Yaşlı adam köydeki küçük bakkaldan dönerken evlerinin önündeki arabayı gördüğünde şaşırdı.Aylardır evlerine ilk defa bir araba geliyordu ve bu tamamen kendisine yabancı bir arabaydı. Elindeki poşetlerin ağırlığından ağır adımlarla yaklaştı.
Bahçe kapısının oradaki hareketlenmeyi görünce dikkat kesildi. Karşısında görmeyi beklediği son kişi Sinan'dı. Bu adam burada ne arıyor diye düşündü ve bir anda içine tarif edilemez duygular eklendi . Özlem..heyecan... Sinan geldiyse belki de Selin de gelmişti. Birkaç adımdan sonra artık evinin kapısını görebiliyordu ve tam da beklediği gibi Selin oradaydı. Genç kadın gittikten sonra anne ve babası onu her yerde aramışlardı. Babası evde sürekli Sinan'a gittiği için onu asla bağışlamayacağını söylüyordu ama annesi kocasını iyi tanırdı. Selin onların tek çocuğuydu. Sırf kızları için köylerini terk edip başka bir yere yerleşmişlerdi. Selin gittikten sonra artık orada olmanın da bir anlamı kalmadığı için köylerine geri döndüler. Babası her ne kadar gizlese de Selin'den bir haber beklemişti. Küçük bir arama... bir mesaj... İyi olduğuna dair birkaç cümle istemişti ama Selin bir kez bile aramamıştı. Şimdi bir anda onu burada görmek yaşlı adamı çok üzmüştü. Aynı zamanda neredeyse elindeki poşetleri bırakıp ona koşacak kadar da heyecanlıydı.Sinan yaşlı adamı görünce haliyle tanımadı. Herhangi bir adam olduğunu düşündü ama onlara doğru yaklaştığını görünce o eve geldiğini anladı. Daha Selin'e seslenmesine fırsat kalmadan Mehmet Bey kızına seslendi ve bu seslenmesini oldukça öfkeli çıkarmak için elinden geleni yaptı. Selin onları bu kadar merakta bırakmanın cezasını çekmeliydi.
Selin babasının sesini duyunca zaten zangır zangır titreyen vücudu ayakta durmakta zorlanmaya başlamıştı. Onları o kadar üzmüştü ki içindeki bu ağırlık tarif edilecek gibi değildi. Bir anda sesin geldiği yöne kafasını çevirdi ve büyük bir hüzünle "Baba?" diye seslendi.Ama karşısındaki adam dağ gibi dimdik duruyordu.
Ne yapacaktı ki şimdi?
Selin ona sarılmak isterse red mi edecekti?
Evet belki de öyle yapacaktı ama Selin her şeye rağmen deneyecekti.Hüzünlü iç çekişleriyle merdivenleri inmeye başladı ama bunu yaparken babasının yüz ifadesini kontrol etmeyi unutmuyordu.
Şimdi ona git mi diyecekti?
Yaşlı adamın önüne kadar geldi ve elindeki poşetleri aldı. Yere bıraktıktan sonra korkuyla tekrar "Baba!" dedi.Sinan olup biteni hüzünle izliyordu . Selin ona son bir adım daha yaklaştı "Baba..." dedi "..seni çok özledim."
Babasının yüzünü izlerken çenesinde küçük bir titreme gördü. Taş gibi yüzündeki o küçük titreme genç kadına istediğini vermişti. Ufacık bir an Sinan'a dönüp gülümsedi . Adam da ona muhteşem gülüşünü sunduktan sonra genç kadın babasının boynuna atladı. Yaşlı adam artık vazgeçti. Kızını o kadar özlemişti ki sonra cezasını veririm diye düşündü. Boynunda hıçkırıklarla ağlayan kızına sımsıkı sarıldı.
"Neredesin yavrum?" dedi. "Bunca zamandır neredesin? Bu yaşlı adamın kalbi dayanır mı sanıyorsun? Bir kere aramaz mı insan?""Özür dilerim baba." dedi Selin hıçkırıklar içinde.
"Benden nefret ettiğini düşündüm. Benim için yerinizi yurdunuzu değiştirmenize rağmen ben size ihanet ettim, arkama bakmadan dönüp gittim. Sizi üzdüğüm için kendimden nefret ediyorum ama pişman değilim baba. Sana Sinan'ı getirdim." deyip genç adama döndü.Sinan hiç vakit kaybetmeden yaşlı adamın ellerine uzandı . Mehmet Bey ona öfkeyle baktı ve elini vermek istemedi. Selin bu manzaraya bakarak müdahale etmek zorunda olduğunu düşündü.
"Lütfen baba." dedi. "İçerde her şeyi anlatacağım sana. Annem evde mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖRT MEVSİM [Tamamlandı]
Romansa♧Berbat bir evliliği sonlandırmaya karar vermiş iki genç; hayatın onlara oynadığı oyunları atlatıp, yüzeysel yaşadıkları aşklarını derinlere taşıyabilecekler mi?♧