2.0

2.3K 254 155
                                    

yıllar sonra geri döndüm

:D :D :D

VE KUKLA OKURLARINA ZAAFIM VAR ÇOK ÖZLEDİM SİZİ KAHRETSİN

öhöm, hazır olan taslakları silip baştan yazma sürecini birkaç kez tekrarladığım için planladığımdan daha farklı bir bölüm çıktı ortaya ve umarım beğenirsiniz

yorumyorumyorum

sizi seviyorum

Çocukken utangaç biriydim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çocukken utangaç biriydim. Utangaç, sakin, akıllı bir kız çocuğu olmanın birkaç tatlı iltifattan başka bir işe yaramadığını liseye geçtiğimde anlamıştım çünkü yeni bir heyecan, sahteliği gözetilmeksizin bir parça sevgi arayan yaşıtlarımla aramdaki o kalın çizgi görmezden gelemeyeceğim kadar çok belirgindi. Sadece sevgili edinmek değildi mesele; hayatın tüm alanlarında utançla kızaran yanaklar, kekelemeler ya da daha kötüsü iletişimden kaçınmalar sadece baş ağrısı demekti. Fakat geç kalmadan püf noktayı keşfetmiştim.

Özgüven. Her şey özgüvende bitiyordu.

Toplumda kendine kalıcı bir yer bulabilmek ya da fikirlerinin önemsenmesini sağlamak için tek gereken özgüvene sahip olmaktı. Güzellik, para ya da popülariteyle sağlam arkadaşlıklar kurmak, başarılı olmak mümkün değildi. İnsanlar biraz dik yürüdüğünde, daha gür sesle konuştuğunda da farkına varıyorlardı ve bunu anladığım an bir daha başımı eğerek yürümemiştim. Konuşurken gözlerimi kaçırmamış, yeri geldiğinde açıkça düşüncemi söylemiştim ve evet, işe yaramıştı. Benim için değersiz olsa da belli bir popülerliğim, samimi hisler beslediğim arkadaşlarım ve benimle romantik bir ilişki yaşamak isteyen erkekler vardı. Ne yazık ki benden hoşlandığını iddia eden hiçbir erkeğe aynı hislerle karşılık verememiştim. Öyle ki, kimseyi sevemeyişimin benden kaynaklı ciddi bir problem olduğunu bile düşünmüştüm bir dönem.

Açıkçası bugün bile hiçbir erkeği kendimden fazla sevebileceğimi sanmıyordum.

Bir istisna vardı elbette. Ancak bazen onun varlığı bile keyfimin sürekliliğinden önemli değildi.

Tek başıma olmanın rahatlığıyla sesli bir iç çekiş eşliğinde saçlarımı kontrol ettim asansör aynasından. Önüme gelip durduğu için saçlarımın ön kısmını arkada ufak bir topuz yapmıştım ve geri kalanı dalga dalga sırtıma dökülürken çok daha rahattım. Bugün Burcu yoktu, sabah geç geleceğine dair mesaj atmıştı. Aleyna ve İlayda'ya da rastlamamıştım, hal böyleyken kendimi epey huzurlu hissediyordum. Ufacık bir pürüz vardı, Batuhan'ı hiç görmemiş ve doğal olarak o anlamsız mesajlarının sebebini öğrenmek için ağzını arayamamıştım fakat sorun değildi. İstemiyorum, deyip durmuştu. Problem neydi, çözememiştim ve çözemediğim sürece zihnimi sürekli meşgul edecekti.

Parmaklarıma bulaşan mürekkebi tırnaklarımla kazımaya çalışırken duran asansörün kapısı açıldı. Yemekhaneye bir kat kalmıştı. Aslında açlıktan ziyade uykusuzluktu ihtiyacım olan fakat Batuhan'ı görebilme imkanım kısıtlıyken bunu yapmam gerekiyordu. Onunla koridorda ya da ne bileyim, okulun herhangi bir köşesinde karşılaşmak zordu. Hayalet misali bir görünüp bir kayboluyordu.

KuklaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin