"O'nu Görmek"

6.9K 389 17
                                    

N0T: Bir sebepten dolayı hikayemin ismi değişmiştir. Bağımsız Bağımlılar yoluna Dört Mevsim olarak devam edecektir. Keyifli okumalar...

*****

Selin şehrin bilmem hangi tarafındaki bir evde,haftalardır ağlıyordu. En çok da terkedildiğine ağlıyordu. Hiç onunla birlikte olmayan şansına isyan ede ede geçen günlerinde tek tutunabildiği dal bir hastanede işe başlamasıydı. Babası iki ay boyunca hiçbirşey yapmasına izin vermemişti. Selin'in haklı isyanından sonra Mehmet Bey de bulduğu hastanede çalışmasına ses çıkarmamıştı. Yaşlı adam Sinan'ın sürekli rahatsız edeceğini düşünmüştü ama eski damadı iki aydır ortalarda yoktu. İstese onlara Selin'in büyük teyzesinden ulaşabilirdi. Bir keresinde yolları Konya'ya düştüğünde iki gece misafir olarak kaldıkları teyze bu aileyle sürekli irtibat halindeydi. Mehmet Bey de artık Sinan'ın vazgeçtiğine emin olmuştu. Bundan sonra kızını sıkmasına,onun üzülmesini izlemesine gerek yoktu.

Selin her ne kadar babasına kırgın olsa da yaşlı adam sadece onun iyiliğini istiyordu. Onu alıp gitmişti,çünkü kızını gayrimeşru ilişkilerle başbaşa bırakamazdı. Sinan eğer Selin'i tekrardan istiyorsa gelir alırdı. İki ay boyunca gelmediğini de varsayarsa Mehmet Bey doğruyu yaptığına herşeyden çok inanıyordu.

Selin daha yeni başladığı işinde iki arkadaş edinmiş yemek molalarında eğlenceli sohbetlerle vaktini geçirmeye başlamıştı. Başlamıştı başlamasına ama herşey buraya kadardı. Akşam eve döndüğünde ailesiyle vakit geçirmek dahi istemiyor,yorgunluğunu bahane ederek odasına çekiliyordu.

Kalbinde açılan o korkunç boşluk hissinden kurtulamayacağını,bundan sonra asla mutlu olamayacağını hissediyordu. Çünkü herşey bir anda oluvermişti. Sinan ondan şans istiyordu,onu bırakmayacağını söylüyordu,gitme diyordu. Ama peşinden bile gelmemişti. Belki de gelmişti ama bulamayınca o da vazgeçmişti. Bu Selin için kırgınlıktan da öte birşeydi. Herşey bir yana onu surekli rüyalarında görmekten ruhsal olarak çökmüştü. Bazı geceler yatağında kıvrılıp ağzına yastığı basıp ağlardı.

Başka ne yapabilirdi? Ailesini arkasında bırakıp onu görmeye gitse? Onu özlediğini söylese? Söylese onu hala çok sevdiğini... Keske bu kadar korkak olmasaydı. Acaba Sinan ne yapardı? Belki o da onu ne kadar özlediğini söyler sarılırdı. Bir daha onu asla bırakmayacağını söylerdi. Evimize gidelim derdi belki de..

"Selinn!?"

Bir anda korkuyla titredi genç kadın. Şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırıp etrafına bakındı. Sinan'ın karşısında değildi. Dirseklerini masaya dayayıp başını ellerinin arasına aldı. "Bugün hiç iyi görünmüyorsun Selin."dedi Zühre.

"Boşver."dedi genç kadın. Kimseye hakkında birşeyler anlatmak istemiyordu. Burada onu tek anlayan Zühre'ydi. Çok problemi olduğunun farkındaydı ama sormak istemiyordu. Sadece ona koşulsuz yardım edeceğini,anlatmak istediğinde dinleyecegini söylemişti.

"Akşam bağda piknik yapalım mı? Biraz kafa dinleriz,hastaneden de sıkıldım."dedi Selin'in elini tutarak.

"Babamlara sorayım."

"Ben Mehmet amcayla konuşurum."deyip gülümsedi.

Arabadan inip bagajdan piknik sepetlerini alıp üzüm bağının içine yapılan küçük tahta eve yürüdüler.

"Burası sizin mi?"dedi Selin eve bakarken.

"Evet. Daha doğrusu dedemin. Vaktinin çoğunu burada geçirir.".

"Çok şirinmiş."deyip Zühre'nin açtığı kapıdan içeriye baktı.

"Suyumuzu buradan alalım. Sonra bir agacın altına seriliriz."

DÖRT MEVSİM [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin