eheheh-
heheheh
yorum oy falan filan işte
seviyorum sizi
Tuna, gideceğimizi söylediğinde nereye gittiğimizi bilmiyordum fakat şu an bulunduğum yerde olmayı da tahmin etmemiştim.
Hastanedeydik.
Annem için.
Şüphesiz yaşadığım en berbat geceydi ve hala bitmemişti.
Son bir saat çok bulanıktı. Asansörler bir türlü gelmediği için merdivenlerden hızlı hızlı çıktığımı, Toprak'la annemin odasının önünde karşılaştığımızı hatırlıyordum. Kısa, tatsız bir sarılma yaşamıştık. Nasıl olduğunu sormuştum ve iyi olduğunu söylemişti. Rahatlamıştım sözde fakat bir şekilde annemin iyi olduğunu zaten hissetmiştim. Sanki ona hiçbir şey olamazmış gibi, asla ölmeyecekmiş gibi. Tuhaftı.
Korkmuştum. Yaralandığına üzülmemiştim.
Sadece korkmuştum.
"İyi misin?"
Ve evet, Tuna hala buradaydı. Benimle odanın önünde oturuyordu. Toprak, doktorla görüşmeye gitmişti. Neden gitmiyordu?
Ah, doğru ya. Toprak'ın biricik arkadaşıydı.
"İyiyim." dedim dümdüz bir ifadeyle. Sesim biraz tepkili çıkmıştı ama engel olamıyordum. Hala korkumu sindirememiştim ve varlığı canımı sıkıyordu.
"Öyle görünmüyorsun."
Gözlerim yumup derin bir nefes aldım. Başımı çevirip yüzüne baktığımda, göz göze gelmiştik. "Burada beklemek zorunda değilsin. Zaten ciddi bir durum da yok, seni daha fazla tutmayalım."
Burnundan sert bir nefes verip alaycı bir gülümsemeyle başını duvara yasladı. "O dikenlerin bana işlemez, küçük."
Küçük.
Dişlerimi sıktım. Histerik bir gülüş, boğazımda takılı kalmıştı. "Beni tanıyormuş gibi konuşma. Canımı sıkıyorsun."
Gözleri duvara kilitlenmişti. "Belki de en iyi ben tanıyorum." diye mırıldandı kısık bir sesle. Ardından tekrar güldü. Hiçbir şey dememiş gibi. "Yerinde başka bir kız olsaydı ağlardı, biliyorsun değil mi?"
"Mesela hangi kız olsaydı?" dedim usulca. "Yerimde."
Gözlerini yumdu.
Şimdi gülme sırası bendeydi.
Ayağa kalkıp Toprak'ın gittiği yöne yürümeye başladım. İyi değildim. Hiçbir şey hissetmiyordum sanki fakat kalbimde ufak bombalar infilak ediyordu. Yavaş yavaş parçalara ayrılıyordum. Hastanenin ıssız koridorları etrafımda dönüyordu. Ağlamamıştım. Ağlamak istiyordum. İhtiyacım vardı.
Fakat ağlanacak ne vardı?
Bana yaklaşan Toprak'ı gördüğümde durdum. Dağılmanın sırası değildi. "Ne dedi doktor?"
"Bu gece tedbir amaçlı kalacak. Yarın çıkarabilirmişiz."
"Güzel."
Kaşları çatıldı. "İyi misin sen?" deyip elini omzuma attı.
Onu ittim. Herkes de amma ilgiliydi. "Değilim! Neden beni alelacele getirttin buraya? Tamam, kaza geçirmiş ama birkaç dikişlik yara için neden beni korkuttun? Aptal!"
Tuna yüzünden içimde tuttuklarımı dökmek beni rahatlatır diye ummuştum ama olmuyordu. Çok öfkeliydim. "Ben geldiğimde acildeydi, feci görünüyordu ve ağlayarak seni görmek istediğini söyledi. Ne yapsaydım?" dedi. "Tek korkan sen değilsin."
Ah, anne.
"Bu gece ben kalırım. Siz gidin." dedim kaçmak için. Odaya doğru yürüyorduk. "Olmaz. Sen git, ben kalırım."
"Berbat görünüyorsun. Sanki annem değil sen kaza geçirmişsin. Git diyorsam git Toprak."
Gerçekten de Toprak'ın yüzünden yaşadığı dehşet okunuyordu. Hayırsız bir evlattı ama anneydi bu. Yokluğunun ihtimali bile yeterdi.
"Ama-"
"Git." dedim odanın önüne geldiğimiz esnada. Annemle başbaşa kalmak istiyorum. "Sabah görüşürüz."
Israrımın altında yatan sebebi anlamış mıydı bilinmez, pes etmişti. Tuna'ya "Gidelim." dedi ve asansörlere doğru yürüdü. Tuna'nın tereddütle gözlerime bakıp arkadaşının peşinden gitmesini sabırla izledim. Bir şey diyecekti ama vazgeçmişti. En doğrusu buydu.
Gitsin, diye fısıldadı küçük kız. Bir daha da gelmesin.
Loş odaya girip kapıyı yavaşça kapattım. Uyuyordu. Sessiz adımlarla yatağın yanındaki koltuğa otururken gözlerim sürekli yüzünde geziniyordu. Huzurlu bir uykudaydı. Kaza yapan annemdi, haksız olan Tuna'ydı, ortadan kaybolan Toprak'tı ve sanki ne yaşanırsa yaşansın tüm hasarı alan sadece bendim.
Annemin yüzünü ince ince ezberlerken telefonumden gelen titreşimle dikkatim dağıldı.
Mesaj gelmişti.
Batuhan: Anonim?
Parmaklarım cevap yazmak için hareketlenmedi. Bu gece onunla konuşmak istemiyordum. Batuhan bir gece bekleyebilirdi.
Telefonu kapatıp komodinin üstüne bıraktım ve annemi izleme işine geri döndüm. Sabah eskiye dönecektik. Bu yüzden annemle vakit geçirmeliydim. Onun haberi olmasa bile.
Birkaç dakika sonra telefon tekrar titredi. Gözlerimi devirip mesaja baktım.
Batuhan: Plan iptal.
Batuhan: Kızın sevgilisi var.
Anonim: Ne¿
Batuhan: Var. Gözlerimle gördüm.
Anonim: Emin misin¿
Batuhan: Evet.
Batuhan: Ben de neden bana düşmüyor diyordum.
Batuhan: Meğer başkası varmış.
Anonim: Sordun mu kıza¿
Batuhan: Sormama gerek yok.
Batuhan: Ona nasıl baktığını gördüm.
Anonim: Nasıl bakıyormuş¿
Batuhan: Kalbimi kıracak şekilde.
27.12.19naptın ya batu reis ooof of
not: bölümü yüklemek için bir saat uğraştım wattpad püü senin ben-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kukla
Teen FictionNazlı için hayat oldukça basitti. Bir kimliği vardı; aynada yansıması, dağınık ailesi, düzenli odası ve arkasında da kocaman yalnızlığı. Bir de Batuhan Ezgir vardı. Batuhan hepsinden daha karmaşıktı. ❆ 31.08.17