evet, yanılmıyorsunuz
kukla'ya yeni bölüm geldi
ne kadar uğraşsam da kafamı tam olarak veremediğim için beğenmediğim noktalar var ama söz verdiğim için yayımlıyorum
kukla'ya gönülden bağlı minnoş okurlarımın gözlerinden öperim
[yorum bekliyorum]
Bazen bir adım geri çekilip eylemleri izlediğinizde, her şey daha pürüzsüz hale geliyordu. Daha net, daha normal.
Bunca insanın neye konuşup neye güldüğünü anlayamıyor fakat bir şekilde duyabiliyordum. Hepsi aynı cümleler etrafında dönüp duruyor, basit hayatlarında ufak heyecanlar arıyordu. Ufukta yeni bir şey yoktu ve durduğum yerden birkaç basamak alttaki insancıkları izlerken canım fena halde sıkkındı.
Göktuğ'un doğumgünü partisi çoktan başlamıştı, herkes çok yabancıydı ve en önemlisi Batuhan burada değildi.
Bari bir rezalet çıksaydı.
Dudaklarımdan oldukça sesli bir iç çekiş yükseldi ancak müzik diğer sesleri baskılıyordu. Zaten duyulsa da umrumda olmazdı. Katıldığım en berbat parti olabilirdi, öyle ki şöminenin önüne çöreklenmiş bir grup aptal, şişe çevirmece oynuyordu. Tabi biraz daha kirli versiyonunu.
Geldiğimden beri beni gözleriyle yiyen Yeşim'e baktım. Elinde hala aynı kadehi tutuyordu, sürekli içiyormuş gibi görünüyordu fakat bir yudum bile almamıştı. Sarhoş olmaktan çekiniyordu ama o sinsi gözleri insanları süzmekten geri kalmıyordu. Benden haberi vardı ve Batuhan'a duyduğum kadar düşkünse mutlaka yoluma çıkacaktı. Ancak şimdi, buradan baktığımda sinirli bir kedi yavrusundan daha zararlı olacağına ihtimal vermiyordum.
"Nazlı,"
Burcu her zamanki gibi dibimde bitmişti. "Sıkıldın mı?" dedi meraklı bir şekilde.
"Biliyor musun, lafın dolandırılmasından, aptal göz süzmelerden ve manasız aşk üçgenlerinden hiç hoşlanmam. Şu Aleyna'yla ne yapacaksan bir an önce yapsan da mevzu kapansa, hepimiz rahat etsek ve olayların mide bulandırıcı kısmını atlatsak diyorum, ne dersin Burcu?"
Epey afallamış görünüyordu ve bir anda neden böyle keskin bir tepki verdiğimi ben de anlamamıştım. İçimde iki Nazlı yatıyordu sanki. Biri tatlı dille yılanı deliğinden çıkarmaya çalışırken, diğeri dalkavukça laflardan tiksiniyordu ve burada olmaktan memnun değildi.
"Ben... Sadece doğru zamanı bekliyorum." dedi şaşkınlığı atlatmaya çalışır gibi bir ifadeyle. Aynı tavırla başımı salladım. "Sen bilirsin."
Arkamı dönüp gidebileceğim en yakın yere, mutfağa kaçarken kendimi sorgulamaktan vazgeçmiştim. Ona ihtiyacım yoktu. Hiçbirine ihtiyacım yoktu. Benim burada ne işim vardı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kukla
Teen FictionNazlı için hayat oldukça basitti. Bir kimliği vardı; aynada yansıması, dağınık ailesi, düzenli odası ve arkasında da kocaman yalnızlığı. Bir de Batuhan Ezgir vardı. Batuhan hepsinden daha karmaşıktı. ❆ 31.08.17