"Mert ve Hicran"

7K 364 16
                                    


Mert ve Hicran gözgöze geldiğinde her şey anlaşılmıştı. Genç kız sevdiği adamın gözlerinde o tanıdık çaresizliği çok açık görebiliyordu. Ama odadaki herkesi olanlardan daha fazla şaşkına uğratan annesinin sözleri oldu.

Kadın beceriksiz hareketlerde oğlunun parmağındaki alyansı çıkarırken "bir şey değil oğlum,her zamanki özentiliğinden kalmıştır" deyiverdi.

Kocası bu yalandan dolayı ağzını açacağı sırada Hicran tarafından durduruldu. "Babacığım istersen ağabeyimin doktoruyla bir görüş." Genç kız sonra Mert'e döndü. "Birer kahve alalım mı? Herkes rahatlasın artık."

"Olur."

Hastanenin geniş lüks kapısından çıkar çıkmaz Hicran Mert'e baktı. "Neler oluyor? Neden ağabeyim hatırlamıyor?"

"Bunun çarpmaya bağlı,geçici bir travma olduğunu düşünüyorum. En doğrusunu doktoru söyler."

"Uzun sürer mi? Tekrar gelecek ama,değil mi?"

Genç kızın umutla sorduğu soruya en doğru cevabı veriyordu Mert. "Öyle umuyorum. Bu tip vakalarda genel olarak eski haline dönüyorlar. Acaba Selin'i ne kadar hatırlıyor?"

"Evlendiklerini falan hatırlamıyor baksana."dedi Hicran üzüntüyle.

"Ama Selin'i hatırlıyor olmalı. Onu önceden de tanıyordu."

"Ona hala ulaşamadın mı?"

"Hayır,hepsinin telefonları kapalı. Kasabadaki halasını aradım,evi taşıdıklarını söyledi. O da yerlerini bilmiyormuş."

"Elbet akrabalarıyla iletişim kurar ama değil mi? Kadın ömür boyu ağabeyinin evini bilmeyecek değil ya!"

"İnşallah öyle olur. Zaten ben sürekli arayacağımı kadına da söyledim. Bir şey öğrenirse haber vereceğine dair söz de aldım."

O sırada doktorun odaya geldiğini görünce ikisi de peşine takılıp odaya daldı. Yaşını almış doktor,kısa bir muayeneden sonra Sinan'a döndü. "En son ne hatırlıyorsun Sinan?"

Genç adam bir süre düşündü. "Mert'in mezuniyet yemeğine gitmiştik."

Hicran kısa süren bir hayal kırıklığından sonra hemen araya girdi. "Kiminle gittin ağabeycim?"

"Yalnız."

"Sonradan biriyle buluştun mu?" O gece Hicran da partideydi ve Selin'in sonradan yetişip Sinan'la vakit geçirdiğini biliyordu.

Sinan kaşlarını çatmıştı. "Hayır,sanmıyorum. Bana bunları niye soruyorsunuz? Başım ağrıyor zaten."

Mert başını eğip şakaklarını ovmaya başladı. Durum düşündüğünden daha vahimdi. Herkes Sinan'la ilgilenirken Mert doktorun arkasından koştu. "Hocam?!" Yaşlı adam başını çevirip Mert'in ona yetişmesini bekledi.

Genç adam "Muhtemelen son üç yılı hatırlamıyor ama eşini hatırlamaması hiç normal değil. Onlar neredeyse çocukluğundan beri birbirlerini tanıyorlar." Dedi.

"Nadiren de olsa bu gibi durumların yaşandığını duyduk. Eğer yaşadığı kötü olaylardan çok fazla etkilendiyse ,yaşadığı hafıza kaybında beyin o anıları kişileriyle birlikte tamamen silebilir. Ben bunun geçici olduğunu düşünüyorum. Hatırlaması içi eski yaşantısını devam ettirmesi gerektiğini sen de biliyorsun. Bundan gerisini aileye aktarırsın."

"Peki Hocam. Teşekkürler."

Mert odaya geri dönünce Hicran nihayet fırsatını bulmuştu. Annesini ağabeyinin duymayacağı uzaklığa,pencerenin önüne çekti. "Neden evlendiğini sakladın?"

DÖRT MEVSİM [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin