1.9

2.4K 312 98
                                    

yine bölüm yazdım eheheheh

oylar yorumlar için ufak bir teşekkür olarak algılayabilirsiniz

[siz aktif oldukça ben daha çok bölüm yazarım]

diğer bölüm kaos-heheheh

seviliyorsunuz

Sabah olduğunda berbat bir haldeydim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sabah olduğunda berbat bir haldeydim. Uykusuzdum, başım ağrıyordu ve dün geceden beri aynı kıyafetlerle oturmaktan feci rahatsızdım. Üstelik Batuhan'la mesajlaşırken şarjım bitmişti, yani bütün gece öylece oturmuştum.

O son aptal mesajına bir cevap yazamadığım için bir nebze mutsuzdum. Dakikalarca ekrana boş gözlerle bakmasaydım telefon kapanmadan cevap yazabilirdim tabi.

Fakat bir yanım istediği boşluğu elde edip düşünme fırsatı bulduğundan dolayı memnundu. Düşünmüş ve plan yapmıştım. Ortalığı karıştırıp eğlenmek için.

"Dikişler alınana kadar işe gidemezsin."

Annemin arkasına oturmuş, saçlarını toplarken mırıldandığım cümle uzun sessizliğimize ufak bir darbe vurmuştu. Toprak birkaç dakika önce gelmişti, o taburcu işlemlerini hallederken ben de anneme hazırlanması için yardım ediyordum. Omzundaki dikişler yüzünden tek başına giyinememişti, saçlarını bile ben topluyordum. Uzun zamandır böyle bir yakınlığımız olmamıştı. Yani, en azından yakın bir tarihte onun benim saçlarımı topladığını hatırlamıyordum.

"Biliyorum." dedi sıkıntılı bir sesle. Yüzünün asıldığını tahmin edebiliyordum. "Her şey yarım kalacak. Bu hiç iyi olmadı."

Gözlerimi abartılı bir şekilde devirdim. Başına ne geldiyse, iş aşkı yüzünden gelmişti. Zihni o kadar meşguldü ki çevresinde olan bitenlere yetişemiyor, refleksleri yetersiz kalıyordu ve sonuçta bu tehlikeli bir boyuta ulaşmıştı. Açıkçası annemin çok sevdiği işinden bir süreliğine de olsa mahrum kalması, bana garip bir haz veriyordu. "Bırak yarım kalsın." diye mırıldandım. "Ölmenden iyidir."

Cevap vermedi. Elimi saçlarından çekerken "Bitti." deyip ayaklanmıştım. "Çıkalım mı?"

"Nazlı," dedi aniden. Önünde durmuştum. Yorgun gözleri parlıyordu. Minnet mi şefkat mi? "Seni seviyorum, bunu biliyorsun değil mi?"

Hep aynı sahneler. Aynı cümleler. "Biliyorum."

Eve gelir gelmez ilk yaptığım telefonu şarja takmak olmuştu. Ardından duşa girmiş, rahat kıyafetler giyip telefonla birlikte yatağın içine girmiştim. Bir şeyler yemem gerekiyordu ama şimdilik göz ardı edebilirdim. Önce yarım kalan konuşmamızı bitirmek istiyordum.

KuklaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin