaradığını bilmiyor mu? Kafam iyi değildi. Ben onu kendi isteğimle demedim." Olayın içinden böyle sıyrılabilirdim. Açıkçası doktor geldiğinde yine de utanacaktım. Unutmuş gibi yapabilirdim. Adama o anlamda bakmamıştım bile.
"Dinlenmek ister misin? Akşam uyanırırım ve yemek yeriz." Aklımdaki düşünceleri bir kez daha kenara itemedim. Yeol odadan çıkmadan önce ona seslendim. Eğer kalkabilseydim Sehun'un evine koşardım. Aklımdaki soru işaretleri beni rahata kavuşturmuyordu çünkü.
"Sehun nerede?"
"Evinde," dedi Yeol sorar bir tavırla. Bir şey demedim, yastığı çektim ve uzanır pozisyona geçtim. Boş hissediyordum. Yanımda olmadığı zaman boş hissediyordum.
.
.
.Yeol odadan çıktıktan sonra uyuyakalmışım. Normalde günümün renkli saatleri böyle geçmez, bir bara giderim birine takılırım ve geceden kalma halimle uyanıp işe giderim. Belki bu döngü sürekli hâlde gelecek ve beni sıkana kadar devam edecekti. Yeol'ün dediği gibi bir gün kondom kullanmayı unutup hastalık kapacaktım ya da sevişirken öldürülecektim.
Kimsenin aklına birini düşüneceğim gelmezdi. Seviştiğim sıradan insanlar düzgün kokmazdı, tabi güzel kokanları da vardı ama parfüm yoğun olduğunda öptüğüm yerden kimyasalın ağzıma girmesi hoş olmuyordu. Sevişirken zevk almadığım, beğenmediğim, iğrendiğim ve kinle dolduğum o kadar çok kişi olmuştu ki Oh Sehun'la sevişene kadar hiçbirinin üç puan üzerinde alamayacağını anlamıştım. Süt oğlan benim çıtamı yükseltmiş, nirvana nedir bana o öğretmişti.
Güzel kokuyordu, eşsiz bir yüzü vardı. Bazen o kadar sevimli oluyordu ki seks aklıma gelmiyordu bile. Ön sevişme o kadar güzeldi ki kendimi kaybediyordum. Oh Sehun'da kendimi kaybediyordum. Seks yaparken zevk o kadar yoğun oluyordu ki dayanamıyordum. Onu çok kez istiyordum, özlüyordum.
Sonra anladım ki diğerlerine bunu yapmıyorum. İlk başta güzel bir vücudu var diye düşündüm, ten rengi, kalçaları, dudakları hepsi mükemmeldi. Bu nedenle ona bağlandım dedim ama bağlantım onu kıskanma yoluna gidince hırs işin içine girdi. Birbirine sataşan iki keçi gibi boynuz tokuşturuyorduk. Belli etmesek de birbirimize gizli sözler söylerken ardından bir duygu bırakıyorduk.
Yugyeom ve Yeol'e teşekkür etmeliydim. Sanırım kod adı YY ile kendimi öğrenmiştim. Yugyeom bana duygularımı öğretirken, Yeol aptalca ve sinir bozucu olsa da evlenecek olan bir adamı Sehun'a uydurmaya çalışmıştı. Bir de dediği gibi tek gecelik ilişkiler patlardı. Doğru konuşmuştu.
