Misafir

2.3K 167 82
                                    


İyi okumalar :>

Kendimle yüzleşip olayları değerlendirme aşamam hâlâ devam ediyordu. Fikirler etrafa odadaki kıyafetler gibi saçılmıştı. Düşüncelerim çağ atlamıştı ve ben bunu en sevdiğim işi yaparken dahi düşünüyordum.

SEKS!

"J-Jongin..." Sehun inleyip, sırtıma sardığı ellerini bastırdığında kendimi ona doğru ittim ve aramızda engel duran karnına dokundum. Bu kesinlikle onun hoşuna gidiyordu. Yüzü anında yumuşamış, karnındaki elimi tutmuştu.

"Kızımız nasıl?" İçinden çıkmadım. Sıcak, ıslak duvarları uzun süredir birlikte olmadığımızda kendini güzelleştiriyordu. Eğer eski zamanlarımızda olsaydık kesinlikle durmadan hareket ederdim.

"Bundan nefret ediyorum," Sehun elini kasıklarına bastırıp inlediğinde yavaşca içinden çıkıp canını acıtmamaya çalışarak kenara geçtim. Son aylarda özellikle yedinci ayında çok sık tuvaleti geldiği için zevk alamıyordu. Sonra doğal olarak ben de zorlanarak işi bitirmek zorunda kalıyordum.
Yorganı üzerime doğru çekip paytak adımlarla yürüyüşünü izledim. Tuvalete girip inleyerek kapıyı kapattığında yanaklarımı şişirip onu bekledim.

"Kendimden iğreneceğim şeyler kusuyorum!" Elini şişkin karnına koyup çıplaklığını sorun etmeden yatağa girdi. Gülümseyip, yorganın bir kısmını üzerine örttüm. Dudaklarını istekle öpmek istiyordum, gözlerini kapattığında bulduğu huzur ifadesi yayılıyordu. Yaklaşıp elimin tekini yanağına koydum ve kafasını kendime doğru çevirip dudaklarına dudaklarımı bastırdım.
Uzun süreli olmamıştı çünkü engeller lanet olası her yerdeydi.

"Benimki mi?"

"Hayır, benimki. Bekle," yataktan kalkıp komodinin çekmecesini açtım ve arayana baktım.

YEOL

"Park Chanyeol, sevişmemin tam ortasına daldığın için teşekkür ederim." Telefondan bir kahkaha yükseldi ve iyice sinirim bozuldu. Hep böyle oluyordu. Yeol beni ne zaman sevişsem basıyordu. Telefon ya da oda fark etmez, lanet adam sanki bunu hissediyordu.

"Sehun nasıl?" Arkamı dönüp omzumun üzerinden yatakta kedi misali dönen Sehun'a baktım. Sonra sırıtıp Yeol'e geri döndüm. "İyi sanırım. Biraz tuvalet sorunu var," dedim ama hemen sırtıma bir yastık yedim.

"A-ah... biz de size gelmek istiyorduk. Sehun iyi değilse eğ-"

Akşam olunca Sehun yaşlı bir dedeye dönüşüyor, oram acıyor buram acıyor muhabbetine giriyordu. Karnımı sev muhabbeti en güzeliydi ama son aylarda o kadar çok sık olmaya başlamıştı ki karnını ovalamayı kestiğimde avcumun içi karnıcalanmış oluyordu.

"Hayır! Hayır. Onun da değişikliğe ihtiyacı var." Yeol hâlâ en yakın dostumdu. Küçüklüğüm, iş hayatım ve hikayelerim o mutsuz, endişeli yüzünün ardından geçmiş onaylanmış ya da geçersiz notla uğurlanmıştı. Uzun süre sonunda Yeol'ü görmek benim için de oldukça iyi olacaktı.

.
.
.

Sehun'a Yeol ve Baek'in geleceğini söylediğimde sevinmiş ve hemen kalkıp koca karnıyla yemek yapmak için çabalamıştı. Sonra tabi biraz mutfağı dağıttığı için paniklemiş, yapamayacağım endişesine kapılmıştı. Biraz karnını ovdum. Hemen sakinleşip tekrar işine koyuldu.

Bu sırada telefon tekrar çalmıştı.

Belki güzel bir haber diye heyecanla açmıştım ama öğrendiğim tek şey Tao'nun da Baek ile olacak olmasıydı. Tüm günüm bir anda değişmiş, canım sıkılmıştı. Mutfakta yemek yapan Sehun'un yanına ilerledim ve arkadan beline doğru sarıldım. Kafamı omzuna gömüp homurdandığımda yanlış bir şey olduğunu anlamıştı.

Setepa-i || SekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin