Sinan annesini evine bıraktıktan sonra Selin'i hastaneye götürdü. Darp raporundan sonra o aşina olduğu koridorlarda Selin'in Kenan'dan şikayetçi olmasını sağladı.
Tolga onları birkaç dakika bekleteceğini söylemişti ama zaten oraya buraya derken iki buçuk saattir burada dolanıyorlardı. Tuhaf pencerelerden içeri giren güneş ışığı içerideki tüm tozu ortaya çıkarıyordu. Zaten ortam havadar bile degildi. Sinan boğulurcasına tişörtünün boğazını çekiştirdi.
"Burası korkunç bir yer! Burada çalıştığıma inanamıyorum."dedi sıkıntıyla.Ama Selin sevecen bir şekilde konuştu. "Burayı polisken de sevmezdin ama işine odaklandığında ne kadar havasız olduğunu unuttuğunu söylerdin."
"İyi bari. Değişmeyen birşeyler varmış."
"Eminim değişmeyen birçok şey vardır. Bunu ikimiz de zamanla farkedeceğiz."
"Ben zamanla kelimesini kullanmayacağim. Çünkü hatırlayacağım." Sonra döndü ve etrafina bir daha göz gezdirdi. "Ama hatırladığimda bile eski işime dönmek isteyeceğimi sanmiyorum."
"Bunu bilemezsin."dedi Tolga'nın geldiği yöne bakarken.
Genç adam prosedürleri halledip onlara çıkabileceklerini söyleyince Sinan derin bir nefes aldı. Burası onun gibi biri için fazla kasvetliydi.
Dışarıdaki merdivenlerden inerken Selin'in yüzündeki yer yer sararmış morlukları inceledi. Dün geceyi hatırladıkça içine tuhaf bir heyecan ve mutluluk dalgası yayılıyordu. Onu delicesine bir arzuyla öperken yüzündeki hiçbir yere dokunamamıştı. Selin de az değildi. İstese onu engelleyebilirdi ve buna yaşadığı travmadan sonra Sinan'ın tek bir itirazı olmazdı ama o tüm bu zırvaların yerine kocasını tedavi etmeyi seçmişti. Bir seans demişti. Şimdi dönüp ona yeni seans ne zaman dese komik olur muydu? Burada...Emniyetin bahçesinden çıkarken..
Bu soruyu es geçti. Ne de olsa ondan yeni bir randevu almanın yolunu bulurdu.Sessizliği bozan Selin oldu."Şimdi ne yapıyoruz?"
"Uzun bir yolculuğa hazır mısın?"
"Seninle yolculuğa hazır olabilirim ama babamla karşılaşmaya hazır degilim."
Sinan arabayı çalıştırmadan önce eğilip dudaklarına küçük ama içinde binbir duygu barındıran o öpücüğü kondurdu. Selin heyecan içinde ona bakakalırken Sinan onun emniyet kemerine uzandı.
"Seni güvende tutmam lazım çünkü sana birşey olduğunu düşündüğüm an ne kadar delirdiğimi bilemezsin."Sinan böyle söylediğide Selin iki yıl öncesine geri döndü. Mert onu arayıp önce sakin olması gerektiğini,Selin çılgınca üsteleyince de Sinan'ın bir görevde olduğunu ama binada bir bombanın patladığını,yaralı polierin olduğunu anlatmıştı. Selin o akşam kocasını sağ salim görene kadar aklını yitirmek üzereydi. Bu düşüncelerden sonra şoför koltuğuna yerleşen Sinan'a baktı. "Bilebilirim."dedi.
Gebze üzerinden Manisa'ya doğru yol aldılar. Selin anne babasının eski evlerine taşındığını iki hafta önce halasından öğrenmişti.
"Babam bizi görünce..."derken Sinan sözünü kesti. "Hiçbirşey olmayacak! Ben seni seviyorum,sen de beni. En önemlisi biz hala evliyiz. Lanet olası bir imza yüzünden babanla tartışacak değilim."Selin ona bakıp en içten gülümsemesini gönderdi. "Babam seni tüfekle kovalayabilir."
"Çifte mi?"dedi dalga geçercesine.
"Hem de en iyisinden."
"Bak şimdi korktum."derken genç adam kahkaha atiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖRT MEVSİM [Tamamlandı]
Romance♧Berbat bir evliliği sonlandırmaya karar vermiş iki genç; hayatın onlara oynadığı oyunları atlatıp, yüzeysel yaşadıkları aşklarını derinlere taşıyabilecekler mi?♧