Konuşma

2.5K 184 167
                                    


İyi okumalar :>

Ölüyordum.

Karbondioksit ya da her neyse o gazdan, zehirlenerek ölüyordum. Arabada kalmış ve sızmıştım. Sarhoş olduğum için tam hatırlamıyorum. En son uyandığımda mesanem patlama noktasındaydı ve nefes alamıyordum. Gece tuvaletim gelmese sabah ölü bedenim bu arabadan çıkardı.

Zorla kapıyı açıp nefes aldığımı hatırlıyorum. Zaten ondan sonrası çok net. Yarım saat öksürdüm ve bu boğazımı tahriş etti. Ben de sakince bir büfeye gidip su aldım. Oradan da işe geçtim.

Rezil haldeydim. Sakallarım çıkmaya başlamış, seks kokusu üzerime yapışmıştı. Yeol ile görüşmüyordum. Görmek istediğim de söylenemezdi. Huzursuzluğumun ve yüzümdeki morluğun sebebi O'ydu. Elimden geldiğince kimse ile konuşmadan çıkmaya çalıştım. Boğazım rezil haldeydi.

Değerlendirmek gerekirse boğazı kötü olan bir kurbandım ve bunu düzeltmeye çalışıyordum. Seks yaptığım insanlar; benim suyumdu. Çamurlu suya kadar içmiştim ama Sehun saf suydu. Boğazıma yardım ettiği gibi tahrişlerime de iyi geliyordu. Neyi yanlış yaptığımı anlayamıyordum.

Olay birlikte olup olmamaksa bu benim için sorun değildi. Bir sözle birlikte olmak çok saçmaydı. Bunu bedensel olarak da göstermek lazımdı. Mesela seksle...

Bir bağımlı haline gelmiştim. Üç sene önce lanet olsun ki sabit durduğum bir an bile yoktu. Bu nedenle bağımlı hale gelmiştim. Her dakika başka birinden iyi, güzel lafları duymak beni daha iyi yapmıştım. Üç sene boyunca mükemmel olan bendim. Üç sene boyunca penisim ve ben vardık.

Oh Sehun bir istisnaydı.

Koca bir istisna. Ne olursa olsun onu bırakmakta zorlanıyordum. Nedenini biliyoruz. Beni iyi hissettiriyor ve rahatlatıyor. Bir anda berbat olmam gerekmiyor lanet olsun! Bunu yediremiyordum.

Odamdan çıkıp kapının yanında Yeol ile konuşan Baekhyun'a baktım. İkisi de açılan kapıya yoğunlaşmış ve bana bakmışlardı. Normal gibi onları es geçerek ilerledim.

"Hey, Jongin!" Yeol'ün bağırdığını duyduğumda arkamı dönmeden derin bir iç çektim.

"İşim var. Dosyaları odama bırakırsan yarın tüm gün çalışıp hallederim." Omzunun üzerinden kısa bir bakış atıp merdivenlere yöneldim. Ofisten çıkarken bir anda düşündüm ve kendi kendime neden çalışıyorum dedim. Gideceğim bir çok yer vardı. Burada eziyet çekmek zorunda değildim. Yeol'ün yüzünü de görmek zorunda değildim. Kimseyle kavga edecek durumda değildim. Bu Yeol'se korktuğumdan değil ama onca sene için bunu yapmazdım.

Bütün bunları daha detaylı düşünmek için arabama bindim.

.
.
.

"İstifa edeceğim!" Ve sonuç olarak üçüncü bardağımı masaya koyarken Yugyeom'a gülümsedim. Ayıplar tarzda kafasını iki yana salladı. Bugün erken olduğu için benimle oturmayı kabul etmişti.

"Yaşadığın için çok şanslısın. O kadar çok içmene rağmen araba sürebilmen ayrı bir mucize," dedi ve bardağımı önümden çekti. Omuz silkip saati ona gösterdim.

"Günde altı saat boş yere iş yapmaktan sıkıldım."

"Peki işi bırakınca ne yapacaksın?" İşi bırakınca ne yapacağımı düşünmemiştim. Büyük ihtimalle altı saat seks yapardım ve diğerlerinde uyurdum. Sehun aklıma gelmeseydi bunu her gün yapmış olurdum. Ne zaman birine dokunsam Sehun gözlerim önüne geliyordu. Yüzü bir anda canlanıyor bana kızgın bakışlarını atıyordu.

"Hafızamı silmek isterdim. Eskiden bunu yapıyorlardı. Adını pek bilmiyorum ama bir bebek gibi oluyordun." Yugyeom kaşlarını kaldırdı ve yüzüme eğildi. Aynı şekilde ben de ona eğildim.

Setepa-i || SekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin