0.6

4K 497 94
                                    

Anonim: Beni hala bulamadın

Batuhan: Bakıyorum da seni bulmam için pek heveslisin

Batuhan: Cesaretin şaşırtıcı, Asi.

Anonim: Her şey senin için, Batu.

Anonim: Şimdi sana ipucu vereceğim.

Batuhan: Neden?

Anonim: Çünkü herkesin elinde telefon var ve sen onların içinden beni bulana kadar parti biter.

Anonim: Ve bu çok sıkıcı.

Batuhan: Anonimden beklenmeyen hareketler.

Batuhan: Cidden seni anlamıyorum.

Ben de kendimi anlamıyorum, Batu.

Anonim: Sana göre bir kız anonim mesajlar atıyorsa fiziksel özelliklerine güvenmiyordur, değil mi¿

Batuhan: Konumuzla ne alakası var bunun?

Anonim: Öyle mi değil mi¿

Batuhan: Öyle.

Aptal.

Anonim: Güzel.

Anonim: İşte ipucun. Artık beni bulabilirsin.

Anonim: Bol şans.

Telefonun ekranını karartıp avucumda sıktım ve etrafıma baktım. Batuhan görünürde yoktu. Yanımda tanımadığım kızlarla sohbet eden Burcu'nun kulağına eğilip "Seninki nerede?"dedim. Tamer'i kastetmiştim. Eve geldiğimde Tamer ve Göktuğ'la tanışıp ayaküstü konuşmuştuk. Göktuğ sorunlu birisine benzemiyordu ancak Tamer'den ciddi anlamda hoşlanmamıştım.

"Siparişlerde sıkıntı çıkmış, onunla ilgileniyor. Neden sordun?"derken tamamen bana dönmüştü. İlayda ikimizden bağımsız bir şekilde insanları izliyor, içki içiyordu. Mutsuz görünüyordu fakat elbette nedeniyle ilgilenmiyordum.

Dilimin altındaki şeytan kıpırdanıyordu. Rahat bir tavırla omuz silktim."Ne bileyim, yanında göremeyince aranızda bir sorun mu çıktı diye merak ettim."

Kıkırdadı. Aptal. "Biz gayet iyiyiz. Sadece sürekli yanyana olmamız onu sıkıyor. Sonuçta arkadaşlarıyla da vakit geçirmeli, değil mi?"

Eminim öyledir.

Ayağa kalktım. "Neyse. Ben bir lavaboya gideyim."

Bulunduğumuz zemin katın salonundan ayrılıp sağdaki loş koridora saptım. Amacım Batuhan'ı bulmaktı. Hem... Biraz ajancılık fena olmazdı.

Merdivenleri çıkarken müzik sesi giderek azalıyordu. Merdivenleri çıkınca bulunduğum koridorun ıssızlığı beni şaşırtmıştı. Genelde böyle partilerde evin tamamı istila edilirdi ancak şaşırtıcı bir şekilde bu katta kimse yoktu.

Topuklu ayakkabılarımın sesi artık daha net duyuluyordu. Loş koridorda ağır adımlarla yürürken içimde bir gerginlik baş göstermişti. Neredesin Batuhan? Koridorun devamı soldaydı, kapalı kapıların arasından geçip sola döndüğümde adımlarım aniden durdu.

Tamer bir kızla öpüşüyordu.

O kız Aleyna'ydı.

Midemi bulandıracak türden bir hararetle birbirlerini sömürürlerken benim varlığımın farkında bile değillerdi. Bak sen şu işe, dedi alayla susturamadığım o ses. Üç yakın arkadaşa bakanlar Burcu'yu ağza alınmayacak şeylerle itham ederdi ancak içlerinde en adisinin Aleyna olduğunu kim bilebilirdi ki? İçimde alayla gülen bir kız vardı.

Tarih cidden tekerrürden ibaretti.

Şaşkındım ancak bu uzun sürmeyecekti. Nedense şahit olduğum manzara içten içe beni şaşırtmamıştı. Beni görmesinler diye sessizce geriye adımladım. Bir kez daha masum maskesi altında yatan şeytanı sobelemenin verdiği zafer sarhoşluğuyla dudağım hafifçe kıvrılmıştı, çifte kumruların görüş alanından çıkıp arkamı döndüm. Fakat bu gece bir sürpriz daha beni bekliyordu.

Batuhan.

Karşımdaydı. Az öncekine kıyasla daha samimi bir şaşkınlık yüzüme yayılırken bir an ne yapacağımı bilemedim. Loş ortamda daha da keskinleşen yüz hatları ve ifadesiz gözleriyle karşılaşmayı beklemiyordum.

"Ne işin var burada?"dedi soğuk sesiyle.

Bir kapının aceleyle örtüldüğünü duydum. Ne yani, arkadaşının yediği haltı örtbas etmek için mi böyle davranmıştı? Yoksa haberi yok muydu? "Ben... Ben lavaboya gidecektim ama sanırım odaları karıştırdım."derken sakin görünmeye çalışıyordum. İlk gerçek konuşmamız, şimdi başlamıştı. Başını sağa eğip beni baştan aşağı süzdü.

"Lavabo alt katta."

Yanağıma düşen bir tutam saçı aceleyle kulağımın arkasına sıkıştırdım. "Orası doluydu,"yüzümü buruşturdum."İçkiyi fazla kaçıran bir kız. Bilirsin işte."

Gözleri siyah büstiyerimin açıkta bıraktığı omuzlarımda dolandı, gözleri gözlerime tırmandı. Sessizce yüzümü incelerken bir an Anonim oluşumdan şüphe ettiğini düşündüm."Üzgünüm, üst kata çıkmamda sakınca olmaz sanmıştım."

Gözlerinde anlamını veremediğim bir şey vardı: Aklımı kurcalıyordu. Benden şüphelenmişti. Neden sessizdi?

"Seni daha önce görmüş gibiyim."dedi kısık sesle. Üstünde beyaz bir tişört ve siyah kot pantolon vardı, ona yakışmıştı. Hafifçe gülümsedim, kalbim bana iğrenerek baktı."Beni düşmekten kurtarmıştın kantinde. Hatırladın mı?"

Düşünür gibi gözleri kısıldı, sonra başını salladı. "Hatırladım. Hatta sen bir teşekkür bile etmemiştin."

Kaşlarım hayretle havalandı. "Ah! Öyle mi oldu? Hiç hatırlamıyorum."

"Hem yalancı hem meraklı bir kedi."
Ağzının içinde gevelediği şeyi duymamıştım.

"Efendim?"

"Lavabo şu tarafta, baştan ikinci kapı."dedi sorumu önemsemeden. Buradan bir an önce gitmeliydim, kendimi fazla göstermiştim. Alacağımı da almıştım üstelik. Yanından geçip gitmeden önce tatlı bir gülümsemeyle "Teşekkürler."dedim.

Cevap vermedi.

*

Aylar sonra bölüm yükledim, okuyan varsa teşekkürler.

KuklaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin