DÖRT MEVSİM [Tamamlandı]

Burada Bir Gün

     
      Selin sürekli esneyen annesine,elinden kumandayı bırakmayan babasına ve gözleri kapandı kapanacak olan müstakbel kocasına baktı. Saat neredeyse gece yarısı olmuştu ama babası hala yatmaya niyetli değildi.
      Annesi tam bir şey söylemek için ağzını açtığı sırada Mehmet Bey "Hanım şu kumandanın da pilleri mi bitti ne?  Bir baksana çekmecede vardı sanki."

       Günnur Hanım Mehmet Bey'e şaşkınlıkla bakıp ayağa kalktı.  "Ama..."der demez Mehmet Bey "Vallahi bitmiş bunlar."dedi ona bakarak. Günnur hanım ise pilleri daha iki gün önce taktığına ve kocasının bunu gördüğüne emindi "Yine ne çeviriyorsun acaba?" dedi kendi kendine.

      "Selin,kızım sen de bize şöyle acı, köpüklü bir kahve yapıver bakalım."

       Sinan bıkkınlıkla iç çekti ama Mehmet Bey'in duyması imkansızdı. Selin mutfağa gidince Sinan ona mesaj attı.

*Babanın uyumaya niyeti yok anlaşılan.

      Genç kadın kapının eşiğinden ona bakıp bilmiyorum dercesine omuzlarını silkti.  Selin kahveleri getirdi, Günnur Hanım pilleri değiştirdi,kahve bardakları da boşaldı ama Mehmet Bey hala kanal zaplıyordu.

     Sinan artık dayanamadı "Baba artık uyusak mı? Biz sabah yola çıkacağız."

     Mehmet Bey göz üstünden damadına baktı. "Ne o damat efendi! Kızımı değil de ateş almaya mı geldin?"

      "Estağfirullah baba, o nasıl söz?"

     "O zaman yarın gitmeyi unut, hazır buraya kadar gelmişsin, birkaç işimiz var seninle."

       Günnur Hanım Mehmet Bey'i gizlice dürtükledikten sonra "Kızım gel biz yatakları hazırlayalım." deyip kalktı.

      Arkasından Mehmet Bey seslendi. "Sinan'ınkisini misafir odasına hazırla." 

      Sinan "Ama.." derken yaşlı adam onu susturdu. "Yeniden imzayı attığınızda." 

       Herkes odasına geçtiğinde Gunnur Hanım Mehmet Bey'e "Onlar evli Bey, neden çocukları böyle gıcık ediyorsun?"dedi.

      Geceliğini giyen yaşlı adam kıs kıs güldü. "Boş ver.Biraz dizginleyelim haytayı. Kızımın kolay lokma olmadığını görsün." 

"İlahi Bey, sen de adamı delirtirsin. Çıkar gider kızın odasına ne olacak?"

"Kapılar gıcırdıyor,cesaret edemez!"

 
"Camdan atlar. Çok mu zor?"  

"Camın altına ısırganları attım."  

"Ne yaptın?Ne yaptın?"

"Isırgan döşedim vallahi." 

"Dün topladıklarımı mı?" dedi hayretle. 

"Kusura bakma Hanım."

"Zaten zor yetiştiriyorum bu sıcakta. Hem iki üç parça ısırgan ne der koskoca adama?" 

"Selin'in camın altına da karabaşı bağladım."

"Yok artık!"

"Ee o kadar kolay değil." 

"Görecegiz bakalım."  

      Öteki odada deli gibi dönen Sinan atlamak için camı açmıştı bile. Atlamadan önce Selin'e mesaj attı.

*Pencereyi aç sevgilim kucağına geliyorum.

      Selin mesajı okuduğunda dizlerinin titremesine engel olamadı. Yanındayken bile onu özlüyordu.