"Herşey için geç kaldı, değil mi?! Söylesene Mert! Ben de doktorum!""Üzgünüm Selin. Bebeği kaybettik."
.
.
.
"Asıl tam sırası. Biz hiçbirşeyi haketmiyoruz. Ben daha fazla bu şekilde devam edemem. Git buradan Sinan!"
.
.
.
"Yanımdayken sana sarkıntılık eden adamla konuşuyorsun! Beni delirtmek hoşuna mı gidiyor? Kıskandırmak için mi yapıyorsun?""Sen iyice paranoyaklaştın. Konuşmama bile izin vermiyorsun!!"
.
.
."Kenan'dan uzak dur. Ve karıcığım.."
"..Salı günkü mahkemede başarılar. Çünkü ben boşanmıyorum!"
.
.
.
"Çünkü o benim ailem.. O benim karım.. Çünkü onu hala ilk günkü gibi seviyorum.Bunu ona da söylemiştim. Asla değişmeyecek."
.
.
.
"Ne var da gülüyorsun pislik!""Doğrusunu istersen....o uçuk yeminden sonra bu kadar çabuk ve bu kadar delice salonuma dalmanı beklemiyordum. Her ne kadar zarara uğratsan da bana hediyelerin en güzelini getirdin."
.
.
.
"Herşey yarım kalacak.""Oğlum siz herşeyi çoktan yarım bırakmışsınız zaten."
.
.
.
"Mehmet amca ben Selin'i seviyorum. O benim karım. Hep öyle olacak. Bir hata yaptık sadece. Bu durumu düzelteceğim."
.
.
.
"Senin için birşey bıraktım. Üst katta,sol komodinin üzerinde."
.
.
.
Sinan..Sana söylemek istediğim yüzlerce kelimem olmasına rağmen ben birkaç satır karalamakla yetineceğim. Çoğu insan gibi severek evlenmemize rağmen boşanmamız kaçınılmazdı. Bana bunu düzeltebileceğini söyledin ama benim buna inanmadığımı bilmeni istedim. Artık uyumlu olmadığımıza emin oldum. Bunun için kalbimi ve iki senemi feda etmiş olsam da güzel günlerimiz olmuştu. Şimdi sana,bir daha görüşmeyeceğimizi bilerek hoşçakal diyorum. Seni seviyorum. Senin de beni sevdiğini biliyorum. Ama bu daha fazla yürüyemez. Mutlu ol.
.
.
.
Evlilik...
Yüzük...
Balayı...
Kavgalar.."Beyefendi!! İyi misiniz? Sedyeee!!!"
Sinan ellerini kafasının iki yanına koymuş, yere diz üstü düşmüştü. Aklında çakan şimşekleri,beynini istila eden görüntüleri ve dün gibi hatırladıgı sesleri taşımakta zorlanıyordu. Saniyelik zaman dilimlerinde bir yandan neler olduğunu sorgularken,diger yandan unuttugu herseyi hatırladığının farkindaydı. Bir enkaza dönüşmüştü genç adam. Bedeni de ruhu da...
Doktor seslendiğinde gördü genç adam halini. Sedye geldiğinde "Ben...şey..gerek yok. Iyiyim. Iyi miyim? Bilmiyorum. Sedyelik işim yok! Doktorumu aramam gerek."
"Pekala doktorunuz kim? Yardımcı olalım."
Sinan cebinden telefonunu çıkarabildi ama kullanmaya gücü yoktu. "Arayabilir misiniz? Serhat Bey yazan."
"Tabi ki."
Doktor telefonu uzattığında zar zor kulağına götürdü.
"Serhat Bey?""Efendim Sinan. Kötü birşey yok değil mi?"
"Hayır. Ben...sanırım herşeyi hatırlamaya başladım."
"Bu çok güzel bir haber. Bugun muayeneye gelebilir misin?"
"Birkaç saat sonra gele.."dedikten sonra doktorun az önce soylediklerini ve ölen bebeğini hatırladı. O zaman da Selin'i yalnız bırakmış,ilk defa tek başına o kadar uzağa gitmişti. Hatta -Allah belasını versin ki- gelmeyi düşündüğünü ama inadından gelmediğini de hatırlıyordu.
Hatirlamak istemeyeceğin kimbilir daha neler yaptin aptal Sinan..dedi kendi kendine.
"Yok yok. Bugun gelemem ama yarın erkenden gelebilirim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖRT MEVSİM [Tamamlandı]
Romance♧Berbat bir evliliği sonlandırmaya karar vermiş iki genç; hayatın onlara oynadığı oyunları atlatıp, yüzeysel yaşadıkları aşklarını derinlere taşıyabilecekler mi?♧